İsrail, ilk olarak "İsrail Savunma Kuvvetleri’nin resmi X hesabına hoş geldiniz! Bu platform, IDF ile ilgili gelişmeler hakkında güvenilir ve anlık güncellemeler sunmak amacıyla kullanılacaktır" şeklinde bir duyuruyla Türkçe bir sayfa açtı. Kısa bir süre sonra İsrail Kamu Yayın Kuruluşu (KAN), iç istihbarat teşkilatı Şin Bet’in Türkçe bilen kişileri işe almak için bir ilan yayımladığını duyurdu. Bu adımlarla İsrail, Türkiye’ye yönelik psikolojik ve stratejik bir hazırlık mesajı verirken, aynı zamanda Amerika’da da boş durmadığını gösteren videolar paylaştı. Ne de olsa, kambersiz düğün olmaz…
ABD ordusu ise X hesabı üzerinden, gece vakti Amerikan askerlerinin bir kurt sürüsüyle karşılaşmasını ve askerlerden birinin bir kurtla göz göze geldiği anları içeren bir video yayımladı. Türklerin tarihi ve milli sembolü Bozkurt olduğu için bu video doğal olarak çok dikkat çekti ve temel amacının Türkiye’ye bir mesaj vermek olduğu yönünde yoğun bir şekilde yorumlandı.
2022 ABD Ulusal Savunma Yetki Yasası’nın Temsilciler Meclisi’nde onaylanan metninde, ‘Bozkurtlar/Ülkü Ocakları’nın bir terör örgütü olup olmadığı konusunda’ ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından bir rapor hazırlanmasını öngören bir madde de yer alıyordu. Bu durumu tekrar hatırladığımızda, ABD’nin kendi askerleri üzerinden Bozkurt temalı bir video yayımlamasını basit bir tesadüf olarak görmemiz zorlaşıyor.
Hele ki Trump’ın ikinci kez ABD Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz, dünyanın dört bir yanını karıştırmaya yönelik çılgınlık derecesi yüksek eylem ve söylemleri göz önüne alındığında, ABD’nin attığı her adımı ve verdiği her mesajı dikkatle incelemek gerekiyor.
ABD ve İsrail her şeytanlıkta bir bütün olunca, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin Türkçe sayfalar açması, Türkçe bilen Mossad ajanları aradığını duyurması yanında, ABD’nin de Bozkurt temalı videolarla mesajlar vermesi kimseyi şaşırtmamalıdır.
ABD ve İsrail destekli teröre karşı son derece başarılı bir mücadele yürüten Cumhur İttifakı’nın, terör örgütü PKK’nın kurucusu Öcalan merkezli geliştirdiği strateji, hem örgütün tasfiyesini hem de silah bırakmasını hedefliyor. Bu durum, ABD ve İsrail’i açıkça rahatsız eden bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz’de yayımlanan bir analizde, “Ateşkes, Suriye’deki güç dengelerini değiştirebilir ve İsrail’in bölgedeki varlığını tehdit edebilir” değerlendirmesi yer aldı; bu, söz konusu rahatsızlığın bir kanıtı niteliğindeydi. Öte yandan, PKK/YPG’ye tonlarca silah yardımı yapmış olan ABD’nin, bu yatırımını zarara uğratmamak için her yola başvuracağı da aşikâr.
Türkiye, hiçbir ayrıntıyı dikkat ve titizlik dışında bırakmamalıdır. Zira bugün bir ayrıntı gibi görünen şeyler, gün gelip karşısında büyük bir tehlike olarak ortaya çıkabiliyor.
Bizler, ABD ve İsrail planları karşısında milli şuur ve refleksle pür dikkat olalım da, gerisi sanatçımız Atilla Yılmaz’ın seslendirdiği eserin mesajı gibi olsun:
“Bu ülkeye gönül veren
Ölür mü bozkurt, ölür mü?
Oğuz soyu cenkten ırak
Kalır mı bozkurt, kalır mı?”
Gün gelecek, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin iç cepheyi güçlendirme çağrısı, Türk-Kürt kardeşliğine yaptığı ısrarlı vurgu ve terörsüz bir Türkiye stratejisi, tarih önünde bir hazine değeri kazanacak. Yaşasın Türk milleti!
