Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü Fatih Ormanı Kampüsü'nde 2022 Yılı Orman Yangınları Hazırlık Değerlendirme Toplantısı düzenledi.
Toplantıyı düzenlemelerindeki temel hedefin orman yangınları konusundaki hazırlıkları aktarmak olduğunu belirten Kirişci, yaz aylarının geldiğini, havaların ısınmasının orman yangınları ihtimalini artırdığını söyledi.
Kirişci, orman yangınlarına karşı her türlü tedbiri almak için gece gündüz çalıştıklarını ifade ederek, ormanların, bu işe gönül vermiş yaklaşık 40 bin personelle korumak, geliştirmek ve yeşil vatanı gelecek nesillere aktarmak için mücadeleye devam ettiklerini kaydetti.
Bir yandan orman yangınlarını önleyici sistemleri hayata geçirirken, diğer yandan her yıl 600 milyon fidanı toprakla buluşturduklarını bildiren Kirişci, "2023 yılı hedefimiz, 7 milyar fidanı toprakla buluşturmak ve böylelikle 2002'de 20,8 milyon hektar olan orman alanımızı 23,4 milyon hektara ulaştırmaktır." dedi.
Uluslararası Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi 2020 raporuna göre, Türkiye'nin ağaçlandırmada Avrupa'da birinci, dünyada ise 4'üncü sırada olduğunu aktaran Kirişci, işlerinin sadece ormanları korumak, ağaç dikmek, yangın söndürmek değil, aynı zamanda ülke ekonomisine katkı sunmak, orman köylüsünü kalkındırmak ve kırsalda yaşayan vatandaşlara ek gelir kaynakları sunmak olduğunu söyledi.
Kirişci, bu çerçevede orman köylüsüne önemli bir katma değer sunan ve 2002'de 31 bin ton olan odun dışı orman ürünleri üretimini 2021'de 928 bin tona çıkardıklarını, 2023 hedeflerinin ise 1 milyon 200 bin ton olarak gerçekleşeceğini kaydetti.
Artan üretime paralel olarak ihracatı da büyük bir ivmeyle sürdürmeye çalıştıklarını ifade eden Kirişci, 2002'de 39 milyon dolar olan odun dışı orman ürünleri ihracatının 2021'de 1 milyar 600 milyon dolara yükseldiğini, 2023 hedeflerinin ise 2 milyar dolar olacağını bildirdi.
"Ormanlarımızı her yıl yangınlara karşı korumak için önemli adımlar atıyoruz"
Vahit Kirişci, "ORKÖY" çalışmaları kapsamında 2002'de orman köylülerine 96 milyon TL'lik destek ve hibe sağlandığını, bu rakamın 2021'de 354 milyon TL'ye çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
"Yeşil vatanımız olarak tanımladığımız ormanlarımızı her yıl yangınlara karşı korumak için önemli adımlar atıyoruz. Bu yıl orman yangınlarıyla mücadele özellikle teknoloji yoğunluklu bir strateji çerçevesinde gerçekleştirilecektir. Yangınlara karşı hava ve kara gücümüzü daha da güçlendiriyoruz. 39 olan helikopter sayımızı 55'e, uçak sayımızı 3'ten 20'ye, İHA sayımızı 4'ten 8'e yükselttik. Rezerv güç olarak 25 helikopter, 2 uçak ve 1 İHA hazırda beklemektedir. Yani hava gücü olarak hazırlıklarımız bu manada tamdır. Yangınların söndürülmesinde en önemli güç olan karadan müdahale ekiplerini de önemli ölçüde artırdık. Orman teşkilatı başta olmak üzere, jandarma, sivil toplum kuruluşları ve gönüllü vatandaşlarımıza yangınlara karşı eğitim verdik, vermeye devam ediyoruz. Bu eğitimlere 21 bin teşkilat mensubumuzun yanı sıra 20 bin askeri personel ve 100 binin üzerinde gönüllü vatandaşımızın katıldığını belirtmek isterim. Yeni katılacak 5 bin işçi, 283 mühendis ve 1.500 orman muhafaza memurumuz ile ekiplerimizi daha da güçlendirdiğimizi belirtmek isterim."
Bu konuda atılan bir diğer önemli adımın da yangınlara karşı profesyonel mücadele edecek "ORKUT" ekiplerinin kurulması olduğunu aktaran Kirişci, "Bunlar bir özel birlik, bir özel mücadele ekibidir. Özel eğitimlerden geçen 462 kişilik bu ekip, yangında ulaşılması zor bölgelere ilk müdahalede aktif rol oynayacaktır. Ayrıca, 150 kişilik yangın uzmanı da operasyonu sahada anlık veriler ışığında yönetmeye çalışacaktır." diye konuştu.
"Yangınların söndürülmesinde asıl güç kara ekipleridir"
Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, kara gücünün toplamda 1.350 arazöz, 692 iş makinası ve 2 bin 270 ilk müdahale aracıyla güçlendirildiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hava gücümüzle orman yangınlarında bizim yapabildiğimiz yangını yukarıdan aşağıya indirmek ama aşağıda da bu bahsetmiş olduğumuz araçlar ve insan kaynaklarımızla bu yangını söndürmek... İkisinin birlikte ve koordineli bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Karayolları Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile koordinasyon çerçevesinde rezerv güç olarak 185 dozeri, 12 su tankerini, 25 greyderi, 1.913 ekskavatörü ve 229 treyleri de şu anda rezerv gücümüz olarak envanterde bulunduruyoruz. Bilimsel veriler ve tecrübeler göstermiştir ki yangınların söndürülmesinde asıl güç kara ekipleridir. Havadan ne kadar müdahale ederseniz edin yangınlara karşı savaşı kara birlikleriyle ancak kazanırsınız. Orman yangınlarına karşı devletin birçok kurumu eş güdümlü çalışmalar yürütmektedir. Bu bağlamda orman yangınları AFAD'ın müdahale planları kapsamına alınmıştır."
Türkiye'nin orman yangınlarına karşı küresel iş birlikleri de geliştirdiğini aktaran Kirişci, "Özellikle AB Sivil Koruma Mekanizması üyesi olmamız acil durumlarda bu mekanizmaların havuzundaki uçaklardan yararlanmamız imkanını da bize sunmaktadır. Ayrıca, geçmiş yıllarda yangın afeti yaşayan 12 ülkeye de destek verdiğimizi belirtmek isterim. Sizlere aktarmak istediğim önemli bir çalışma da Antalya'da kurduğumuz Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezi'dir. Burada bugüne kadar 16 ülkeden yangın uzmanlarına eğitim verildi. Bu merkezin BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO ile yapılan iş birliği çerçevesinde Uluslararası Orman Yangınları Yönetim Merkezi'ne dönüştürüleceğini de belirtmek isterim." ifadelerini kullandı.
Bu kapsamda yürütülen çalışmalara ilişkin de bilgi veren Kirişci, Azerbaycan ile imzaladıkları protokol çerçevesinde de acil durumlarda birlikte hareket etme kararı aldıklarını, bunun da son derece önemli olduğunu vurguladı.
Orman yangınlarıyla mücadelenin ana prensibinin erken müdahale olduğunu vurgulayan Kirişci, "Bunun da temelinde, 'potansiyel yangınlara ilişkin erken haber almak gerekir' diye bilinmesinin yararlı olduğunu düşünüyorum. Bu durum bize orman yangınlarına karşı erken uyarı sistemlerimizi güçlendirmemiz gerektiğini göstermiştir." dedi.
Kirişci, son 20 yılda kademeli şekilde dünyadaki en yeni teknolojileri kullanıp orman yangınlarıyla mücadelede birçok başarıya imza attıklarını aktararak, şunları kaydetti:
"Sizlere kullandığımız, çoğunluğu yerli ve milli olan bu teknolojileri tanıtmak istiyorum. Öncelikle milli gurumuz olan İHA'lar, yeşil vatanımızı korumada da çok büyük bir görev ifa ediyor. İHA'larda kullanılan termal kameralar sayesinde yangın çıkma ihtimali olan noktalar önceden tespit ediliyor ve meteorolojiden alınan verilerle entegre edilerek müdahale planı hazırlanıyor. Yangın uzmanlarının yönlendirmesiyle orman teşkilatımız bu noktalara hızlıca müdahale ediyor. Türkiye, orman yangınlarını gözetlemede ilk İHA kullanan ülkedir. Bu da ülke olarak iftihar etmemiz gereken, önemsememiz ve üzerinde durmamız gereken bir husustur. Yangınla mücadelede kullandığımız bir diğer teknoloji ise akıllı yangın gözetleme kuleleridir. Bu teknolojiyi etkin bir şekilde kullandığımızı belirtmek istiyorum. Yapay zekanın kullanıldığı bu insansız kuleler, yangınları uzaktan algılayarak yangın yönetim merkezine aktarmaktadır. Ekipler, bu veriler ışığında hızlıca o noktaya hareket ediyor ve yangını söndürmektedir."
"Her bir vatandaşımız kendisini gönüllü bir orman bekçisi olarak görsün"
Son aylarda üzerinde çalışılan yangın karar sisteminin de yangınlara daha doğru şekilde müdahale imkanı sunduğunu belirten Kirişci, "Bu da bizim teknolojiyi kullanmada üçüncü bölüm olarak ifade edebileceğimiz bir husustur. Bu sistem sayesinde yangının seyri takip ediliyor ve muhtemel risk altındaki yerleşim yerleri önceden tespit edilerek gerekli tedbirlerin alınması sağlanıyor." dedi.
Yangınla mücadelede kullanılan hava ve kara araçlarının merkezde bulunan araç takip sistemiyle 24 saat boyunca takip edildiğini, bu takibin pek çok hususun anlık olarak görülebilmesini sağladığını aktaran Kirişci, "Yangın koordinatları, arazözlerdeki navigasyon cihazlarına gönderiliyor ve ekipler hızlıca müdahale ediyor. Araç takip sistemiyle aynı zamanda yangına müdahalede kullandığımız göletlerin doluluk oranını da kontrol ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Kirişci, orman yangınlarının çıkış nedeninin yüzde 88 oranında insan kaynaklı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Buradaki kritik konu, vatandaşımızın bizatihi kendisidir, bilinçlendirilmesidir, burada bir farkındalığın mutlaka sağlanmasıdır. İstatistikler, bize yangınların çıkış nedeni olarak tarla faaliyetleri ki bunun özellikle anız yangını, bahçe temizliği gibi veya piknik ve çoban ateşi, çöplerin yakılması ve eski enerji nakil hatlarındaki arızalar olduğu yönünde elimizde bilgiler de mevcut. Demek ki insanların ormanları korumadaki hassasiyeti, büyük felaketlerin önüne geçmemizde önemli bir etkendir. Orman yangınlarını önlemek sadece orman teşkilatının değil, hepimizin vatandaşlık görevidir. Ormanlara dinlenme ve eğlenme maksadıyla giden vatandaşlarımıza sizler üzerinden çağrıda bulunmak istiyorum; lütfen, her bir vatandaşımız kendisini gönüllü bir orman bekçisi olarak görsün, yangına sebebiyet verecek her türlü durumdan kaçınsın. Ayrıca, ormanlara zarar verecek girişimleri fark ettiğinde ilgili makamlara haber versin."
Toplantının açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Veysel Tiryaki de yaklaşık 2 asra yaklaşan tarihi geçmişiyle Orman Genel Müdürlüğünün 2022'de de ormanların korunması, geliştirilmesi, orman yangınları konusundaki farkındalığın oluşturulması konusundaki çalışmalarına devam ettiğini söyledi.
Bugün Genel Müdürlüğün yangın sezonuna ilişkin hazırlık çalışmalarına ilişkin bilgi sunacaklarını aktaran Tiryaki, şunları kaydetti:
"Özellikle geçen yıl iklim değişikliğine bağlı olarak küresel ısınma nedeniyle yaşanan durum sadece ülkemizde değil, ABD başta olmak üzere, Avrupa'nın birçok ülkesinde bu yangınlar görüldü. Kaybedilen ormanlık alan miktarlarına bakılınca gerçekten içimizi sızlatan milyonlarca hektarlık bir alanda bu yangınlar gerçekleşti. Hem ekosistem hem insan yaşamı için gerçekten üzücü olan bu durum karşısında Genel Müdürlüğümüzün yaptığı çalışmaları sizlerle bugün buluşturacağız. Bu durumu bertaraf etmek, bu yangınlara karşı tedbir almak için Sayın Bakanımızın talimatlarıyla yapılan çalışmalarda bugün geldiğimiz noktayı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Özellikle bu yıl oluşturulan Ulusal Orman Yangınları Acil Durum Planı çerçevesinde sadece Genel Müdürlüğümüz değil, AFAD, Devlet Su İşleri, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi kamu kurumlarının envanterindeki uçak, helikopter, arazöz ve iş makinası rezerv gücünü de dahil ederek bu yıldan itibaren orman yangınlarında aktif olarak kullanılmalarıyla ilgili yapılan çalışmaları paylaşacağız."
"180 bin hektarlık alanın yüzde 70'i kendini yenileyebilir durumda"
Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vahit Kirişci, yangınlarda en çok hangi ağacın yandığı ve çam balına ilişkin soru üzerine, yangına hassas olan bölgelerde hakim olan "kızılçam" olarak adlandırılan orman varlıkları bulunduğunu söyledi.
Kirişci, "Biz şunu öncelikle belirtmiş olalım. Tabii 180 bin hektar alanın yüzde 70'inin kendi mevcut ekolojisiyle, kendi yapısı içerisinde yeniden ağaçlandırılması sağlanmış olurken, yüzde 30'luk kısmına da dikim yoluyla... Yani bunlar tamamen yaşlarıyla alakalı. 180 bin hektarlık alanın yüzde 70'i kendini yenileyebilir durumda. Yüzde 30'luk kısmına ise dikim çalışmaları yapıldı. Geri kalan kısmı için ise bu yılın sonuna kadar bu çalışmalar devam edecek." ifadelerini kullandı.
Dünyanın çam balı üretiminin yüzde 85'inin Türkiye'de olduğunu belirten Kirişci, "Bu gerçekten hepimizin iftihar edeceği bir durum. Fakat bu 'Çam balını etkiler mi?' sorunuza cevap olarak, son yangılarda bizim çam balı ürettiğimiz alanların sadece yüzde 5'i yanmış oldu. Yani o yüzde 85'lik Türkiye üstünlüğü büyük bir zarar görmedi." dedi.
"Geçtiğimiz orman yangınlarında terör bağlantısı tespit edildi mi? Bundan sonraki çalışmalarınızda terör bağlantılı orman yangınlarıyla ilgili bir çalışma içerisinde olacak mısınız?" sorusuna da Kirişci, mayıs ayında yağışların devam etmesinin kendilerini umutlandırdığını ifade ederek, "Burada altını çizmemiz gereken hadise şu; orman yangınları her zaman oluyor. 747 adet yangın Türkiye'nin 54 bölgesinde aynı anda oldu. Bunların 16'sı hariç, diğerlerinin tamamı aynı gün söndürüldü." diye konuştu.
"Vatandaşlarımızı bu konuda duyarlı hale getireceğiz"
Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, yangınların terörle bağlantılı olma konusuna ilişkin kendilerine akseden bir durum olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Fakat şunu biliyoruz; o dönemde terörle bağlantılı olduğu iddiasıyla gözaltına alınıp yargıya teslim edilenler var. Şunu derseniz, diyelim Milli Savunmamızın, İçişleri Bakanlığımızın uçuşları esnasında şüphelendikleri birtakım olaylarla ilgili bilgi paylaşımında bulunuyor mu, bu konunun Milli Savunma hariç, İçişleri Bakanlığıyla bir eş güdüm içerisinde yürüdüğünü söyleyebilirim. Sahada ilgili güvenlik birimlerimiz bu konularda çok hassaslar, teyakkuz halindeler. Fakat buradaki kritik unsur; oradaki vatandaşlarımızın bizatihi kendisidir. Neticede biz 23,4 milyon hektara ulaşacağız diyoruz, ulaşmamız da 2023 için çok yakın, böylesine geniş bir coğrafyada ve bu mevcut teknolojiyle de bazı şeyleri yakalamak mümkün olsa da insan unsuru, sahadaki vatandaşlarımızın duyarlılığı bence her şeyin üzerinde. Biz vatandaşlarımızı bu konuda duyarlı hale getireceğiz. 'Ben burada hiç tanımadığım birini gördüm, şüphelendim, bu bilgiyi sizinle paylaşıyorum' dedirtebilmemiz lazım. Bu bilgiler de geliyor ama bu bilinci geliştirmemiz lazım."
Toplantıda Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey de bir sunum gerçekleştirdi. Toplantının ardından Bakan Kirişci, Yangın Yönetim Aracı'nda incelemelerde bulundu, araçtaki sistemlere ilişkin bilgi aldı.
Toplantıya Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı İbrahim Yumaklı da katıldı.