Değişen ve sınırsız boyuta ulaşan tüketim sonucunda salınan sera gazlarının tabiattaki düzeni bozduğunu dile getiren Durmaz, "İnsanlığın geleceği ne yazık ki yine insan eliyle tetiklenen iklim krizi nedeniyle tehdit altına girmiştir. Bu tehdit bazı yaşam alanlarında hayatta kalmayı imkansız kılarken buna bağlı göçler de iklim mültecilerini ortaya çıkarmıştır." dedi.
Türkiye'nin iklim krizinden en fazla zarar görecek iklim kuşağında yer aldığını ve bu durumun doğal etkilerinin de iki üç yıldır net şekilde görüldüğünü ifade eden Durmaz, bilim insanlarının 150 yılda hava sıcaklığının 1,5 derece yükseldiğini, 2 derece yükselmesinin felaketlere yol açacağını, 4 dereceye ulaşması durumunda insanlığın varoluş tehlikesi yaşayabileceğinin altını çizdiğini kaydetti.
Durmaz, BM verilerine göre 2025'te 3 milyar insanın su kıtlığı yaşayacağına işaret ederek, iklim değişikliğiyle mücadelede yenilenebilir enerji kaynaklarının alternatiften ziyade tek seçenek olduğunu söyledi. Durmaz, şöyle konuştu:
"Türk sanayisinin üretim tarz ve tekniklerinin çevreye tam duyarlı, sıfır salımı esas alan ve Allah'ın tabiat eliyle verdiği nimetlerden tam kapasiteyle yararlanan bir değişim ve dönüşüm yaşaması gerekmektedir. Vatanımız canımız ise dünya evimizdir. Vatanımızı da dünyamızı da canımız gibi sevmeliyiz. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak geleceğimizi korumak adına atılacak her adımı destekliyor, değerli buluyoruz. Türkiye, 2053 yılında sıfır karbon salınımına ulaştığında hem iklim değişikliğiyle mücadelede öncü bir rol üstlenecek hem de mali dengede en büyük yükü oluşturan ithalat kalemi olan enerjideki açığı kapatarak Türk ekonomisini de güçlendirmiş olacaktır. Bu hem çevrenin selameti hem de mali yapının istikrarı açısından bir zarurettir." - AA