15 Temmuz gecesi sokaklarda olan siyasilerden AK Parti İstanbul eski Milletvekili Metin Külünk, 15 Temmuz'un ikinci Çanakkale olduğunu belirterek, "Ruhu itibariyle, aklı itibariyle Türkiye’ye çekilmek istenen operasyonun aziz milletimiz tarafından boşa düşürülmesidir. İki taraf var. Bir, Türkiye’yi sömürgeleştirmek isteyenler. İki Türkiye bizimdir diyerek milli bağımsızlığını sahiplenenler." dedi.
Külünk, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: "15 Temmuz’un Çanakkale’den ayrılan yönü Çanakkale’de üniformalıları görüyorduk. O üniformalar bize ait değildi. Yani İngilizleri görüyorduk, Fransızları görüyorduk. İngiliz aklının şekillendirdiği nasıl bir İslam dünyası tahayyül ettiğini ve bu tahayyül ettiği İslam dünyası için orduları cepheye nasıl sürdüğünü görüyorduk. 15 Temmuz’un farkı ne, garip bizim üniformalarımız. Alın terimizle alınmış tanklar, alın terimizle alınmış uçaklar, alın terimizle alınmış helikopterler, alın terimizle alınmış cep telefonlarımız bu ülkeye, İslam'a ve Müslümanlara ihanet etmek için kullanıldı."
"15 Temmuzlar bitmeyecek"
Emperyalizmin savaş marifetiyle Anadolu topraklarını zapt etmelerinin mümkün olmadığını söyleyen Külünk, "Çünkü 100 yıl önce emperyalizm Çanakkale’de yenildikten sonra bir şeyi gördü, savaş marifetiyle Anadolu topraklarını zapt etmeleri mümkün değildi. O zaman devşirme metodu. Siyasetten, iş hayatından, sivil bürokrasi, askeri bürokrasi, yargı bürokrasisinden kültür emperyalizmi marifetiyle insan devşirerek içerden teslim almayı hedeflediler. Ve maalesef kısmen de başarılı oldular. 15 Temmuz’da millet ayağa kalktı, egemenliğine ve devletine sahip çıktı. O gece ben zaten sokaktaydım, çok şükür 45 yıldır sokaktan hiç içeri girmedik, niyetimiz de yok. Çünkü sokak bizim nefes aldığımız yerdir. Sokakta insanların gözünün içine bakarsanız o baktığınız gözler size doğruyu söyler." ifadelerini kullandı.
"Biz küresel bir adalet düzeni inşa edinceye kadar 15 Temmuzlar bitmeyecek" diyerek 15 Temmuz’un bitmediğini aktaran Külünk, "Bitti mi 15 Temmuz? Hayır bitmedi. Bitecek mi? Bitmeyecek! Ne zamana kadar? Ne zamanki biz küresel bir adalet düzeni inşa edinceye kadar. Yani Afrika’da insanlar kendi yer altı ve yer üstü kaynaklarının kendileri için zenginliğe dönüştürüldüğü güne kadar. Ortadoğu’daki kaynakların Milano’da, Paris’te, Hawaii adalarında, Kanarya adalarında harcanmayıp Ortadoğu'daki mazlum halklar için eşitliğe, adalete, refaha döndürüldüğü güne kadar bu mücadele devam edecek ve 15 Temmuzlar bitmeyecek."dedi.
"O anlarda ölümü avucumun içinde tutuyordum"
"O anlarda ölümü avucumun içinde tutuyordum" diyerek Cumhurbaşkanın önünde durarak onu korumaya çalıştığını söyleyen Külünk, "O anlar ölümü avucumun içinde tutuyordum. Sayın Cumhurbaşkanımızın önünde dururken de ölümün bende kalmasını istiyordum. Çünkü bizim ölümümüzde bir şey olmazdı ama ona bir şey olursa ümmetin kaderi, yani Kudüs’teki çocuklar, Gazze’deki çocukların, Srebrenitsa’daki o acıyı yaşamış Bosna’da her sabah kalktıklarında çatışma başladı mı sorusunun cevabını arayan Boşnak Müslümanları ciddi acı çekecekti. Onun için kendimi en bahtiyarlardan biri olarak görüyorum. O gece biz de sığınakta olabilirdik, kaçabilirdik, perdelerimizi kapatıp kimse bize ulaşamasın da diyebilirdik. Ama Allah bizi aldı getirdi il binasına, oradan da havaalanına. Bundan daha büyük bir lütuf olmaz." diye belirtti.