Kira uyuşmazlıklarında sadece kiracı ve ev sahipleri değil arkadaşına, yakınına kefil olup da yüklü borçlarla karşı karşıya kalanlar da arabulucunun yolunu tutabiliyor. Komşu gürültüsü, tadilat, yıkım gibi ihtilaflar da arabulucuya taşınırken, başvurudan önce Kat Mülkiyeti Kanunu ve Borçlar Kanunu'ndaki yasal hakları bilmekte fayda bulunuyor.
Sabah'ın haberine göre: 6 soruda tüm merak edilenler cevaplandırıldı. Ev sahipleri, kiracılardan özellikle memur kefil gösterilmesini isterken, eşi dostu kırmayıp sözleşmeye imza atanlar sadece kira değil hasar, zarar, aidat borçları ile de karşı karşıya kalabiliyor. Kefilin maddi yönden sorumluluk alanının kira sözleşmesinde açıklanması büyük önem taşıyor.
Kefaletin türü, süresi ile ilgili olarak ayrıntılı inceleme yapılmasında fayda bulunuyor. Müteselsil kefil olunması durumunda kira ödenmediğinde kiracıyla birlikte kefile de icra takibi başlatılabiliyor.
KAT MÜLKİYETİ KANUNU KAPSAMINDA ÜST KATTAN SIZAN SU YA DA GÜRÜLTÜ YAPAN KOMŞU İÇİN DE ARABULUCUYA BAŞVURULABİLİR Mİ?
Ev sahibi, kiracı uyuşmazlığı gibi komşuluk hukukundan kaynaklı, gürültü yapan komşu, koku, ses yapan işletme, başkasının yerine araç park edilmesi, üst kattan sızan su, komşu bahçeye gölge yapan ağaç, manzaranın kapatılması, alttaki restoranın dumanı gibi sorunlar için de arabulucuya gidilebilir.
EV SAHİPLERİNİN KEFİL İSTEME HAKKI VAR MI? KEFİL SÖZLEŞMEYE İMZA ATARKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Ev sahibinin kefil istemesinin önünde hukuki bir engel bulunmuyor. Kira sözleşmeleri, para borcu doğuran sözleşmelerdir. Kefalet ilişkisinde de alacaklı kiraya veren, borçlu ise kiracı oluyor. Kontratlarda adi kefalet ve müteselsil kefalet olmak üzere iki tür kefil imzası görülüyor. Kira sözleşmesinde kefaletin süresi, türü açık bir şekilde belirtilmeli. Mal sahibi kira ödenmemesi durumunda bunu kefilden talep edebiliyor. Müteselsil kefil olunması durumunda doğrudan borçlu konumda olunuyor.
KİRA KONTRATI KAYNAKLI UYUŞMAZLIK NEDENİYLE ARABULUCUYA BAŞVURDUK ANCAK EV SAHİBİ İLE UZLAŞAMADIK. ARUBULUCUDA ÇÖZEBİLİR MİYİZ?
Kira sözleşmesinde anlaşılan ve anlaşılmayan kalemleri tek tek arubuluculuk son oturum tutanağına yazmanızda fayda bulunuyor. Başvuru konusu olmayan ya da arabulucuda müzakere edilmeyen alacak kalemleri dava konusu edilirse usulden reddedilme durumu söz konusu. Arabulucunun alacak kalemlerini açıkça yazması yasal bir zorunluluk teşkil ediyor.
KENTSEL DÖNÜŞÜM KAPSAMINDA YIKIM ÇALIŞMASI BİZİM BİNAMIZA DA ZARAR VERDİ. ZARARIMIZIN GİDERİLMESİ İÇİN DAVA MI AÇMALIYIZ?
Binanız zarar gördüyse dava açmak yerine öncelikle arabulucuya gitmeniz gerekiyor. Yıkım, inşaatı yapan tarafla zarar gören taraf kabul ettikleri oranda uzlaşabilir. Uzlaşma sağlanamaması durumunda dava açma hakkınız bulunuyor.
KEFİLLİK SÖZLEŞMESİNDE NEYE DİKKAT EDİLMELİ?
Kefilin ödemede sorumlu olduğu oran, süre sözleşmeye mutlaka yazılmalı. Gelecek yıllarda en fazla bir ya da 10 yıl kaydıyla kefil olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Kefil olacak kişi kefalet şartlarını el yazısı ile sözleşmede açıkça belirtmeli.
ADİ KEFALET İLE MÜTESELSİL KEFALET ARASINDA SORUMLULUK AÇISINDAN BİR FARK VAR MI?
Adı kefalet, borcun ödenmemesi durumuna kefile başvurulan bir kefalet türüdür. Mülk sahibi önce kiracıya yasal takip yapar, alacağını tahsil edemediğini belgeler. Ancak kiracı aleyhine aciz vesikası alındıysa ya da iflas ettiyse doğrudan kefile gidebilir. Kefilin sorumluluğu asıl alacaklıya başvurulması ve sonrasında ödeme yapılmaması durumuna bağlanıyor. Müteselsil kefalette ise asıl borçlu olan kiracının kirayı yatırmaması halinde mülk sahibi kefile başvurabiliyor. Kiracı ve kefile aynı anda yasal takip başlatılabilir.
Kaynak: Sabah