Son dönemde kadın ve çocuklarımıza yönelik saldırı ve tacizlerde artış kaydedildiğini üzüntüyle gözlemlemekteyiz. Bu durum; toplum vicdanında derin yaralar açmakta, yürekleri acıyla kanatmaktadır.
Kadınlarımıza yönelik şiddet ve ardı arkası kesilmeyen cinayetler; gelecek adına alarm vermekte, toplumun bütün kesimlerini derin endişeye sevk etmektedir.
Binlerce yıllık aile geleneklerimiz köklü ve sağlamdır. Bununla birlikte bütün millî değerlerimiz gibi Türk aile yapısı da küreselleşen dünyadaki bozulma ve değişmelerden nasibini almaktadır.
Gerek baş döndürücü teknolojik gelişmeler, gerekse bilimsel anlamdaki devasa adımlar, insan ilişkilerini ve dolayısıyla aile bağlarını da ciddi ölçüde etkilemektedir. Müessiriyetini güçlü aile yapısından alan Türk toplumu da değişen dünyaya ayak uydururken ciddi sarsıntılar geçirmektedir.
Türk toplumunu iç ve dış tehditler karşısında kuvvetli, dayanıklı kılan aile yapısının korunması, herkesin müşterek görevi ve sorumluluğudur.
Kadınlarımız; uğurumuz, gözbebeğimiz, dayanma gücümüzdür. Kadınlarımız; arkamızda dağlar gibi dayanak, mutlu ve kutlu bir geleceğin duacısıdır.
Kadınlarımız bereket, kadınlarımız şifa ve bolluk vesilesidir. Onlar, nesillerimizin devamı, evlatlarımızın ilk öğretmeni; toplumumuzun bilgelik, feraset, güç ve istikrar unsurudur.
Kadınlarımız, ocağımızın tüten ateşi, sofradaki aşımız; suyumuz, toprağımızdır.
Hayat sürdüğümüz ata yadigârı bu mübarek diyarın bekası ve Türk toplumunun selameti; kadınlarımızın sağlığından, huzurundan ve hayır dualarının devamından geçmektedir.
Kadınlarımıza uzanan eller kırılmalı, onlara ve yavrularımıza yönelik şiddet son bulmalıdır.
Kadınlarımıza ve çocuklarımıza yönelik şiddetin son bulması için gerekirse yeni yasal düzenlemeler yapılarak cezalar ağırlaştırılmalıdır.
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi hususunda toplumda kuvvetli ve bir o kadar da caydırıcı bir konsensüs oluşturulmalıdır. Sivil toplum kuruluşları ve eğitim-öğretim camiamız başta olmak üzere bütün dinamik sosyal unsurlar bu konuda iş birliği ve el birliği yapmalıdır.
Bu arada, giderayak artan aile içi şiddetin boyutları ve nedenleri hususunda bilimsel araştırmalar yapılarak kalıcı çözüm yolları aranmalıdır.
MHP, kadın ve çocuklarımızın korunması için atılacak adımlarla ilgili üzerine düşen görevi gerek parlamentoda gerekse diğer platformlarda hassasiyetle yapacaktır.
MHP, aile yapımızın temel direklerini yıkmaya dönük saldırı ve cinayetlerin nihayet bulması için alınacak tedbirlere en güçlü katkıyı verecektir.
MHP olarak Emine Bulut cinayeti davasının takipçisi olacağız. Bir anneyi yavrusunun gözleri önünde öldüren caninin en ağır cezayı alması için teyakkuzda olacağız.
Bu konuda adaletin tecellisi; Türk aile yapısının hukuk temelinde korunmasını sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Türk adaletine olan güveni de perçinleyecektir.
Yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen; milletimizin kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti büyük bir ferasetle sinesinden kovacağına, onların emniyet ve huzurunun temini için herkesin seferber olacağına inancımız tamdır.
Müteveffa Emine Bulut’a Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve milletimize baş sağlığı diliyoruz.
Yeni Emine Bulut cinayetlerinin yaşanmaması için bütün kesimleri, bütün kurum ve kuruluşları ortak bir bilinç ve vicdanla hareket etmeye, dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz.