Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, İstanbul’da asılan bir pankart ve olayla ilgili İP’in takındığı tutuma sert tepki gösterdi. Özdemir, ''Son dönemlerde gittiği her ilde gerginlik çıkarmak için uğraş veren, zaman zaman göstermelik isimler üzerinden toplumun farklı kesimlerinin hassasiyetlerini kaşımaya yönelik maksatlı eylemler yürüttüğü her yönüyle belli olan İP’in bir başka oyunu daha deşifre oldu. İP’in şimdi de sığınmacı ve göçmen karşıtlığını kışkırtma ve Türk gençliğini de karanlık emelleri için kullanma gayretinde olduğu anlaşılıyor.İstanbul’da asılan ve asli anlamından saptırılan “Hudut Namustu…” pankartı ile altında Türk gençliğinin hiçbir hissiyatıyla uyuşmayan marjinal bir ifadeyle “Öfkeli Genç Türkler” yazısının yazılması gençler üzerinden sergilenen karanlık oyunları dışa vurmaktadır.'' ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir'in açıklamaları şu şekilde;
''Son dönemlerde gittiği her ilde adeta gerginlik çıkarmak için uğraş veren, zaman zaman göstermelik isimler üzerinden toplumun farklı kesimlerinin hassasiyetlerini kaşımaya yönelik maksatlı eylemler yürüttüğü her yönüyle belli olan İP’in bir başka oyunu daha deşifre oldu.
Türkiye’de kriz ve kaos çıkarmak için fırsat kollayan çevrelerin beklentilerine hizmet edecek adımların hepsinde kendisini gösteren İP’in şimdi de sığınmacı ve göçmen karşıtlığını kışkırtma ve Türk gençliğini de karanlık emelleri için kullanma gayretinde olduğu anlaşılıyor.
İstanbul’da asılan ve asli anlamından saptırılan “Hudut Namustu…” pankartı ile altında Türk gençliğinin hiçbir hissiyatıyla uyuşmayan marjinal bir ifadeyle “Öfkeli Genç Türkler” yazısının yazılması gençler üzerinden sergilenen karanlık oyunları dışa vurmaktadır.
Aynı kişilerin Ülkücü olmamalarına karşın, medyaya yansıyan fotoğraflarında Bozkurt işareti yapmaları da karanlık oyunun bir başka sinsi boyutudur.
Bahse konu olan pankartı asan üniversite öğrencilerinin ifadelerinin alınmasıyla ilgili süreci değerlendiren İP yetkililerinin beyanatları, provokasyon çıkararak Türkiye’de toplumsal huzuru bozacak eylemlere nasıl hazırlandıklarını açıkça gösteriyor.
Pankartın asılması sonrası 6 üniversite öğrencisinin TEM’de ifadelerinin alınmasını eleştiren İP Genel Sekreteri Uğur Poyraz’ın, “Öfkeli Genç Türkler” ifadesini “Terör örgütü listesinde” yer almamasına rağmen neden sorgulamanın TEM’de yapıldığını eleştirmesi gerek eylemin hazırlığının, gerekse sonrasındaki sürecin aynı yerden planlandığını ele veriyor.
Yine adı aynı partide siyaset yapmış isimlerce sıklıkla FETÖ ile birlikte anılan İP İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun da yaşanan olaya sahip çıkarak, İP’in planlı provokasyonlarla şimdi de üniversite öğrencileri üzerinden toplumsal huzursuzluk çıkarmak için kullanılmaya çalıştıkları kuşkularına sebebiyet vermektedir.
Trajikomik olan asıl mesele ise HDP ile zillet cephesinde bir araya gelen, Afrin’e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı’na CHP ve İP ile birlikte karşı çıktığını yetkili ağızlardan açıklayan İP’in şimdi hudutun namus olduğunu güya hatırlamasıdır.
Terörist Demirtaş ile kahvaltı masasında buluşma arzusu taşıyan İP Genel Başkanı Meral Akşener için hudut güvenliğinin ne anlama geldiği tartışmalıdır.
Türkiye’nin huzur ikliminin korunması herkesin sorumluluğundadır.
İP’in demokratik tepki boyutunu aşarak, her fırsatta kaos ve krize dayalı bir yol izlemeye başlaması görmezden gelinemeyecektir.
Bu siyasi üslubun sürmesi kutuplaşmayı körükleyen ve tehlike arz eden gelişmelere kapı aralayabilecektir.
Dolayısıyla şimdiye kadar önceden seçilmiş figüranlar üzerinden sergilenen oyunlara karşılık, gelinen noktada Türk gençliğinin alet edilmesine müsaade edilemeyecektir.
Öfke ifadesinin Türk gençliği ile beraber anılması ancak masa başı projelerle Türkiye’yi karanlık dehlizlere sokma uğraşında olan çevrelerin amaç ve uğraşıdır.
Dahası turuncu rengi kendince tescillemiş küresel baron ve kuruluşların bilindik tezgâhıdır.
Çalışkanlık, zekilik, çeviklik, iman, ahlak ve vicdan gibi yığınla ulvi değerler dururken, milli şuurun en dirayetli emanetçisi olan Türk gençliğini küresel çetelerin, sokak hareketliliği çıkarmaya uğraştığı diğer ülkelerde şahit olunan örneklerindeki gibi terimlerle tanımlamak, asıl niyeti ele vermektedir.
Kaldı ki, İP gibi proje üzerinden hayata geçirilmiş bir partinin çapı da gücü de Türk gençliğini habis hesaplarında kullanmasına yetmeyecektir.
Aynı meseleyle ilgili olarak sol kökenli ve anarşizm hevesli bazı gazetecilerle basın yayın organlarının da bu konuyu Türkiye üzerinde karanlık niyet sahibi çevreler lehine işleme ve kullanma gayretleri de dikkatlerden kaçmamaktadır.
Mesela bunlardan birisi olan İsmail Saymaz’ın öfke ile Türk gençliğini bir arada gösterme çabasındaki gayreti ve üstlendiği misyon nedir?
İsmail Saymaz, bahse konu olan gelişmede adları geçen gençleri nereden tanımaktadır? Bu derece yönlendirme gayretindeki muradı nedir?
Hudut elbette namusumuzdur. Bununla birlikte vatanımızın birlik ve bütünlüğü, dirlik ve huzuru için gönül verdiğimiz davamız da Milliyetçi Ülkücü Hareket’in namusudur.
Bu suretle milliyetçi hareketin değerlerinin çirkin ve maksatlı oyunlarda sembol olarak kullanılması hadsizliği bundan sonra da cevapsız kalmayacaktır.''