Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr.  Ahmet Selim Yurdakul, Dünya Kadınlar Günü sebebiyle önemli açıklamalarda bulundu. 

MHP'li Ahmet Selim Yurdakul'un açıklamaları şu şekilde:

Başkanlık Divanımızın Saygıdeğer Üyeleri,

Değerli Protokol Mensupları,

Muhterem Kadın, Aile, Çocuk ve Engelli Politikalarından Sorumlu İl ve İlçe KAÇEP Başkanlarımız,

Sendika, Vakıf ve Derneklerin Değerli Başkanları ve temsilcileri,

Çok kıymetli Basın Mensupları

8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin himayelerinde düzenlenen gönül soframıza ve iftar davetimize hoşgeldiniz, bereket ve sefalar getirdiniz.

Biraz önce yanından ayrıldığım Türkmen Beyimizin, Milliyetçi Ülkücü camiamızın Lideri, Saygıdeğer Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ’nin sizlere iletmiş olduğu selamlarını ve hürmet dileklerini aktararak sözlerime başlamak istiyorum.

Bu anlamlı gün münasebetiyle, öncelikle ülkemiz, milletimiz, bayrağımız ve bağımsızlığımız için canlarını ortaya koyan, ülkemizin tüm yiğit kadınları başta olmak üzere, aziz şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Şehitlerimizin saygıdeğer anne-babalarına, gözü yaşlı ancak gururlu eşlerine ve evlatlarına Allah’tan sabırlar diliyorum.

81 ilimizin tamamında, 922 ilçemizin her birinde anne olarak, eş olarak, kardeş olarak, evlat olarak hayatımıza anlam katan tüm kadınlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yine 8 Mart vesilesiyle vatanımıza, milletimize ve tüm insanlığa hayırlı evlatlar yetiştiren elleri öpülesi annelerimizin önünde saygıyla eğiliyor, sevgilerimi sunuyorum. Kendi merhum anneciğim başta olmak üzere vefat eden annelerin hepsine Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ve hayırlı ömürler diliyorum.

Bildiğiniz üzere Milliyetçi Hareket Partisi olarak, kadının, milletlerin kültürel ve tarihsel mirasını, aidiyetlerini, değerlerini ve kimliklerini yeni nesillere aktardığına ve kuşaklar arası bağları koruyan çok önemli bir rolü olduğuna inanıyoruz.

Nitekim, yeryüzünde çok az kadının, Türk kadınlarının verdiği mücadeleyi verdiğini söyleyebiliriz.

Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür. Nene Hatun’dan Nezahet Onbaşıya, Şerife Bacıdan Kara Fatma’ya kadar nice kadın kahramanlarımızın mücadelesini biz nasıl unutabiliriz?

PKK terör örgütü tarafından şehit edilen Aybüke Yalçın öğretmen ve daha nice kahramanlarımızın fedakârlıklarını nereye sığdırabiliriz? 

15 Temmuz gecesi Liderimiz ve Cumhurbaşkanımızın açıklamalarıyla ellerinde bayraklarla, tanklara ve darbeci hainlere meydan okuyan kadınların cesaretlerini biz nasıl görmezden geliriz?

Kahraman ve fedakar Türk kadının hak ettiği yerlerde olması, layık olduğu sosyal, siyasal ve ekonomik mertebelere ulaşması, gecikmesine müsaade edemeyeceğimiz bir gayedir.

Bu çerçevede Dünya Kadınlar gününü kutlamaya en çok hakkı olan kadınların da Türk kadınları olduğuna inanıyoruz.

Tabii burada bir hususu vurgulamak isterim; Kadınların ülkemize, milletimize ve insanlığa yaptığı katkılar yılda sadece bir güne, 8 Mart’a indirgenemeyecek kadar kıymetlidir. Bizim nazarımızda 8 Mart’ı diğer günlerden ayıran tek husus, hayatı paylaştığımız kadınlara olan minnettarlığımızı, şu an olduğu gibi çeşitli programlarla ifade etmemize vesile olmasıdır.

Bize göre; kadınların esenliği, hürriyeti ve refahı, geleceğimizin en değerli hazinesi ve en güçlü garantörüdür. 

Türk kadınlarına sonsuz bir hürmet ve şükranla bakan Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli; 

“Kadını tanımak; bir yönüyle hürriyeti tanımak, bağımsız bir vicdana sahip olmak demektir. Türk kadınları tarihin her döneminde üstlendikleri sorumlulukları feragat simgesi bir anlayışla yerine getirmişlerdir.” diyerek Türk kadınlarının hürriyetine ve adaletle dolu vicdanına atıfta bulunmaktadır.

Tarihin en zorlu dönemeçlerinde ve özellikle milli mücadelede, gövdesini taşın altına koyan Türk kadınları, bize göre insanlık tarihine geçmişlerdir.

Türk kadınları, hak ettiği şekilde; gerek ekonomik hayatta olsun, gerek sosyal hayatta olsun, her şart ve koşulda eşit bir paydaş olarak var olmuştur.

Bundan sonra da var olacaktır.

Bu çerçevede tarih, Türk milletine ve Türk Kadınlarına bazı sorumluluklar yüklemektedir:

Bir kere Türk kadını, tarihin her döneminde sözü geçen, sözü dinlenen bir konumda olmuştur.

Türk kadını yeri geldiğinde devlet yönetmiştir, yeri geldiğinde cephede mücadele etmiştir, yeri geldiğinde ailesi için yuva kurmuştur, yeri geldiğinde elini attığı her işte başarıya ulaşmıştır.

Bugün de Türk kadınları her konuda söz sahibi olmaktadır.

Ailelerin huzur ve esenliğinde, bilimde, akademide, sanatta kısacası her alanda Türk kadınları, Türk milletinin yüzünün akı olmuş, milletimizi defalarca gururlandırmıştır.

Doğrusu Türk milleti, binlerce yıllık yolculuğundan, sayısız düşmanın arasından sağ çıkabildiyse bunu Türk kadınına borçludur.
Milletimizin mayası, güzel yürekli ve cesur Türk kadınından ileri gelmiştir.

Türk ailesinin mimarı da, işte bu salonda bulunan sizler gibi Türk kadınlarıdır.

Burada bir hususu açıkça ifade etmek isterim: güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartıysa hiç şüphesiz siz, güçlü kadınlardır.

Türk kadını, tarih boyunca zor zamanların kurtarıcısı olarak bilinmiştir.

Bugün sevgi, şefkat ve cesareti için Türk kadınlarına müteşekkiriz ve yollarına engel çıkarılmadığında neleri başarabildiklerine şahidiz.

Türk kadınlarının önünde şükranla eğiliyoruz.

İyi ki varsınız.

Bizler bir ayağı Altaylar’da, diğer ayağı da Avrupa’da olan ve bu coğrafyanın siyasetinden kültürüne, sporundan ekonomisine, sanayisinden güvenliğine kadar her hususta söz sahibi olan ve tarihte izi olan çok büyük bir milletiz.

Ne obalara sığarız, ne ovalarda tutuluruz.

Allah, başımızdan eksik etmesin; Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin liderliğinde önce kendi coğrafyamızda, sonra küresel mücadele sahalarında yeniden büyüyor, yeniden diriliyoruz.

Çiçekle gelene bereketli sofralarımızla, pusularıyla karşımıza dikilenlere elbette hakkaniyet ölçüsünde mücadele azmimizle cevap veriyoruz.

Bugün Asya’dan Akdeniz’e, Ortadoğu’dan Avrupa’ya kadar Türk Milletinin adı yankılanıyor.

Hiç şüphe yok ki Liderimizin ortaya koyduğu Cumhur İttifakı sayesinde huzur ve esenlik fırsatları, coğrafyamızı ve içinde bulunduğumuz 21’inci yüzyılı şekillendiriyor.

Buna sizler de şahit oluyorsunuz.

Tarih kitapları tarafından altın harflerle yazılacak olan gelişmeler ışığında Milliyetçi Hareket Partisi’nin azimli, vefakar ve özverili kadınlarından kurulu olan KAÇEP il ve ilçe başkanlarımız da işte bu duygular ile birkaç saat önce MHP Genel Merkezimizdeydiler ve Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’yi işaret ederek şu mesajı paylaştılar:

“TÜRK VE TÜRKİYE YÜZYILINDA, TÜRK KADINLARI LİDERİNİN YANINDA”

Ne güzel düşündüler; var olsun MHP KAÇEP teşkilatları:
Onlar bugün;

Doğu’dan geldiler sefa getirdiler,

Kuzey’den ulaştılar, esenlik verdiler,

Batı’dan vardılar, ufkumuzu açtılar,

Güney’den geldiler, gönülleri ferahlattılar,

Şimdi Sizlerden, Tüm KAÇEP mensuplarımıza büyük bir alkış istirham ediyorum.

Saygıdeğer Konuklar

Milliyetçi Hareket Partisi, Genel Başkanımızın liderliğinde, kadınların özverili çalışmalarıyla Büyük Türk Milletinin hizmetinde kararlılıkla mücadele etmeye devam edecektir.

An itibariyle 81 İl’de ve 820 ilçede teşkilatlanan KAÇEP teşkilatlarımızın mensupları ve başkanları, Milliyetçi Hareket Partisi ailesinin önemli bir parçası olmuşlardır.

KAÇEP, yani Kadın, Aile, Çocuk ve Engelli Politikalarından sorumlu il ve ilçe başkanlarımızın adına ifade etmek isterim ki;
Sayın Genel Başkanımıza söz veriyoruz, “Evlatlarınız olarak talimatlarınızı ve işaretinizi bekliyoruz. Her şart ve koşulda sizi takip ediyoruz ve sonuna kadar sizin emrinizdeyiz.”

Sözlerime son verirken, duam odur ki; Allah birlik ve beraberliğimizi daim etsin.

Şüphesiz Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.

Türk milletinin sofrasından rızık ve bereket eksilmesin.

Bu duygularla 8 Mart Dünya Kadınlar gününü tebrik ediyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 

Allah’a emanet olun.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene…