Kadir Yıldız / TÜRKGÜN
6 siyasi parti genel başkanının bir araya gelerek önerdiği sistem değişikliği önerisi Bilkent Otel’de görücüye çıktı. 23 madde ve 48 sayfadan oluşan öneri giriş, yasama, yürütme, yargı ve demokratik sistemin temel esasları başlıkları altında beş bölümden oluştu. Her bölümü bir partinin genel başkan yardımcısı okurken krize sebebiyet vermemek için Saadet Partisi temsilcisine “Kamu yönetimi ve siyasi etik” adı altında ilave bir başlık açıldığı görüldü. 48 sayfadan oluşan sistem değişikliği önerisinin Parlamenter Sistem’in kriz üreten yapısıyla bire bir örtüşmesi 6 partinin “Kaos Masası” kurduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Cumhurbaşkanının nasıl seçileceğinin net olarak ifade edilmediği öneride, bu yetkinin halktan alınıp tekrar milletvekillerine verileceği ve sembolik bir cumhurbaşkanı seçileceği şeklinde yorumlandı. Sistem değişikliği önerisinin esas itibarıyla demokrasiyi ve millet iradesini hedef aldığı görüldü.
12 Şubat’ta yapılan ön toplantıda Avrupa Konseyi kararlarına bağlılık vurgusu yapan 6 siyasi partinin genel başkanı 28 Şubat’ta yaptıkları açıklamada bu vurguya bir kez daha yer verdiler. Deva Partili Mustafa Yeneroğlu tarafından açıklanan bölümde siyasi partiler hakkındaki yasal mevzuatın Avrupa Konseyi standartlarında yapılacağı belirtildi. Yeneroğlu, “Siyasi partiler hakkındaki yasal mevzuat ve yaptırım hükümlerini Avrupa Konseyi standartları ışığında, çoğulcu demokrasinin güvencesini oluşturacak biçimde değiştireceğiz” dedi.
HDP’YE AÇIK AÇIK ‘KAYYUM’LU MESAJ GÖNDERDİLER
Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık yaptıkları gerekçesiyle kayyum atanan HDP’li belediyelere sahip çıkan 6 muhalefet partisi aynı görüşte tekrar birleşti. Kayyum atamalarına karşı çıkacaklarını imza altına almaları HDP’ye verilen bir taahhüt olarak değerlendirildi.
HDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ilkelerde anlaşmaları hâlinde ortak adayı destekleyebileceklerini ifade etmeleri 6 siyasi partinin iştahını kabartmaya yetti. Demirtaş’a özgürlük ve tazminat ödenmesi vaadi ile kayyum atamalarına son verilmesi taahhüdü bu çerçevede değerlendirildi. Ayrıca HDP’li belediyelerin özerklik taleplerinin temel gerekçesini oluşturan özel bütçe için de yeni bir formül bulundu. Saadet Partisi adına deklarasyonda yer alan ilgili bölümü açıklayan Bülent Kaya, “Yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarını artıracağız. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik sağlayacağız. Yerel yönetimlerin bütçesini artıracağız” dedi. Kaya, kayyum uygulamalarına da son vereceklerini belirtti.
MİLLİ İRADEYE GASP
2007 yılında yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi sağlanmış, 2014 yılında yapılan seçimlerde de Recep Tayyip Erdoğan halk tarafından doğrudan seçilen ilk Cumhurbaşkanı olmuştu. 6 parti hazırladığı sistem değişikliği önerisiyle bu yetkiyi halktan alıp tekrar milletvekillerine vermeyi planladı. Milletin iradesinin gasbedilmesi anlamına gelen bu değişiklikle birlikle cumhurbaşkanının da sembolik bir makamda olması kararlaştırıldı. Cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıl ile sınırlandırılırken, Başbakanlık makamının da tekrar getirileceği belirtildi. Koalisyon pazarlıklarının, hükümet kurulamama süreçlerinin tekrar başlamasının arzu edildiği bu değişiklik aynı zamanda siyasi istikrarsızlığı çağrıştırdı.
TEHLİKELİ VAAD
6 siyasi partinin terörist Selahattin Demirtaş ve Kızıl Soros lakaplı Osman Kavala’nın suçlarının olmadığı ve haksız yere hapis yattığını defalarca belirtmişler ve AİHM kararlarının uygulanması gerektiğini söylemişlerdi. Açıklanan sistem değişikliği önerisiyle bu sözler vaat hâline getirildi ve 6 genel başkan bu taahhüdün altına imza attı.
İP’nin kuruluş tüzüğünde yer alan “eşit vatandaşlık” ifadesi kamuoyunda tepkiye yol açmış, bu ifadenin teröristbaşı Öcalan’a ait olduğu tartışmaları bazı partililer tarafından da dile getirilmişti. Tüzükte yer alan bu ifadenin kim tarafından yazıldığı muammasını korumaya devam ederken aynı ifade 6 partinin sistem değişikliği önerisinde tekrar ortaya çıktı. Temel hak ve özgürlükler konusunda Türkiye’nin dil, din, mezhep, siyasi ve sosyal aidiyete göre farklı uygulamalar yaptığıyla ilgili suçlama getirilen metinde, iç hukukun uluslararası standartlarla uyumlu hâle getirileceği belirtildi.
İÇERIDE İMZA, DIŞARIDA KAVGA
6 siyasi partinin genel başkanı içeride ortak deklarasyona imza atıp uzlaşmacı bir görüntü verirken, dışarıda ise kavga ve kriz vardı. Partililerin ve korumaların birbirine girdiği kavganın ne sebeple çıktığı öğrenilemedi ancak 28 Şubat’taki mutabakata kan girdi. Parti genel başkanları oturma düzeninde davetiyedeki sıraya uyarak alfabetik sıraya göre dizildi. Konuşmacılar da yine aynı şekilde alfabetik sıraya göre sahneye çıkıp kendilerine ayrılan ilgili bölümü okudu. Salona girişten çıkışa kadar her şey müsamere tadındaydı.
İLK 4 MADDE NEREDE?
6 siyasi partinin 2021 yılı Ekim ayından itibaren üzerinde çalıştığı sistem değişikliği önerisinin, 2018 yılında HDP’nin dâhil olduğu dört partinin ortak anayasa çalışmasıyla benzerlikleri dikkat çekti.
İki çalışmada da Atatürk ve Türk milleti ifadeleri hiçbir yerde kullanılmadı. Türk ifadesinin kullanıldığı yerler ise “Türk Ceza Kanunu” gibi tanımlarda oldu. 2018 yılında hazırlanan ve kamuoyuna sızan ortak anayasa çalışmasında da Atatürk Milliyetçiliği anayasadan çıkarılmış, Türk milleti ifadeleri yer alamamıştı. İki çalışmada da Anayasa’nın ilk dört maddesine hiçbir şekilde yer verilmedi.
BU NEYİN EŞİTLİĞİ?
İP’li Bahadır Erdem tarafından açıklanan bölümde eşit vatandaşlık tanımına paralel olarak, “Türkiye din, dil, cinsiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için eşit hale getirilecektir” ifadelerine yer verildi. Ayrıca etnik ve mezhepsel bölücülük kodlarını barındıran sistem değişikliği önerisinde “herkesin kendi kimliğiyle kendisi olarak eşit şekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katıldığı bir sistem inşa edilecek” ifadeleri kullanıldı. Her bir vatandaşın anayasal çerçevede eşit haklara sahip olmasına karşın İP’li Bahadır Erdem’in kullandığı ifadelerin milletin birliğini hedef aldığı yorumları yapıldı.