Ankete katılan eğitimci̇lerin yüzde 89’u okulların açılmasından (tam zamanlı yüz yüze ya da hibrit) yana. Yüzde 58’i okulların tam zamanlı açılmasını destekliyor, yüzde 31’i de “hibrit eğitim” diyor.
Öğretmenler “uzaktan eğitim yüz yüze eğitimin yerini tutmadı” diyor. Ankete katılanların yüzde 66,8’i yüz yüze eğitimde ders süresinin 10 dakika azaltılarak 30 dakika olmasını istiyor.
Katılımcıların yüzde 77,6’si aşı yaptırdığını ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 31’i aşı yaptırmayan öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına PCR testi uygulanmasına karşı.
Katılımcıların yüzde 45,3’ü öğrencilere de PCR testi yapılması gerektiğini söylüyor, yüzde 36,2’si de “öğrencilere aşı zorunluluğu” gelmeli diyor.
Katılımcılar MEB’i̇n pandemi̇ sürecine yönelik politikalarını 1-5 arasında genel olarak düşük düzeyde (ortalama=2,6) yeterli buluyor. Covi̇d bulaşması ile ilgili orta düzeyde (ortalama =3,3) kaygılılar.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan'ın sonuçlarını açıkladığı anketin detayları hakkında yaptığı açıklama şu şekilde:
"Bugün 1 Eylül. Okul öncesi ve ilkokul 1’inci sınıflarımız uyum eğitimi kapsamında okula başlıyor. 6 Eylül tarihinde de 2021-2022 Eğitim-Öğretim yılı tüm kademeler itibariyle başlıyor. Öncelikle yeni eğitim-öğretim yılının hem öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımız hem de öğrencilerimiz ve velilerimiz açısından sağlıkla ve başarıyla yürütülmesini temenni ediyorum.
Türk Eğitim-Sen olarak 18-22 Ağustos tarihleri arasında Türk Eğitim-Sen olarak “Okullar Açılıyor. Niçin? Nasıl?” başlıklı bir anket çalışması gerçekleştirdik. Araştırmamızın amacı 2021-2022 eğitim-öğretim yılında okulların açılmasına yönelik öğretmen, eğitim yöneticileri ve eğitim çalışanlarının görüş ve önerilerini belirlemekti. Türk Eğitim-Sen’in resmi web sitesi dahil 6 internet memur haber sitesi üzerinde yayınlanan anket çalışmamıza 43 bin 355 kişi katıldı.
A. Okulların Açılmasına İlişkin Bulgular
Katılımcıların %58’i okulların tam zamanlı açılmasını desteklerken, %31’i hibrit modelin devam etmesi (belirli günlerde belirli kademeler için açılmalı) gerektiği görüşünde. Okulların hiçbir şekilde açılmaması, uzaktan eğitimin devam etmesi gerektiği görüşünü savunanların oranı ise % 11.
Okulların tam zamanlı açılmasını en çok Karadeniz bölgesinde görev yapan öğretmenler isterken (tam zamanlı açılmalı %60), açılmamasını en çok Doğu Anadolu bölgesinde görev yapan öğretmenler (hayır, açılmamalı %14,8), hibrit modelle devam edilmesini ise en çok Marmara bölgesinde görev yapan öğretmenler (hibrit model devam etmeli %33,1) istemektedir.
Okulların açılması gerektiğini düşünen katılımcılar en çok online eğitimin yüz yüze eğitim yerini tutmadığını (%73,9), eğitimde fırsat ve imkân eşitsizliğinin (%70,6) ve öğrenme eksikliklerinin çok fazla arttığını (%69,5), online eğitim süreçlerinde dikkat ve motivasyon eksikliği olduğunu (%59,3) ifade etmiş ve bundan dolayı okulların açılması gerektiğini belirtmişlerdir. Doğu Anadolu bölgesinde görev yapan ve okulların açılması gerektiğini ifade eden öğretmenler en çok öğrenme eksikliklerinin fazla olmasından dolayı okulların açılmasını isterken, diğer tüm bölgelerde görev yapan öğretmenler online eğitimin yüz yüze eğitim yerini tutmamasını ön plana çıkarmışlardır.
Okulların açılmaması gerektiğini düşünen katılımcılar en çok; öğrencilerin sosyal mesafeyi koruyamayacağı, okullarda önlemlerin yeterli olmadığı, aşı olunsa bile bulaş riskinin çok fazla olduğu ve aktif taşıyıcı öğrencilerden virüs bulaşacağını ifade etmiştir. En az belirtilen sebeplerde ise okullarda yeterli personelin olmadığı, sürekli maske ile ders anlatmanın zor olacağı ve pandemi bitmeden açılmaması gerektiği ifade edilmiştir.
B. Öğrenme Süreçlerine İlişkin Bulgular
Katılımcıların %50,1’i okulların tamamen yüz yüze veya hibrit eğitimde en çok derslerin tamamının olması gerektiğini ifade etmişlerdir. Daha sonra sırasıyla en çok %39,9’u temel derslerin olması gerektiğini, %38,4’ü ise öğrenme eksiklikleri ve kayıpları tespit edilip buna uygun ders içerikleri oluşturulmalı şeklinde görüş belirtmişlerdir.
Yıl içinde online eğitimin devam etmesi durumunda ölçme ve değerlendirmenin nasıl olması gerektiği konusunda katılımcılar en çok yüz yüze olması gerektiği (%58,9), daha sonra sırasıyla en çok performansa dayalı (%26,3), sınav olmamalı ve not verilmemeli (%21,2), sadece ödev verilerek ölçme değerlendirme yapılmalı (%12) şeklinde görüş belirtmişlerdir.
Katılımcıların %24,6’sı yüz yüze eğitimde bir ders süresinin 40 dakika olması gerektiğini ifade ederken, %66,8’i ise 30 dakika, %6,3’ü 20 dakika olması gerektiğini belirtmiştir. Bu soruya fikrim yok cevabı verenlerin oranı %2,3’tür. Buna göre ankete katılanların büyük bölümü yüz yüze bir ders süresinin 10 dakika azaltılarak 30 dakikaya düşürülmesini istiyor.
C. Pandemi ile Mücadelede Yeterliliğe İlişkin Görüşler
Katılımcılar, Milli Eğitim Bakanlığının pandemi sürecine yönelik politikalarını 1-5 arasında genel olarak düşük düzeyde (ortalama=2,6) yeterli bulmaktadırlar. Katılımcılar okullarının pandemi önlemleri açısından 1-5 arasında yüksek düzeyde (ortalama=3,5) yeterli olduğunu ifade etmişlerdir. Katılımcıların okulların açılması durumunda kendilerine Covid bulaşması ile ilgili orta düzeyde (ortalama=3,3) kaygılı oldukları ortaya çıkmıştır.
Katılımcılar pandemi önlemleri açısından en çok öğrenci sayılarını (%63,7) sorun olarak görmektedirler. Daha sonra sırasıyla en çok; pandemi önlemleri konusunda bilinç düzeyini (%49,5), sınıf, tuvalet, öğretmenler odası gibi yerlerde mesafenin olmayışını (%48,9), personel sayısının yetersizliğini (%43,9), tuvaletlerin temizliğini (%35,9), hijyen ürünlerinin yetersizliğini (%31,1) sorun olarak görmektedirler.
Katılımcıların %72,5’i öğretmenlere, öğrencilere ve ailelere yönelik pandemi önlemleri konusunda eğitim programlarının düzenlenmesi gerektiğini ifade etmişlerdir.
D. Aşı ve PCR testine İlişkin Tutum ve Görüşlere İlişkin Bulgular
Katılımcıların %79,9’u covid geçirmediğini, %20,1’i geçirdiğini ifade etmiştir. %22,5’i aşı olmadığını belirtirken; % 8’i tek doz olduğunu, %58,3’ü iki doz olduğunu, % 11,3’ü de 3 doz olduğunu ifade etmiştir. Yani öğretmenlerin %77,6’sı aşılandığını belirtmiştir.
Aşı olmadığını belirten katılımcılar en çok; aşı olmayı istemediğini (%54,3), daha sonra sırasıyla en çok aşının faydalı olmadığını (%53,7), aşının daha zararlı olduğunu (%51,1), sağlık politikalarına güvenmediğini (%48,9), yerli aşıyı beklediğini (%18,8) ifade etmiştir.
Katılımcıların %61’i aşılanmayan öğretmenler ve eğitim çalışanlarından PCR testi istenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu soruya % 30,9’u hayır cevabı verirken, % 8,1’i fikri olmadığını ifade etmiştir.
PCR testi yapılmasını isteyenlerin %45,2’si PCR testinin haftada bir, %24’ü iki günde bir, % 19,4’ü üç günde bir, %6,8’i ayda bir yapılması gerektiğini ifade ederken, % 4,6’sı fikrim yok cevabı vermiştir.
Ankete katılanların %45,3’ü öğrencilere de PCR testi uygulanması gerektiği görüşünde. Bu soruya hayır cevabı verenlerin oranı %42,5, fikrim yok cevabı verenlerin oranı ise %12,2’dir.
Öğrencilere PCR testi uygulanması gerektiğini düşünenlerin %51,6’sı testin haftada bir, %21,3’ü iki günde bir, %16’sı üç günde bir, % 8,3’ü ayda bir uygulanması gerektiği görüşünde. Fikrim yok cevabı verenlerin oranı ise % 2,8.
Katılımcıların % 36,2’si öğrencilere aşı zorunluluğu getirilmesini isterken, % 48,7’si aşı zorunluluğunun getirilmesini istemiyor. Fikrim yok cevabı verenlerin oranı % 15,1.
“12 yaşından büyük öğrenciler aşılanmalı mı?” sorusuna katılımcıların %47,9’u evet derken, %35,8’i hayır demiştir. Fikrim yok cevabı verenlerin oranı yüzde 16,3’tür. “Aşılama yaşı gelen çocuğunuza aşı yaptırır mısınız?” sorusuna katılımcıların %49,2’si evet yanıtını verirken, %37,5’i hayır yanıtını vermiştir. Fikrim yok cevabı verenler %13,3.
E. Pandemi Dönemi Eğitim Uygulamalarına Yönelik Öneriler
Ankete katılanlara yüz yüze eğitime yönelik alınması gereken tedbirleri de sorduk. Bu tedbirleri Yönetimsel, Programlarla, Bilinçlendirmeyle, Planlamayla, Personelle, Okulların İhtiyaçlarıyla ve Aşıyla ilgili öneriler olmak üzere 7 başlık altında topladık.
Buna göre;
Yönetimsel Öneriler:
1.Tutarlılık olmalı/ kararlar anlık alınmamalı/ sürekli değiştirilmemeli
2.Şeffaflık olmalı
3.Sürekli bilgilendirilmeye ihtiyaç var
4.Bilgilendirmeler okul bazlı olmalı (Hem eğitim çalışanları, hem öğrenci hem veli hem de diğer paydaşlar boyutunda o okuldaki aşılanma durumu/covid geçirme durumu vb. durumlar)
5.Tedbirler sıkı uygulanmalı/ taviz verilmemeli 6.Bilim kurulu yanında eğitim uygulama kurulları oluşturulmalı.
Programlarla ilgili öneriler:
1.Programlar seyreltilmeli
2.Gereksiz kazanımlar belirlenmeli
3.Kriz pedagojisi oluşturulmalı.
Bilinçlendirmeyle ilgili öneriler:
1.Bütün paydaşların bilinç ve farkındalık düzeyleri artırılmalı
2.Beslenme konusunda (bağışıklık güçlendirme vb. amaçlarla) farkındalık oluşturulmalı
3.Düzenli ve sağlıklı beslenme teşvik edilmeli
4.Spor ve egzersiz programları yapılmalı, teşvik edilmeli
5.Rehberler hazırlanmalı
6.Personel eğitilmeli.
Planlamayla ilgili öneriler:
1.Planlamayı her il ayrı yapmalı
2.Planlamalar her okul için ayrı olmalı
3.Okul giriş çıkışları, teneffüsler aynı anda olmamalı
4.Dersi veren öğretmen teneffüste de sınıfıyla teneffüs yapmalı, kontrollü bir ortam sağlanmalı
5.Akademik ve kültürel derslerin zamanları farklı olmalı (beden eğitimi- matematik gibi)
6.Öğrenci sayıları azaltılmalı
7.Pansiyonlarda çok sıkı tedbirler uygulanmalı
8.Gerekiyorsa ikili eğitim olmalı
9.Toplu sosyal etkinlikler yapılmamalı
10.Sosyal mesafeye uyulması için daha sıkı tedbirler planlanmalı
11.Veliler dahil, çalışanlar hariç kimse okula alınmamalı
12.Okullarda HES kodu uygulaması aktif, etkin ve kati bir şekle getirilmeli
Personelle ilgili öneriler:
1.Öğretmen sayısı artırtılmalı
2.Yardımcı personel ihtiyaçları karşılanmalı.
Okulların ihtiyaçları ile ilgili öneriler:
1.Temizlik ve hijyen ihtiyaçları tam anlamıyla, eksiksiz biçimde karşılanmalı
2.Lavabolara otomatik musluklar takılmalı
3.Ortak alanlara hava temizleyiciler koyulabilir.
Aşıyla ilgili öneriler:
Öğretmenler, veliler eksiksiz biçimde aşı olmalı.
Öte yandan;
Araştırmaya katılanların %79,2’si öğretmen, %11,2’si eğitim yöneticisi (okul müdürü, müdür yardımcısı, müdür başyardımcısı vb.), %8,1’i eğitim çalışanı, %1,5’i de müfettiş olarak görev yapmaktadır.
Ankete %27,5’i Marmara Bölgesi, %17,7’si İç Anadolu Bölgesi, % 16,6’sı Akdeniz Bölgesi, %14,2’si Karadeniz Bölgesi, % 12,6’sı Ege Bölgesi, %6’sı Güneydoğu Anadolu Bölgesi, %5,4’ü Doğu Anadolu Bölgesinden katılım gösterilmiştir.
Katılımcıların %31,5’i lisede, % 29,4’ü ortaokulda, % 26,4’ü ilkokulda, %5’i okul öncesinde görev yaparken; %7,6’sı okulda çalışmadığını belirtmiştir.
Genel Başkan Talip Geylan konuşmasını şöyle sürdürdü:
Anket sonuçları, okulların açılma aşamasında eğitime önemli bir projeksiyon tutmaktadır. Bu noktada eğitimcilerin de okulların tam zamanlı açılmasına yönelik ciddi talebi bulunduğunu görüyoruz. Bu durum, eğitimde daha fazla öğrenme kaybının ve eksikliğinin yaşanmaması ve telafilerin yapılması açısından büyük önem kazanmaktadır. Ayrıca ankete katılan eğitimcilerin yüzde 77,6’sının aşılandığını belirtmesi önemli bir husustur. Eğitimcilerimiz yüz yüze eğitime bu noktada hazırdır.
Öte yandan PCR testi ile ilgili bir zorunluluk olmaması gerektiğini en baştan beri dile getiriyoruz. Aşı olanların dahi covid olduğunu göz önüne aldığımızda aşı olmayan eğitimcilere PCR testi zorunluluğu anlamsız bir uygulamadır. Tabi şunu da belirtelim ki; ankette katılımcıların yüzde 61’i eğitim çalışanlarına getirilen PCR testi zorunluluğunu desteklerken, yüzde 45,3’ü öğrencilere de bu testin uygulanması gerektiği görüşünde.
Ankete katılanların yüzde 36,2’si öğrencilere de aşı zorunluluğu getirilmesini isterken, yüzde 47,9’u 12 yaşından büyük öğrencilerin aşılanması gerektiği görüşünde. Ayrıca ankete katılanların büyük bölümünün yüz yüze ders sürelerinin 10 dakika azaltılarak 30 dakikaya düşürülmesini istemesini de Milli Eğitim Bakanlığı dikkate almalıdır.
6 Eylül’e sayılı günler kala okullarda şu önlemler de mutlaka alınmalıdır: Salgın koşullarının gerektirdiği tedbirleri almak için okullarımıza ek bütçe tahsis edilmeli, teneffüs süreleri uzatılmalı, sınıflar sıklıkla havalandırılmalı, ders süreleri uzaktan eğitimde olduğu gibi 30 dakika olarak ayarlanmalıdır. Maske başta olmak üzere covid tedbirlerinin gerektirdiği malzemeler yeterli sayıda temin edilmelidir. Öğrenci sayısı çok olan okullara daha az öğrenci sayısına sahip olan ve fiziki imkânları müsait olan okulların sınıfları tahsis edilmelidir. Her eğitim bölgesine mobil sağlık ekibi tahsis edilerek hem okullarımızda sağlık tedbirlerinin alınması sağlanmalı hem de öğrencilerin covid-19 takipleri yapılmalıdır. Bu tedbirler salgının yayılımını önlemek ve okulların tam zamanlı yüz yüz yüze eğitimi sürdürmesi açısından çok önemlidir."