MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'nın en ciddi güvenlik krizlerinden birini yaşadığının, özellikle terörizmin ve şiddet içeren aşırıcılıkla ilgili eğilimlerin sürekli geliştiğini altını çizerek tüm paydaşların terörle mücadele konularında parlamentonun artan yükümlülükleriyle bölgelerinde istikrarı ve barışı sağlamak için çalıştığını ifade etti.
Açıklamalarına Kovit 19 salgınının tetiklediği kısıtlamaların şiddet yanlısı aşırılık yanlıları tarafından birçok ülkede toplumsal bölünmeleri, nefreti ve yanlış bilgilendirme kampanyalarını körüklemek için kullanıldığını, ayrıca Ukrayna'daki savaşın da korkunç sonuçlarının, Hibrit savaş eylemleri ile terör eylemleri arasındaki bağlantıya da vurgu yapan Aydın, özellikle, siber saldırıların çok daha geniş bir küresel etki ile büyük bir yayılma etkisi potansiyeli olduğunu ve kapsamlı çevrimiçi ara bağlantı üzerinden terör propogandası yapan örgütlerin ne kadar uzağa ulaşabilecekleri konusunda temkinli olunması gerektiğini vurguladı.
Konuşmasına “Ne olursa olsun, bu yasadışı savaş, muazzam sosyal, politik ve ekonomik yansımalarla daha geniş bölgeyi istikrarsızlaştırabilecektir. Örneğin, yaklaşmakta olan gıda krizi, öngörülemeyen sonuçlarla dünya çapında milyonlarca kişiyi ciddi şekilde etkileyecek. Terörist grupların bu haberleri, terör eylemcilerine ilham vermek için savunmasız nüfuslar arasındaki gerilim, istikrarsızlık ve çaresizlik alanlarında kullanması muhtemeldir. Bu, yerel nüfusun radikalleşmeye duyarlılığını artıracaktır.
Artan siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkla birlikte Sahel bölgesindeki gıda ve su krizleri, zaten kırılgan olan bu ortamlar üzerinde güvenliği etkin bir şekilde yönetilemez hale getirecektir. Özellikle bu istikrarsızlık Boko Haram ve ona bağlı kuruluşlar tarafından terörist toplama faaliyetlerinde artış yaratmakta, Akdeniz çevresinde güvenliğimizi olumsuz etkilemektedir.
Ne yazık ki, Avrupa ülkelerinin çoğunda hem antisemitik, yabancı düşmanı ve İslamofobik ideolojilerdeki hem de çevrimiçi olarak yayılan komplo teorilerindeki artışın körüklediği saldırılarda endişe verici bir artışa tanık olmaya devam ediyoruz.” diyerek sözlerine şu ifadelerle devam etti.
Terörle Mücadele Alt Komisyonunun Temmuz 2017'den bu yana 13 resmi Komisyon toplantısı düzenlediğini, 8 ziyaret gerçekleştirdiğini, onlarca uluslararası, ulusal ve sivil toplum paydaşı ile görüş alışverişinde bulunduğunu ve terörle mücadele konusunda 50'den fazla uluslararası organizasyona katkıda bulunduğunu ifade eden Kamil Aydın, bu çalışmaların Terör Kurbanları, Yabancı Terörist Savaşçılar, Sınır Kontrolü ve Bilgi Paylaşımı ve Terörün Önlenmesi ve Radikalleşme alanlarında dört faydalı politika kılavuzuna dikkat çektiğini söyledi.