Milliyetçi Hareket Partisi İzmir Milletvekili Prof.Dr. Hasan Kalyoncu, şunları kaydetti:
Tarım Politikalarında Küresel Pazar ve İklim Değişikliği Dikkate Alınmalı!
Tarım politikalarımızın küresel pazarlar ve ihtiyaçlar, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ve iklim değişiklikleri dikkate alınarak belirlenmesi zorunlu bir hâl almıştır. Politikalarımız, Türk tarımını yerellikten küresel ölçeğe yükseltmek amacıyla sürdürülebilir ve gerçekçi planlamalara dayanmalıdır. Tarımın öncelikli ihtiyaçları, orta ve uzun vadeli sorunları ve hedefleri makro seviyede belirlenerek tarım ürün ve üretim deseni bunlarla uyumlu şekilde planlanmalıdır. Tarım arazilerinin korunması ve verimliliğinin artırılması, biyolojik ve genetik varlığının muhafazası, ıslah çalışmalarında kullanılması, istilacı türlerle ve salgınlarla mücadele, zararlı organizmalar konusunda erken uyarı sistemlerinin oluşturulması ve bu tehditlere karşı mücadele yöntemleri geliştirilmesi gereklidir. Ülkemizin sahip olduğu potansiyel doğrultusunda, ürünlerde ıslah yapma, üstün vasıflı çeşit ve ırklar geliştirme, bu geliştirilen ürün çıktılarının pazarlanmasında hammadde olarak satılmasından daha çok, işlenerek, katma değeri ve iş gücü ülkemizde kalacak şekilde planlanmalıdır.
Tarımda Ürün Deseni Yeniden Yapılmalıdır!
Tarım üretiminde ürün deseninin yeniden planlanmalıdır. Bu planlamayla, yetiştiricilikte modern yöntemler, tarım kültürü ve yetiştirme teknikleri de kullanılarak birim alanda en yüksek verimin elde edilmesi sağlanmalıdır. İklim, toprak ve ürün ilişkisi en verimli şekilde değerlendirilerek kaliteli ve pazar değeri yüksek ürünlerle iç ve dış pazarın ihtiyaçları doğrultusunda, monokültür üretim biçiminden çıkılarak ürün çeşitliliği artırılmalıdır.
MHP’nin Tarım Kentleri Hayata Geçirilmelidir!
Ülkemizde Cazibe Merkezi Destekleme Programları uygulanmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, kırsal kalkınma dayanak noktası olmak üzere 1969 yılından beri “tarım kentleri” projemiz güncelliğini korumaktadır. Tarım kentleri önerimiz, çok önemli bir konu olup birden çok kırsal yerleşim biriminin bulunduğu bölgelerde coğrafi ve iktisadi şartlara göre belirlenecek ve en azından temel kamu hizmetlerinin düzenli ve yeterli olarak götürülebileceği merkezler oluşturmak fikrine dayanmaktadır. Tarım kenti düşüncemiz, farklı zamanlarda farklı hükûmetler tarafından da gündeme getirilmiş olsa da nitelikli bir uygulama gerçekleştirilememiştir. Ülkemizde, bölgeler arasındaki gelişmişlik farkının azaltılması, istihdam ve üretim potansiyelinin artırılması ve terörün faaliyet alanının ortadan kaldırılması hedeflerine yönelik olarak uygulanmakta olan cazibe merkezi yaklaşımının, tarım alanında ve bütün ülkeyi kapsayacak şekilde tasarlanmasıyla tarımsal üretimimiz desteklenmesi sağlanmalıdır.
Tarım kentleri veya merkez köyler önerimiz bu yolla hayata geçirilebilecektir. Partimiz tarafından, 1969 yılından beri bu önerimiz günün şartlarına uygun güncellemelerle ortaya konmaktadır. Çünkü, bu toplumsal ve siyasi ihtiyaç hâlâ devam etmektedir. Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki: “Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi, verim ve kalitenin arttırılması, yerinde işlenerek katma değer elde edilmesi ve istihdam sağlanması, marka olarak pazarlanmasına dayalı temel tarımsal yapılanma oluşturularak; yatırım ve teknolojiyi kırsal alanlara yöneltmek üzere katılımcı kalkınmayı destekleyecek tarım-sanayi entegrasyonun sağlandığı kırsal cazibe birimleri olan ‘tarım kentleri’ kurulmalıdır.” Küresel ısınma sebebiyle su sorununun ön plana çıkması tarım kentlerini daha da zorunlu hâle getirmiştir.
Tarım kentlerinin hayata geçirilmesiyle kırsal yerleşim bölgelerinde sağlanacak sosyoekonomik gelişme sayesinde terör propagandasına konu olacak alanlar da ortadan kaldırılacaktır. Köyden şehre yönelen göçün ve düzensiz kentleşmenin önüne geçilerek pek çok sosyal sorun çözülecektir. Tarım kentin bünyesinde oluşturulacak, tarımsal üretimde rehberlik edecek uzmanların ve makine parkının sayesinde köylümüzün tarımsal faaliyet girdilerinde azalma yaşanırken üreticimizde tarım kültürünün gelişimi sağlanacaktır. Çiftçilerimizin üretim sürecinde toprak ve tohum kalitesinden başlayarak zararlılarla mücadele, ilaçlama ve hasat sürecinde bilimsel ve teknolojik gelişmeleri etkin biçimde kullanmaları sağlanacaktır.
Üretici birliklerin katkısı ve devletin öncülüğünde ürünlerinin pazara arzı ve işlenmesi sayesinde köylünün kazancı ve maddi refah düzeyi yükselecektir. Maddi refahın artması, tarım kentlerinin parçası olan köyün ve bağlı bulunduğu il ve ilçenin kalkınmasına katkı sağlayacaktır. Merkez köylerde güçlendirilecek eğitim kurumları sayesinde yeni nesillerin köyden ayrılmasının bir gerekçesi ortadan kaldırılacaktır. Sosyoekonomik gelişme sonucunda arzu ettikleri iyi eğitim hizmetleri, sağlık hizmetleri, sigorta yaptırma imkânları neticesinde köy nüfusu yaşadığı toprakları bırakıp bir göç serüvenine girişmesi tarım kentleri sayesinde önlenebilecektir. Maddi refahı ve gündelik hayat kalitesi yükselen köylerimizin, kentlere göç etmek yerine tersine göç içinde cazibe merkezî hâline gelmesi mümkündür. Bunun sağlanması amacıyla tarıma dayalı sanayinin desteklenmesi için planlamalar yapılmalıdır.
Tarım ve sanayi arasında bu entegrasyon, tarımsal üretimde sözleşmeli çiftçilik uygulamasını ve pazarlama sıkıntısını da ortadan kaldıracaktır. Tarımsal üretimde akıllı teknolojiler ve otomasyon sayesinde ürünlerin kalitesi de güvenceye alınacaktır. Ayrıca tarım kentleri çarpık kentleşmeyi önlerken, ekolojik kent özelliği taşıyan, altyapısı modern, kanalizasyon arıtım işlemlerini, çöp toplamayı kolaylaştıran, deprem, fırtına ve seller gibi doğal afetlere dayanaklı şehirler oluşturma fırsatını verecektir. Yani ülkemizin bir an önce dirençli tarım kentleri oluşturma zorunluluğu vardır. Bu kentler köylümüzün doğayla barışık, tarımın üretkenliğini yükselten ve her açıdan güvenliği tam olan merkezlerde yaşamasını sağlayacaktır. Ulaşım, sağlık, eğitim, yönetim ve güvenlik sorunları çözülmüş ve altyapısı modern şekilde planlanmış şehirler olacaktır.
Tarım politikalarında kırsal kalkınmanın dayanak noktası olacak tarım kentlerine öncelik verilmesini hükûmetten ve Tarım Bakanlığından beklediğimizi belirtiyor, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2021 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.