KADİR YILDIZ / TÜRKGÜN
ZİLLETÇİLER RAHATSIZ
DIYARBAKIR, Van ve Mardin’de terör örgütü PKK’nın arka bahçesi haline getirilen belediyelerde başkanların görevden alınması ve yerlerine o kentlerin valilerinin kayyum olarak atanması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile meselesi olanları ve zilletin siyasi ortaklarını çok rahatsız etti. Yapılan açıklamalar, Kandilli katillerin sözcülüğüne soyunanları, kanlı eylemlerine ses çıkarmayanları ve Türkiye üzerinde nasıl bir oyun oynandığını bir defa daha ifşa etti
ERDOĞAN DÜŞMANLARI
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Gül ve Davutoğlu’nun, görevden alınma sonrası yaptıkları açıklamalarla, Erdoğan düşmanları safına katıldıklarını söyledi. Ünal, “Gezi olayları esnasında ‘Demokrasi sandıktan ibaret değildir’ diyen Gül, şimdi ‘Seçimle gelen seçimle gider’ demekte. Bu nasıl bir tenakuzdur!” diye konuştu.
PKK’YA ZİMNİ DESTEKTİR
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Seçimle gelenin kayyumla gitmesinin meşru ve haklı gerekçelerini yok sayarak, bunu sandığa darbe olarak göstermek, CHP’nin öteden beri sergilediği şaşkın politik anlayışın izharıdır. Sandık demokrasisi, PKK’yı meşrulaştırmanın gerekçesi olamaz. Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nun tavrı, hukuksuzluğa, kanunsuzluğa ve terör örgütü PKK’ya verilmiş zımni bir destektir” ifadesini kullandı.
SOYLU’NUN YANINDAYIZ
15 TEMMUZ Demokrasi Şehitleri Gazileri ve Terör Mağdurları Derneği Genel Başkanı Abbas Gündüz, Gül ve Davutoğlu’nu kınadıklarını belirterek, “Bu iki isme ve CHP’lilere soruyoruz. Mardin Belediyesinde çalışan şehit ve gazi yakınları işten çıkarılırken neden o gün bir tepki göstermediniz? Her zaman Bakanımız Soylu’nun yanındayız” dedi.
Teröre müsamaha göstermeyeceğiz
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bizim teröre müsamaha göstermemizi bekleyenler yanılır. Terörü ve terörizmi, özellikle halkın helal oylarıyla belediyelerde merkez haline getirmeye çalışanlara devletin sessiz kalmasını beklemek yanlıştır” dedi.
Küstah HDP’li vekiller ülkemizi karalıyor
ARJANTİN’DE bulunan HDP Milletvekilleri Ebru Günay ve Garo Paylan, Türkiye aleyhine açıklamalar yaptı. Günay, “Azınlık olup da Erdoğan’a karşı olan herkes, sonunda hapse girebilir, işkence görebilir ve öldürülebilir” iddiasında bulundu.
‘Gül ve Davutoğlu’nun tavrı, PKK’ya destektir’
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, ‘Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nun, üç belediyeye kayyum atanmasına PKK’nın siyasi kanadı lehinde tepki göstermesi işin manidar ve vahim bir başka yanıdır. Görevden almaların demokrasimiz için doğru olmadığı görüşünü savunan tweet atan Gül’ün ve Davutoğlu’nun tavrı, terör örgütü PKK’ya verilmiş zımni bir destektir’ dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, üç belediyeye kayyum atanmasına PKK’nın siyasi kanadı lehinde tepki göstermesi, işin manidar ve vahim bir başka yanıdır. Görevden almaların demokrasimiz için doğru olmadığı görüşünü savunan tweet atan Abdullah Gül ve Davutoğlu’nun tavrı, hukuksuzluğa, kanunsuzluğa ve terör örgütü PKK’ya verilmiş zımni bir destektir.” ifadelerini kullandı.
Yalçın, HDP’li üç belediyeye kayyum atanmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Türkiye’nin, bölücü mihraklara karşı içeride ve dışarıda olanca gücüyle güvenlik ve egemenlik mücadelesi verdiğini belirten Yalçın, “PKK’nın siyasi kanadı HDP, halkın emanet oylarıyla kazandığı belediyelerde ‘Eski hamam, eski tas.’ dedirten muzır icraatlarına daha ilk günden başlamıştır” değerlendirmesinde bulundu. “Halkın oylarıyla belediyelerin başına geçenlerden böyle bir nazik dönemde beklenen, devletin imkânlarını çarçur etmeyip yine halkın ihtiyaçları için seferber etmek, milletimizin beka mücadelesinde yanında yer alarak bin yıllık kardeşliğin gereğini yerine getirmektir.” görüşüne yer veren Yalçın, şöyle devam etti: “Yaşadığımız coğrafyada hür ve müstakil bir devlet olarak hayat sürmemiz, emperyalizmin içerideki ve dışarıdaki taşeron ve aktörlerine karşı milletçe omuz omuza mücadele verilerek bin yıllık kardeşlik hukukunun korunması sayesinde mümkün olmuştur. Türkiye’nin bundan sonra da bir ve bütün, hür ve bağımsız bir devlet olarak yaşaması bu hukukun muhafazasından geçmektedir. Bu hukuk ardır, namustur. Bu hukuk şereftir, haysiyettir. Bu hukuk, erdemdir, insanlıktır. Bu hukuk, demokrasidir, cumhuriyettir. Kim bu hukuku çiğniyorsa apaçık dalalette, ihanette ve hıyanettedir. Milletimiz; varlık iradesini bağlayan prangaları kıracak, birlik azmini engelleyen kafesleri parçalayacak kudrettedir ve gücünü daima çeşitli vesilelerle ispatlamıştır.”
‘ZAMANINDA VE YERİNDE ALINMIŞ BİR KARARDIR’
HDP’li belediyelerce sokak ve caddelere PKK militanlarının adlarının verilmesi, sözde cenaze törenlerinde bölücü örgütün marşlarının okunmasının fütursuzluğun, millete garazkârlığın, devlete kafa tutma cüretkârlığının göstergesi olduğuna dikkati çeken Yalçın, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Hükümetin tecrübelerden yola çıkarak daha başından yaptığı yerinde ikazlara rağmen, Diyarbakır, Mardin ve Van belediyelerinin göreve başladıkları ilk günden itibaren PKK’nın sevk ve idaresinde bölücü faaliyete girişmiştir. Halkın hizmet görmek için verdiği geçici oylar, PKK’ya kaynak aktarmalar, hukuksuz atamalar, gayrimeşru iş ve işlemlerle istismar edilmiştir. Antidemokratik, haksız ve yasa dışı yöntemleri, çalışanlara yönelik kıyım ve zulüm takip etmiş, çok sayıda belediye görevlisi işinden atılmıştır. Dolayısıyla kanunsuz eylem ve icraatlarından ötürü hükümetçe üç HDP’li belediyeye kayyum atanması, zamanında ve yerinde alınmış bir karardır. Hak yerini bulmuş, kanamakta olan maşeri vicdanın yüreklerdeki acısı bir nebze dinmiştir.” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kayyum atamalarıyla ilgili değerlendirmesiyle sadece MHP’nin tutarlı siyasi görüş ve kararlı tutumunu ortaya koymakla kalmadığını, aynı zamanda kamu vicdanını aksettirdiğini ve milletin hissiyatına tercüman olduğunu belirten Yalçın, millete kafa tutanların, devletin yasalarına başkaldırarak meşruiyetten sapanların sonunun hüsran olduğunu vurguladı.
AÇIKLAMALARI KABUL EDİLEMEZ
Yalçın, “Cumhurbaşkanlığı düzeyinde görev yapmış, geçmişte başbakanlık görevini üstlenmiş eski politikacıların; kaleminden damlayan ifadeleri menfaat ve kirli hesap çarkından değil, akıl ve feraset süzgecinden geçirmesi elzemdir. Bu makamlarda görev yapmış olmak, hiç kimseye devletin temel çıkarlarını zedeleyen, milletimizin birlik ve bütünlüğünü hedef alan terörist faaliyetlere sorumsuzca destek verme ve aklına eseni söyleme hakkı tanımamaktadır.Sinsi bir siyasi gelecek planlaması adına yapıldığına şüphe bulunmayan bu sözde demokrat ve çıkarcı açıklama, sadece sözün ve eylemin sahibine bumerang gibi geri dönmekle kalmayacak, devletin vazgeçilmez öncelik ve hassasiyetlerine, hayati güvenlik hedeflerine de zarar verecektir. Herkesin ve her kurumun ağzından çıkanı kulağının duyması, sadırla satır arasındaki mesafenin korunması, fikrin ve bedenin aynı safta durması gereken hassas bir dönemden geçtiğimiz; asla akıldan çıkarılmamalıdır. Bu bağlamda MHP, milli çıkarlarımızın yılmaz savunucusu ve egemenlik haklarımızın bekçisi olarak uyarılarını sürdürmekle kalmayacak, hükümetin terörle mücadelede gösterdiği haklı çabalara desteğini tereddütsüz sürdürecektir. AA
‘DEMOKRASİ, PKK’YI MEŞRULAŞTIRMANIN GEREKÇESİ OLAMAZ!’
SEMİH Yalçın, kimi eski ve yeni politikacılar, devlet ve milletin hukuku yerine görevden alınan suçluları müdafaa ettiklerini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bilhassa CHP sözcüleri tarafından siyasi darbe, sözde Kürt sorununun çözümünü engelleme gibi içi boş değerlendirmelerle gösterilen tepkiler, CHP’nin sözde çözüm ve açılım sürecine sahip çıktığının işareti olmuştur. İçine kaçan HDP’yi çıkarmak istemeyen ve bundan haz duyduğu anlaşılan CHP’nin, PKK güdümündeki belediye başkanlarının hamisi kesilmesi bizi şaşırtmamıştır. HDP’nin eski eş başkanı Demirtaş’a kendi belediye başkanlarınca destek verilen, bölücübaşının istekleri milletvekillerince yasa teklifi halinde Meclise getirilen bir partiden PKK’nın siyasi kanadıyla dayanışma hamlesinden başkaca bir tutum elbette beklenemez. Seçimle gelenin kayyumla gitmesinin meşru ve haklı gerekçelerini yok sayarak bunu sandığa darbe olarak göstermek de CHP’nin öteden beri sergilediği şaşı ve şaşkın politik anlayışın izharıdır. Sandığın namusunu kirletenlerin ve milletin hukukunu çiğneyenlerin yakasına devlet yapışmayacaksa hukuk devleti nerede kalmıştır? Açık açık terör örgütü adına faaliyet göstererek kanunu yok sayanlar yasalar marifetiyle engellenmeyecekse hukukun üstünlüğünün ne anlamı vardır? Devletin bütünlüğünü ve milletin birliğini hedef alan terör eylemine hiçbir kanun, hiçbir merci, hiçbir güç odağı müsamaha gösteremez. Demokratik nizamın işleyişi gerekçe gösterilerek; hiçbir devletin, varlığına ve bekasına yönelen apaçık tehdidi görmezden gelmesi istenemez. Sandık demokrasisi, PKK’yı meşrulaştırmanın gerekçesi olamaz!” dedi.
‘TERÖRE MÜSAMAHA BEKLEYENLER YANILIR’
Bakan Soylu, “Milletin helal oylarına ve milletin temiz oylarına leke sürmektedirler. Hukukun ve anayasanın sessiz kalmasını beklemek son derece yanlıştır” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara Gölbaşı’da bulunan Vilayetler Evi’nde Ankara Göç Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Toplantı öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Soylu, Diyarbakır, Mardin ve Van Belediyelerine yönelik yapılan görevden uzaklaştırma, kayyum atamalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Demokrasinin istismar edildiğinin altını çizen Soylu, “Milletin helal oylarına ve milletin temiz oylarına leke sürmektedirler. Büyük ve iri laflar söyleyenlere şunu söylemek gerekmektedir; demokrasiyi ve seçilmişliği terörün muafiyet alanına sokmak isteyenler elbette ki büyük bir hata işlemektedirler. Sandık ve seçilmişlik demokrasinin en temel ilkesidir ama Avrupa’nın hiçbir ülkesinde dünyanın demokratik gelişmiş hiçbir ülkesinde bugüne kadar gördüğünüz gibi bunu eleştiren neredeler bal gibi biliyorlar ki; son 2 yılda İspanya’da, Belçika’da başka ülkelerde yaşananlara Avrupa’daki ve batıdaki ülkelerin terörle ilişkileri olduğu için sessiz kalmaları, esas itibarıyla burada bu meseleleri Türkiye gündemine taşımak isteyenlere de bir cevap olur diye sanıyorum.
‘SESSİZ KALAMAZDIK’
Her şeyi istedikleri gibi yorumlamaya çalışanlar ona devam edeceklerdi, son cümlem şudur; bizim teröre müsamaha göstermenizi bekleyenler yanılırlar ve terörü ve terörizmi özellikle halkın helal oylarıyla belediyelerde merkez haline getirmeye çalışanlara da devletin kuralların, hukukun ve anayasanın sessiz kalmasını beklemek de son derece yanlıştır” şeklinde konuştu. İHA
DERNEKLERDEN KAYYUMA DESTEK
15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Gazileri ve Terör Mağdurları Derneği Genel Başkanı Abbas Gündüz, Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerine kayyum atamalarını yerinde gördüklerini kaydetti. Başkan Gündüz, “Hiç kimse terörün yanında, devletin karşısında olamaz. Üç ilimizde yapılan bu operasyona destek veren MHP lideri Devlet Bahçeli’ye çok teşekkür ediyoruz. İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu ’ya Devlet Bahçeli’nin verdiği desteği biz şehit, gazi aileleri de destekliyoruz. İki güçlü ismin bir arada olması bizlerin gücüne güç katmaktadır. Bizler daima devletin, milletin ve vatandaşlarımızın yanındayız. Vatanın ve milletin karşısında olanların ve terör örgütlerin karşısında çelik demir gibi her zaman karşısında olacağız. Hiçbir siyasetçi kendini devletin ve kanunların üstünde göremez” diye konuştu.
ÜNAL’DAN HER İKİ İSME SERT TEPKİ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nun terör bağlantılı belediye başkanlarının görevden alınması sonrası yaptıkları açıklamalara tepki gösterdi. Ünal açıklamasında şu ifadelere yer verdi: Türkiye’nin uzunca bir zamandır ekonomide, iç ve dış güvenlikte dört ayrı terör örgütü ile verdiği kararlı mücadeleyi görmezden gelmek, Suriye’nin kuzeyinde, Doğu Akdeniz’de yapılmak istenen dizaynları yok saymak, bütün bunların sadece bir bileşeni olan 15 Temmuz saldırısı sonrası oluşan ölüm ve kalım mücadelesi... Bütün bu mücadelenin sembolü haline gelen ülke liderimiz Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının oluşturduğu hatta, maalesef uzunca zamandır karnından konuşan Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu da katıldı. Meselenin üç belediye başkanını görevden almak ve demokrasi duyarlılığı olmadığını biliyoruz. Kayyum atanmasının hukuki ve demokratik altyapısı bellidir. Gezi olayları esnasında “demokrasi sandıktan ibaret değildir” diyen Sn. Gül şimdi “Seçimle gelen seçimle gider” demekte. Bu nasıl bir tenakuzdur! Evet, seçilmiş olmak hukuku ve demokrasiyi yok etmek, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak hakkı vermez kimseye. İşte bu evrensel bir demokrasi ilkesidir. Demokrasi, ait olduğu ülkenin bütünlüğü ve bağımsızlığı aleyhine kullanılmaya başlanırsa artık o ülkeye ait bir değer ve gerçek anlamıyla demokrasi olmaz. Hukuk ise araçsallaşarak ait olduğu ülkeyi zaafa düşürmenin bir silahına dönüşürse o ülkenin hukuku olmaktan çıkar. Partiler ve siyasiler tabii ki belirli kesimleri kazanmaya dönük pozisyonlar alabilir. Ancak bu ülkede PKK ve onun güdümündeki yapıların gerçek yüzünü en iyi Kürt vatandaşlarımız bilir. Teröre destek çıkarak milletimizin gönlü kazanılmaz. Siz siz olun, PKK’nın değil, halkımızın desteğine talip olun.
GAFLET VE İHANET OYUNU BOZULDU
PARLAMENTERLER Derneği, “İçişleri Bakanlığımızın, terör faaliyetlerini açıkça destekledikleri gerekçesiyle haklarında çeşitli ‘kovuşturma ve soruşturma’ yürütülen; Diyarbakır, Mardin ve Van Belediye Başkanlarını görevden alarak, yerlerine valileri kayyum olarak atamasını son derece isabetli buluyor, cesaret ve kararlılığından dolayı siyasi iradeyi, İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’yu tebrik ve takdir ediyoruz.” açıklamasında bulundu. Parlamenterler Derneği Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada, görevden almalara tepki gösterenlere de çağrıda bulunularak “Başta ana muhalefet partisi CHP’nin sözcü ve temsilcileri ile diğer gaflet ve ihanet çizgisi arasında gidip gelen malum çevrelerin aklını başına almasını istiyoruz. Herkesi ve her kesimi, eli kanlı terör örgütü ve onun maşalarını desteklemek yerine Türkiye Cumhuriyeti’nin, hukukun ve demokrasinin yanında saf tutmaya davet ediyoruz.” denildi.