22 Kasım 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Gündem Türk milletinin şanlı tarihinin dönüm noktası: 30 Ağustos Zaferi

Türk milletinin şanlı tarihinin dönüm noktası: 30 Ağustos Zaferi

Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk ordusunun 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti.

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Türk milletinin şanlı tarihinin dönüm noktası: 30 Ağustos Zaferi

BÜYÜK Önder Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta zaferiyle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti. 1919 yılında Birinci Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerine dayanarak türlü bahanelerle Anadolu’yu işgale başladı, ordusunun cephanesi elinden alınan Türk milleti zor durumda bırakılmaya çalışıldı. Ünlü yazar Halide Edip Adıvar’ın ‘’Türk’ün Ateşle İmtihanı’’ kitabında anlattığı işgal günlerinde, itilaf donanması İstanbul’a, Fransızlar Adana’ya, İngilizler Urfa, Maraş, Samsun ve Merzifon’a, İtalyanlar, Antalya ve Anadolu’nun güneybatısına yerleşti. 15 Mayıs 1919’da İtilaf Devletlerinin izniyle Yunan ordusu İzmir’e çıkarma yaptı. Bu durum karşısında Türk milleti, tarih boyunca gösterdiği ‘’millet olma bilinci’’ içerisinde işgallere karşı Kuvayı Milliye hareketini başlattı. İki seçenek vardı; ya işgal güçlerine teslim olunacak ya da yıkılan yakılan bir ülke, yılmaz evlatlarının azmiyle yeniden ayağa kalkacak ve küllerinden doğacaktı. 1920’de TBMM’nin açılması üzerine işgal güçleri tüm baskıcı politikalarını Atatürk ve silah arkadaşları üzerine yoğunlaştırdı, özellikle Batı Cephesi’nde hareketlilik başladı. 1921’de Polatlı’ya kadar gelen Yunan ordusunu püskürtmek, daha birkaç yıl önce tarih literatürüne ‘’Çanakkale geçilmez’’ sözünü altın harflerle yazdıran vatan evlatlarına düştü. Sakarya’da 22 gün 22 gece süren kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra 26 Ağustos 1922’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz’u başlattı.

26 AĞUSTOS’TA KOCATEPE’DE ŞAFAK SÖKERKEN...

Başkomutan Mustafa Kemal, 26 Ağustos sabahı Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile muharebeyi yönetmek üzere Afyonkarahisar sınırlarında kalan Kocatepe’de yerini aldı. Topçu ateşleriyle şafak vakti başlayan harekatın devamında Türk askeri, sabahın ilk ışıklarıyla hücuma geçip Tınaztepe’yi ele geçirdi ve Belentepe ile Kalecik Sivrisi’nden düşmanı uzaklaştırdı. Taarruzun ilk gününde 1. Ordu birlikleri, Büyük Kaleciktepe ile Çiğiltepe arasında, düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi. Türk ordusu, 27 Ağustos sabahı yine bütün cephelerde yeniden taarruza geçti ve aynı gün Afyonkarahisar, 8’inci Tümen tarafından düşman işgalinden kurtarıldı. 28 ve 29 Ağustos’ta başarıyla sürdürülen taarruz, düşmanın 5’inci tümeninin etkisiz kılınmasıyla neticelendi. 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçilip taarruzun kısa sürede sonuçlandırılmasında hemfikir oldu ve planın 30 Ağustos’ta aksamadan uygulanması için gerekli önlemler alındı.

BÜYÜK ZAFER VE BİR KIRIK KAĞNI

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 30 Ağustos sabahında Kütahya’nın Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepe Çalköy’de birliklere taarruz emrini verdi. Onun bizzat yönettiği Dumlupınar’daki meydan muharebesinde kahraman Mehmetçik, Yunan birliklerini Allıören, Keçiler, Kızıltaş deresi yolunun iki yanında tamamen sarıp, imha etti. Kızıltaş Deresi bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan birlikleri, General Trikopis, General Diyenis ve birçok Yunan komutanı kaçtı. Büyük Zafer’in ertesi günü, 31 Ağustos’ta Zafertepe Çalköy’de bir evin bahçesindeki kırık kağnının üzerine muharebe alanlarının haritasını koyan Mustafa Kemal, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile durum değerlendirmesi yaparak Yunanlıların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için İzmir’e girme görüşünde birleşti. AA

ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR İLERİ!

MUSTAFA Kemal Paşa, Büyük Zafer sonrası 1 Eylül’de Dumlupınar’da, Batı Cephesi’ndeki tüm subay ve erlere okunmak üzere yayımladığı bildiride, şu ifadelere yer verdi: ‘’Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları, Afyonkarahisar-Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesi’nde, zalim ve mağrur bir ordunun temel varlığını inanılmayacak kadar az bir zamanda yok ettiniz. Büyük ve seçkin ulusumuzun fedakârlıklarına layık olduğunuzu kanıtladınız. Büyük Türk ulusu, geleceğine güvenmekte haklıdır. Savaş alanlarındaki başarı ve fedakârlıklarınızı yakından görüp izliyorum. Ulusumuzun size olan övgülerinin iletilmesine aracılık etme görevinin arkasını bırakmayacak, sürekli olarak yerine getireceğim. Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!’’ 27 Ağustos’ta Afyonkarahisar, 30 Ağustos’ta Kütahya’nın kurtuluşunu 1 Eylül’de Gediz, 3 Eylül’de Emet ve Tavşanlı’nın kurtuluşları izledi, 9 Eylül’de İzmir’de Yunan ordusunu denize döken Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa’nın emrini büyük bir başarıyla yerine getirdi.

CUMHURİYETİN TEMELİ BURADA SAĞLAMLAŞTI

BÜYÜK Önder Atatürk, Büyük Zafer’den tam iki yıl sonra, 30 Ağustos 1924’te, Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı’nın temel atma törenine katılmak üzere Zafertepe Çalköy’e geldi. Atatürk, Büyük Zafer’i şu cümlelerle anlattı: ‘’Afyonkarahisar- Dumlupınar Meydan Savaşı ve onun son parçası olan 30 Ağustos Zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, çok parlak zaferlerle doludur ama Türk ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil dünya tarihine yeni bir adım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbellidir ki yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı’’

'VERDİĞİM SÖZÜ YERİNE GETİREMEDİM’

Kocatepe’den verilen emirle Büyük Taarruz’u başlatan Türk askerleri, taarruzun ilk ve ikinci gününde tüm tepeleri ele geçirmeye başladı. Çiğiltepe’de bulunan Yunan askerlerine karşı direnen 57’nci Tümen Komutanı Albay Reşat Bey, Çiğiltepe’yi düşman askerinden alamayınca ‘’Verdiğim sözü yerine getiremediğim için yaşayamam’’ diyerek beylik tabancasıyla intihar etti. Mustafa Kemal Paşa’ya, Albay Reşat Bey’in intihar ettiği söylendi ve ‘’Yarım saat zarfında o mevkiyi almaya size söz verdiğim halde, sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam’’ yazdığı notu okundu. Çiğiltepe, Albay Reşat Bey’in ölümünün 15 dakika sonrasında düşman askerlerinden kurtarıldı. AA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
‘İhanetini artık yalanla gizliyor’

‘İhanetini artık yalanla gizliyor’