TBMM Deprem Araştırma Komisyonu, aylar süren yoğun çalışmaların ardından deprem konusunda 268 maddelik yol haritası hazırladı. Raporda dikkat çeken önerilerden biri depremin şiddetini Kandilli Rasathanesi’nin değil, AFAD’ın açıklaması talebi oldu. Milliyet’in ulaştığı ve TBMM Başkanlığı’na sunulacak olan, “deprem raporu”nda yer alan tespit ve önerilerden bazıları şunlar:
Deprem risklerinin azaltılması ve etkin çözümler sunmak amcıyla TBMM çatısı altında daimi olarak görev yapacak “Deprem Risklerinin Azaltılması Komisyonu” kurulmalı.
Deprem verileri standart bir formatta AFAD-Türkiye Deprem Veri Merkezi’nde depolanarak internet üzerinden paylaşılmalı.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü tarafından zaman zaman deprem büyüklüğünün farklı ölçek ve değerde açıklanmasının, özellikle büyük depremler sonrası toplum nezdinde farklı yorumlara yol açması ve medyada tartışmalara neden olması sebebiyle, deprem bilgilendirmesi sadece AFAD tarafından yapılmalı.
AFAD tarafından, deprem meydana geldiğinde sismik dalgaların risk içeren kritik tesislere (elektrik ve doğal gaz şebekeleri, fabrika, nükleer santral, rafineri, hızlı tren, metro vb.) ulaşmasından önce gerekli sistemlerin otomatik olarak durdurulması amacıyla, deprem erken uyarı sistemleri kurulmalı.
6,7 milyon binanın kentsel dönüşümü hızlandırılmalı. Önceliklendirme çalışmalarına, başta İstanbul olmak üzere deprem riskinin yüksek olduğu, nüfusun ve sanayi kuruluşlarının yoğun bulunduğu illerden başlanmalı.
Afete maruz bölge kararı alınan alanlarda, diri fayların sakınım zonlarında ve donatı alanlarında kalan okul, hastane gibi kamu binaları öncelikli olmak üzere mevcut binaların kentsel dönüşüm kapsamında rezerv yapı alanlarına taşınması sağlanmalı.
Bina envanter kayıt sistemi ivedilikle hayata geçirilmeli. Dinamik şekilde güncellenebilen bir bina envanter kayıt sisteminin kullanılması suretiyle yapıların mevcut durumlarına ilişkin olarak kat, bağımsız bölüm sayısı, yapı sınıfı, yapı malzemesi ve taşıyıcı sistem gibi bilgilerin netleştirilerek deprem riski değerlendirme çalışmaları yürütülmeli.
Genellikle 2000 öncesi inşa edilen yapıların tümü incelenmeli ve riskli binalar belirlenerek yıkılmalı.
Güçlendirme stratejileri hazırlanmalı, özellikle tahliye yolu ve ana arterlerdeki binalara öncelik verilmeli. Kriterlere uymayan riskli binalar hızla yıkılmalı.
Yapı denetimi sıkılaştırılmalı. Kaliteli çipli beton sistemi, çelik donatılar için de uygulanmalı. Bina kimlik sistemi devreye sokulmalı.
Periyodik denetimler sonucunda tespit edilen yıkılacak derecede riskli binalar ile periyodik denetimlerin sonuçlarının otomatik olarak tapu sistemine aktırılarak tapuya şerh düşülmeli ve alım-satım konularında engeller konulmalı.
Arama kurtarma, tıbbi ilk yardım, keşif ve haritalama, enkazın boyutlarının tespiti, lojistik destek gibi faaliyetlerde kullanılmak üzere yüksek teknolojik duyarlılığı olan insansız hava aracı, drone, robot gibi araçların kullanılması yaygınlaştırılmalı.
Deprem zararlarını azaltmaya yönelik politikaların hızlı bir şekilde uygulamaya konulabilmesi amacıyla vergilerden kaynak aktarılarak deprem fonunun oluşturulmalı.
Doğal afet sigortası(DASK) sisteminde tahsil edilen poliçe bedelinin üzerine ilave edilecek en az yüzde 5’lik mebla, deprem fonuna aktarılmalı.
Toplanan büyük verinin (big data); depremler başta olmak üzere diğer afet ve acil durumda kullanılabilmesi için çeşitli matematiksel model ve tekniklerle anlamlaştırılması amacıyla büyük veri işleme ve analiz çalışmaları yürütecek ve ihtiyaçları adresleyecek, “Büyük Veri Analitiği Kurumu” oluşturulmalı.