MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, seçim kanununda değişikler yapan düzenlemenin bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuran CHP'ye tepki gösterdi.
CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyi siyasi alışkanlık haline getirdiğini belirten MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, gazetemiz TÜRKGÜN'e özel yaptığı değerlendırmede şunları ifade etti:
"CHP, Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına dair Kanun’un 5, 6, 11, ve 12 maddeleriyle 298 Sayılı Kanunda yapılan değişikliklerle; İl ve ilçe Seçim kurullarında görev alacak hakimlerin ad çekme usulüyle belirlenmesi, Mevcut kurulların değişikliğe istinaden yeniden teşekkül ettirilmesi, Cumhurbaşkanı için öngörülen propaganda yasaklarında hukuki boşluk bulunduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yapılan değişikliklerin iptali için dava açmış ve yürürlüğün durdurulması talep etmiştir.
CHP ve Millet ittifakının muvazenesini seçim çevresinde milletvekili dağılımının ittifak oyu ile değil her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak genel D’Hondt sistemiyle yapılacak olması bozmuştur. Hesaplar ve pazarlıklar yeniden yapılmaya başlanmıştır.
Siyasi Partiler demokratik toplumun örgütlü yanını, seçimler ise millet egemenliğinin görünür yanını ortaya koyan araçlardır.
Yasada yapılan değişiklikle İl Seçim Kurulu yedek üye seçimine ilişkin belirsizlik giderilmiş, seçimlerin adil ve şeffaf biçimde yapılmasında etkin bir rol oynayan İl Seçim Kurulunun tartışmalara mahal vermeksizin kura ile oluşturulması sağlanmıştır.
İl Seçim Kurulu Başkan ve üyeleri, adli yargı ilk derece mahkemesi komisyonlarınca en az birinci sınıfa ayrılmış kınama ve daha ağır disiplin cezası almamış, birinci sınıfa ayrılma niteliklerini kaybetmemiş hakimler arasından yapılan kura ile iki yılda bir belirlenecektir.
Birinci sınıfa ayrılmış yeterli sayıda hakimin bulunmaması durumunda, en kıdemli hakimden başlayarak eksiklikler tamamlanacaktır.
Anayasamıza göre seçimlerin yapılmasını gözetlemek ve denetlemekle görevli yargı erkinin yargısal faaliyetlerle ilgili görevlendirmede ölçüt olarak oluşturup dikkate aldığı kriterler, seçim görevlendirmelerinde de dikkate alınmıştır.
298 Sayılı Kanunda yapılan değişikliğin;
Seçim süreci ve sonucu üzerinde etki yaratma, seçmen iradesinin anayasal ilkelere uygun olarak seçim sonucuna yansımasını etkileme, seçime katılanların bir kısmına avantaj veya dezavantaj oluşturma gibi bir fonksiyonu yoktur.
CHP’nin İddiaları bildiğimiz ezberlerin tekrarlanmasından ibaret olup hiç bir hukuki karşılığı da yoktur.
CHP nin bagajına bakıldığında 90’lı yıllarda SHP ve CHP'den Adalet Bakanlığı yapan şahısların adaletle ilgili eylem ve söylemlerini yeryüzünde duymayan kişi kalmamıştır.
Bu kişiler, "2000 Hakim ve Savcıyı kendi örgütümden aldım, MHP’lilerden, Ülkücülerden mi alacaktım" diyerek yaptıkları partizanlığı, hukuksuzluğu övünerek anlatmışlardır.
Öyle ki; “Bu hukuksuzluk suç ise suç işlemeye devam edeceğim “ diyecek kadar cüretkar olmuşlardır.
Bu tarihsel ayıbın mümessillerinin hak-hukuk konusunda kimseye söyleyecek sözü olamaz.
Biz yine de; Örgütümüzden aldık dedikleri hakimlerin kanuna ve vicdana uygun kararlar vermişlerdir.
FETÖ Terör örgütü mensubu olmaları sebebiyle ihraç edilenlerin hakimlik ve savcılıkla alakaları yoktur.
Hakimlik mesleği kutsal bir meslektir. Türk Tarihinde hakimlik her zaman itibarlı mesleklerden birisi olmuştur.
Bu itibarla yükselme esasları vardır. Bu esaslar ehliyet ve liyakati önceleyen esaslardır.
Mecelle-i Ahkam-ı Adliyenin Faslı evvel bölümü madde 1792 ye göre ‘’Hakim; hakim, fehim, müstakim, emin, mekin ve metin olmalıdır.’’
15 Temmuz'da Hakimlerimizin bu vasıflarını milletimiz yakinen görmüştür.
CHP sözcülerinin küçültücü beyanlarıyla İl ve İlçe Seçim Kurullarında görev yapacak, ad çekme ile belirlenecek 1499 Hakim zan altında bırakılmaktadır.
Değişikliğin araçsallaştırıldığı iddiası hukuki dayanaktan yoksundur.
Hukuk doğası gereği eksiktir.
Bu eksiklik adaletin aydınlığında kamu yararı gözetilerek giderilmek zorundadır.
Bilindiği üzere,
Usul kuralları derhal yürürlüğe girer.
Maddi hukuk kuralları yürürlüğe girdikten sonra uygulanır.
Yasalar değişikliğe uğramasa M.Ö.1760 Yıllarında Babil ülkesinde uygulanan Hammurabi yasaları Dünyanın yarısında meri olurdu.
İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde İl seçim kurulu başkanı ve üyelerinden bir çok hakimin emekliliğine 8-10 ay kalmış, bazılarının yetkileri kaldırılmış, genel yetki haline konulmuştur.
Bazı kıdemli hakimler ise seçim hukuku ile ilgisizdir.
Seçimlerde, gerektiğinde hızlı karar alınamaması ve teknik bilgi eksikliği ciddi sorunlar doğurmaktadır. Bu gibi hallerde seçim müdürlerinin hakim yerine geçtiği görülmüştür.
En kıdemli hakimin en liyakatli hakim olduğunu söylemek her zaman doğru değildir.
En kıdemli hakim uyarma, kınama disiplin cezası almış olabilir.
Terfilerin hiç birine girememişte olabilir ancak yine de meslekte kaldığı süre sebebiyle en kıdemli hakimdir.
Kıdemi, kadim ve nesnel yeterliliği kanıtlanmış kesin bir kural olarak görmek hukuki olmadığı gibi bilimsellikten de uzaktır.
Ad çekmeyi (kura) şaibe ile birlikte telafuz etmek yargıçlara karşı husumet içinde olmaktan farksızdır.
Yüksek yargı üyelerinin (Yargıtay, Danıştay) seçimi en kıdemli hakimlerden değil, birinci sınıf hakimler arasından yapılmaktadır.
Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içinde Seçim Kurulları oluşturulacak ve önceki heyetin görev süresini tamamlayacaktır.
Değişikliğin “kanuni hakim güvencesine”, ”mahkemelerin bağımsızlığı ilkesi” ve “hakimlik savcılık teminatlarına” aykırı bir tarafı yoktur.
CHP benzer bir iddia ve gerekçelerle AYM’ye iptal davası açmış;
Anayasa Mahkemesi, 14/3/2019 tarihinde E.2019/14 numaralı dosyada, YSK üyelerinin görev sürelerinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin kuralın iptali talebinin reddine karar vermiştir.
Seçim yasaklarıyla ilgili 'hukuki boşluk yaratıldı' itirazları bilgisizlikten kaynaklanmaktadır.
6271 Sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 13. maddesi 4.fıkrasında düzenlemede yazılı olduğu şekilde:
Propaganda döneminde bakanlar ve milletvekilleriyle ilgili yasaklara İlişkin hükümler dahil olmak üzere propagandaya dair hususlarda 298 sayılı kanunun hükümleri kıyasen uygulanır.
Özel kanun genel kanun tartışmasına girmeye dahi gerek yoktur.
Sayın Cumhurbaşkanının, Cumhurbaşkanlığı bütçesiyle seçim faaliyetlerini yöneteceği, devletin imkanlarını şahsi ve siyasi sebeplerle kötüye kullanacağı iddiası safsatadan ibarettir.
Başbakanlık ibaresi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyum nedeniyle madde metninden çıkarılmıştır.
Ülkemizin, yürürlüğe giren bu değişiklikler ile demokrasi çıtasının daha da yükseltilmesi, demokratik ülkeler arasında yerinin daha da sağlamlaştırılması,
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile ulaşılan yönetimde istikrarını temsilde adalet ile güçlendirilmesi amaçlanmıştır."
CHP, SEÇİM YASASINI AYM'YE GÖTÜRDÜ
CHP, seçim kanununda değişikler yapan düzenlemenin bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. CHP Meclis Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre başvuru, düzenlemenin 5, 6, 11 ve 12'nci maddeleri için yapıldı.
Dilekçede il ve ilçe seçim kurullarında görev alacak hakimlerin ad çekme usulüyle belirlenmesi, mevcut kurulların üç ay içinde yeniden oluşturulması ve Cumhurbaşkanı'nı propaganda yasaklarından muaf tutan maddelerin anayasaya aykırı olduğu belirtildi.
İptali istenen düzenlemelerin yürürlüklerinin durdurulması da talep edildi.