Soylu'nun açıklamaları şöyle:
Bu aslında Türkiye'nin terörle mücadelesidir. Sınırının ötesinde yaptığı önemli adımın 3. halkasıdır. 1. adımı Fırat Kalkanı Harekatı'dır. Türkiye, Fırat Kalkanı Bölgesi'nde büyük bir risk aldı ve yaklaşık 3 bin 60'ın üzerinde DEAŞ'lıyı da etkisiz hale getirdi.
Ardından Zeytindalı Harekatı gerçekleşti. Dünyada "Burada ne işiniz var..." Destek olanlar destek olmayanlar... Türkiye orada da bir kararlılık ortaya koydu. Hem kendi sınırını tehdit eden hem de oradaki nüfus yapısını değiştirmek için PYD/PKK'ya sessiz kalmadı.
"O BÖLGEYİ KÖY KÖY, AŞİRET AŞİRET MAHALLE MAHALLE BİLİYORUZ"
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı'ndan avantajları ve dezavantajları var. İstihbarat açısından şuan çok iyiyiz. Dezavantajı stratejik müttefiklerimizin 30 bin TIR takviyesi var. Hem bu konudaki hazırlıklar uzun zamandır yapılmaktadır. Biz o bölgeyi bugün görüyor değiliz. Biz o bölgeyi köy köy, aşiret aşiret mahalle mahalle kimin kim olduğunu biliyoruz. Bu da bizim açımızdan önemli bir avantaj.
Avrupa'nın söylediği şu; bu bölgenin demografik yapısını değiştirmeye çalışıyor. Burada Arap koridoru yaratacak tarzı sözler. Türkiye hem Fırat Kalkanı hem Zeytin Dalı Harekatı olsun. Bu hattın tamamında 25-30 km başlamadan önce biz zaten oradaydık.
Çok iyi planlanmış, özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin çok iyi planladığı, şu ana kadar da bütün planlamaları kendi ölçeği içerisinde yürüttüğü bir harekatın içerisindeyiz.
"BU BİR SAVAŞ DEĞİL, TERÖRLE MÜCADELE"
Hem PKK/PYD hem de HDP kendine bir yer buldu. Bu durumu savaşla nitelendirdi. Bu teröristleri temizlemeye yönelik bir harekattır. Onların söylediği bizim harekat yaptığımız yerin içinde değildir.
Türkiye sivilleri korumaya yönelik hassasiyetini terör örgütü kullanmaya çalışmıştır ama uluslararası alanda hiçbir eleştiriye maruz kalmadık.
Bu bir savaş değil. Bu bir terörle mücadele. Sınır ötesi harekat. Türkiye teröristlere ait bir kampı yok etmek üzere kendi adına meşru bir harekatın içerisinde. Uluslararası alanda meşru bir harekatın içerisinde.
"OLAĞANÜSTÜ ADIMLAR ATILDI"
Tüm okullarla ilgili adımlar, onlarla beraber entegrasyonunun sağlanması, yani bu işlerin operasyonel açısından olağanüstü adımlar atıldı. Dönüp bakıldığında "Türkiye bunları nasıl başarmış" diye kendi içimizde bile şaşırılacak adımlar atıldı.
Bugüne kadar neden bir hamle koymadık. Türkiye'de 14-15 bin terörist sayısına ulaştığımızı biliyoruz. Geçen Tunceli Kutu Deresin'deydim. Oralarda bizden birilerinin bulunması aya insan çıkması gibi bir şeydi. Teröristler 500'lük binlik eğitimler yapıyorlardı. Türkiye çok stratejik adımlarla bugüne geldi.
"MÜHİMMATI BİZ KENDİMİZ YAPARIZ"
Zeytin Dalı Harekatı'nda mühimmatımız bitecek mi bitmeyecek mi diye endişeliydik. Çünkü amborgoluyduk. Silahlı insansız hava araçlarımız var ama ABD kamera vermiyordu. Mühimmatımız yok. Mühimmat vermiyor. Kanada'ya gidiyoruz, öbür tarafa gidiyoruz. Yani en nihayetinde pes ettim ve Sayın Cumhurbaşkanımıza "Mühimmatı Kanada'dan alalım" dedim. "Sabret" dedi "Biz kendimiz yaparız." O zamanlar masada bu konuşulurken Türkiye şimdi kendi gece görüş kamerasını yapıyor. İnsansız hava aracına takıyor. Entegrasyonunu F16'larla birlikte yapabilme kapasitesine sahip. Hem toplarıyla hem mühimmatlarıyla bunu yapabilme kapasitesine sahip Türkiye.
Bize harekat başladığından itibaren öteki taraftan da bilgiler geliyor. Aşiretler var. 'Sizlerle birlikteyiz. Şu kadar adam sizinle birlikteyiz. Bize hangi görevi vereceksiniz' diyorlar"
Bu harekatın temel hedefi, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı ve bizim etrafımızdaki sınırlarımızın ve coğrafyamızın karşı karşıya kaldığı terörü tasfiye etmektir.