Türkgün Gündem İstanbul’da deniz suyu çekildi

İstanbul’da deniz suyu çekildi

İstanbul'da Menekşe Sahili’nde deniz suyunun çekilmesiyle sahilde küçük adacıklar ortaya çıkarken, balıkçılar ise denize açılamadı. Deniz suyunun çekildiği sahil havadan görüntülendi.

KAYNAK: Demirören Haber Ajansı

Menekşe Sahili'nde deniz suyunun çekilmesiyle birlikte sahil boyunca adacıklar oluştu. Bu durum, Menekşe Deresi'nde balıkçıları olumsuz etkiledi. Havadan çekilen görüntülerde, deniz suyunun geri çekilmesiyle oluşan adacıklar ve metrelerce çekilen deniz suyu net bir şekilde görülebiliyor. Balıkçılar, bu yılın diğer yıllara kıyasla deniz suyunun çok daha fazla çekildiğine dikkat çekerek avlanma faaliyetlerini gerçekleştiremediklerini belirttiler.

Deniz Suyunun Çekilmesi Balıkçıları Etkiledi

Menekşe Deresi'nde balıkçılık yapan Fatih Akkor, bu yıl deniz suyu seviyesinde belirgin bir çekilme olduğunu vurguladı. Akkor, "Hiçbir zaman deniz suyu bu kadar geri çekilmemişti. Bu yıl su seviyesinde 60-70 santimetrelik bir çekilme yaşandı. Bu durumun arkasında yağışlar da etkili. Küçükçekmece Gölü ve barajlardan gelen suyun azalması da bu çekilmeyi artırdı. Belki birkaç gün içinde su seviyesi normale dönecek ama bu yılki olağanüstü çekilmenin sebebi araştırılmalı. Balıkçılar olarak biz bu durumu net bir şekilde hissediyoruz. Dün akşam, suyun çekilmesi nedeniyle avlanmaya çıkamadım. Teknem hazır duruyordu ancak denize açılamadım. Eğer açılsaydım geri dönmem gerekecekti, bu yüzden evde kalmak zorunda kaldım. Bu durum, geçim kaynağımızı da olumsuz etkiliyor" ifadelerini kullandı.

İstanbul’da deniz suyu çekildi

Çevre ve İklim Değişiklikleri Etkili Olabilir

Uzmanlar, Menekşe Sahili'nde yaşanan deniz suyu çekilmesinin arkasında çevresel faktörlerin ve iklim değişikliklerinin etkili olabileceğini belirtiyor. Deniz suyunun beklenmedik bir şekilde geri çekilmesi, hem deniz ekosistemi hem de balıkçılık faaliyetleri üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Sağlık Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

Deprem sonrası kaygıyı azaltmanın yolu

İstanbul'da yaşanan son deprem, sadece fiziksel etkilerle değil, psikolojik travmalarla da gündeme geldi. Deprem sonrası birçok kişi, “hayalet deprem” algısı gibi ruhsal sorunlar yaşarken, nöroteknoloji alanındaki yenilikçi yöntemler, bu psikolojik etkilerle başa çıkmada umut veriyor.

MUHABİR: Sevda Yalçın

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan deprem, Türkiye'nin deprem kuşağında yer almasının verdiği endişeyi bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Fiziksel etkilerin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan psikolojik sorunlar da büyük bir tehdit oluşturuyor. Özellikle "hayalet deprem" algısı, anksiyete ve panik atak gibi ruhsal sarsıntılar, depremzedelerin günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Ancak, nöroteknoloji alanındaki gelişmeler, bu zorlu süreci atlatmaya yönelik umut verici çözümler sunuyor.

Hayalet Deprem Algısı ve Beynin Alarm Durumu

Deprem sonrası yaşanan "hayalet deprem" algısı, aslında beyindeki bir alarm durumunun yansıması olarak açıklanıyor. Dr. Günet Eroğlu, bu durumu şöyle tanımlıyor: "Deprem anında, beynimizin hayatta kalma mekanizması devreye girer. Sarsıntı geçtikten sonra bile, beyin potansiyel bir tehlike arayışıyla çevreyi tarar. Dengeyi kontrol eden beyindeki aşırı aktivite, gerçekte olmayan sallanma hissi yaratır."

Nörogeribildirim: Deprem Sonrası Kaygıyı Yönetmek İçin Yeni Bir Yöntem

Nöroteknoloji alanında son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedildi. Nörogeribildirim (NGB), bireyin beyin dalgalarını izleyerek, bu aktiviteyi bilinçli bir şekilde düzenlemeyi öğrenmesine olanak tanır. Dr. Eroğlu, NGB’nin deprem sonrası yaşanan stres, kaygı ve "hayalet deprem" hissinin yönetilmesinde etkili olduğunu vurguluyor. "NGB, beynin sakinleşmesini destekleyen frekansları güçlendirir, otonom sinir sistemini dengelemeye yardımcı olur ve yanıltıcı sallanma hissini azaltır."

Deprem Psikolojisi: Travmanın Etkileri ve Bilimsel Çözümler

Depremin fiziksel zararlarının yanı sıra, ruhsal etkileri de uzun süre devam edebilir. Deprem sonrası yaşanan anksiyete, stres ve travmalar, bireylerin psikolojik sağlığını tehdit eder. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi bilimsel temelli yaklaşımlar, bu psikolojik sorunlarla başa çıkmanın güçlü araçları olarak öne çıkıyor. Dr. Eroğlu, "Bireylerin psikolojik sağlamlıklarını artırmak ve travmanın uzun vadeli etkilerini azaltmak için bu yenilikçi yöntemlerin önemi büyük," diyor.

Deprem Sonrası Psikolojik Hazırlık: Nöroteknoloji ve Yenilikçi Yöntemler

Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak, deprem sonrası psikolojik hazırlık konusunda adımlar atmak zorunda. Nöroteknoloji ve nörogeribildirim gibi gelişmiş teknolojiler, bireylerin psikolojik iyileşme süreçlerini hızlandırabilir ve travmanın etkilerini minimize edebilir. Bu tür bilimsel temelli yaklaşımlar, gelecekte deprem psikolojisi için önemli bir araç olacak.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *