“Hiç kuşkusuz ki 100 yılı aşkın süredir Kıbrıs’taki kardeşlerimiz bir varlık mücadelesi sürdürmektedir. 1878 yılında adanın İngilizlerin hakimiyetine geçmesiyle orada yaşayan soydaşlarımız büyük baskılara karşı mücadele etmek zorunda kalmıştır. Yine 1931 Rum isyanı bahane edilerek soydaşlarımıza İngiliz sömürgesi zulmü yaşatılmış, İstiklal marşını ve ana vatani Türkiye Cumhuriyeti’ni anımsatacak her şey yasaklansa da Kıbrıs Türk milleti direnerek diline, dinine, kültürüne her şeyin ötesinde Türkiye’ye bağlılığına sahip çıkmıştır. 1955 yılında Rumların adayı Yunanistan’a bağlamak için kurdukları EOKA terör örgütünün saldırılarına göğüs gerilmiş, 1960 yılında uluslararası anlaşmalarla kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde iki eşit halktan biri olarak yer almasına rağmen, Rumların Kıbrıs Türk halkını yok etmeye yönelik planı ile şehitler vermiş, toprak kaybetmiş, dışlanmış ama Türkiye bağlılığından asla ödün vermemiştir. 11 yıl boyunca süren eziyetlere dayanarak, her türlü mücadele altında Türk varlığından ödün vermeden ayakta duran Kıbrıs Türk milleti, 1974 barış harekâtı ile huzura kavuşmuş 1983 yılında da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurulmuştur.”
Kıbrıslı Soydaşlarımızın Nefes Borusu Türkiye Cumhuriyeti’dir
Soydaşlarımız maalesef birleşmiş milletlerin aldığı kararlarla dünyadan izole edilerek ambargolar altında ezilmeye devam etmektedir. Kurulan devletin de soydaşlarımızın da nefes borusu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Gelinen son noktada yakından takip ettiğim Kuzey Kıbrıs’ta altyapı sorunları bulunmaktadır diyen Ahmet Erbaş; “İnternet altyapımız çok zayıftır. Fiber optik ağ gelmelidir. Enerji ve elektrik sıkıntısı hat safhadadır. Türkiye’deki elektrik fiyatları konuşulurken Kıbrıs’taki faturaları görseniz inanamazsınız. Acilen güneş enerjisi santrallerine yönelmemiz lazım, Beşparmak dağlarını komple güneş panelleri ile kapatabiliriz.”
Kıbrıs’ın Sorunlarına Çözümler Bulmalıyız
“Anamur suyunu Kıbrıs’a götürerek çok büyük bir iş başardık. Ada için suyun önemini arızadan kaynaklı kesintiler yaşanınca daha iyi anladık. Uzmanlar çözüm bulmalı Kıbrıs’ta elektrik ve internet ağı örülmelidir. 500 yataklı hastanemizin de temelini bu yıl içinde atılıp çok kısa sürede hizmete geçeceğinden şüphemiz yoktur. Kıbrıs turizmi hem Kıbrıs için hem Türkiye için olmazsa olmaz bir gelir kaynağıdır. Uçak seferleri artırılmalıdır. Bu sezon turizm patlaması olacağı belli olmuştur. Uçak fiyatları çok yüksek hem ek seferler hem de lokasyonlar artırılmalıdır. Anadolu Jet ve Türk Hava Yolları belki zarar edebilir ama Kıbrıs için bu zarara değer, acil şekilde Ercan havalimanı uluslararası seferleri açılmalıdır. Yalnızca Taşucu’ndan yapılan deniz seferleri, İskenderun, Alanya ve Karataş’tan da yapılmalıdır.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki ithalat ve ihracat mutlaka Türk lirası üzerinden yapılmalıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki kardeşlerimiz de sterlin sevdasından vazgeçmelidir.
Ülkemizin koylarında yapılan açık deniz balıkçılığı teşvikler verilerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne taşınabilir ve orası açık deniz balıkçılığın bir üssü olabilir.”
Ve üniversiteler,
103 ülkeden yaklaşık 100 bine yakın öğrenci Kıbrıs’ta eğitim görmektedir.
Kıbrıs’ın gönüllü tanıtım elçileridir.
Hem Türkiye’den hem dünyadan bu sayıyı artırmak için tanıtımları teşvik etmeliyiz.
Kıbrıs Türklüğü Kendi Kaderini Kendi Tayin Etmeye Kendi Göbek Bağını Kendi Kesmeye Hazırdır
Kıbrıs ile ilgili politikamızı ulu önderimiz gazi Mustafa Kemal Atatürk 17 Ocak 1921 tarihinde verdiği bir mülakatta belirlemiştir. “Efendiler Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır Kıbrıs’a dikkat ediniz bu ada bizim için mühimdir” demek suretiyle Kıbrıs’ın Türkiye için taşıdığı stratejik önemi ortaya koymuştur. Merhum başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’in de dünyaya geldiği bu ada, yaklaşık 60 yıldır üşle ve dünya gündeminin ağırlık merkezidir. Kıbrıs Türk toplumunu daha müreffeh bir yapıya kavuşturmak için birlikte adım atmaya devam edeceğiz. Hiçbir şekilde 1960 anlaşmalarında kazanılmış olan siyasi, eşit haklardan geriye gidilmesine müsaade etmeyeceğiz. Doğu Akdeniz’de uluslararası anlaşmalardan doğan egemenlik ve doğal gaz hakları bir oldubittiye getirilerek Rumlar tarafından gasbedilmek istenmektedir. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Kıbrıs politikası gerek Türkiye gerekse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin iç siyasetinden bağımsız bir şekilde, tamamen millî politikalarla oluşturulmalı ve devlet aklıyla sürdürülmelidir. Kıbrıs türklüğü kendi kaderini kendi tayin etmeye kendi göbek bağını kendi kesmeye hazırdır. Buna da kararlıdır.”
Milliyetçi Hareket Partisi Olarak Kıbrıs Türklüğünün Eşit Egemenliğine Dayanan Eşit Uluslararası Statüsünü Tescil Edecek Tarihi Ve Stratejik Kararını Sonuna Kadar Desteklemekteyiz
“Birleşmiş milletler himayesinde on yıllardır süregelen Kıbrıs görüşmeleri hiçbir işe yaramamış, deyim yerindeyse bir arpa boyu mesafe alınamamıştır. Bu kapsamda federasyonu esas alan görüşme trafiğinin hiçbir anlamının kalmadığı, iki devletli çözümden başka bir seçeneğinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet varlığı artık herkesçe kabul edilmelidir. 46 yıl kapalı halde tutulan Maraş’ın mülkiyet haklarına riayet edilerek açılması bu açılımın kapalı Maraş’ın %3,5 ine tekabül eden pilot bir bölgede başlayacak olması pek çok çevreyi rahatsız etmektedir. Ama Maraş bizimdir. Egemenliğimizin ve mülkiyet haklarımızın üzerinde hiçbir ülke hiçbir kuruluş yoktur. Kıbrıs Türklüğü de iradesine sahip çıkmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin gücü de çok şükür ki bütün imkanları ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanındadır. Ama her şeyden önce kalpler Türk milleti ile birlikte atmaktadır. Gazi meclisimizde Kıbrıs meselesinin partiler üstü olduğuna tüm milletvekillerimizin inandığını düşünüyorum. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Kıbrıs Türklüğünün eşit egemenliğine dayanan eşit uluslararası statüsünü tescil edecek tarihi ve stratejik kararını sonuna kadar desteklemekteyiz.”
Azerbaycan Hocalı ‘Da Ermeni Zulmüne Ve Katliamına Uğrayan Soydaşlarımızı Rahmetle Ve Minnetle Anıyorum
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin ifade ettiği gibi, Ankara ile Kıbrıs’ın kaderi birdir. Anadolu coğrafyası nasıl vatanımız sağ Kıbrıs’ta öyledir. Kıbrıs davasının yol başları merhum Doktor Fazıl Küçük’ü merhum Rauf Denktaş’ı Beşparmak dağlarına kanları döken aziz şehitlerimizi ebediyete irtihal eden mücahitlerimizi ve 30 yıl önce bugün Azerbaycan Hocalı ‘da Ermeni zulmüne ve katliamına uğrayan soydaşlarımızı rahmetle ve minnetle anıyorum.” Dedi.