Kahveci, “Türkiye Kamu-Sen olarak başından beri, ek gösterge sorununun yalnızca belli unvanlarla sınırlı olmadığını, bütün kamu görevlilerini özellikle emekli aylıkları bakımından doğrudan ilgilendirdiğini ifade ediyoruz” diyen Genel Başkan Kahveci, “Bu çerçevede yapılacak düzenlemelerde öğretmen, din görevlisi, hemşire ve polisler yanında müdürler, müdür yardımcıları, şefler, merkez taşra ayrımına tabi tutulanlarla, kurum içi yükselme sınavıyla gelen uzmanlar, idareci konumundaki kamu görevlileri, denetmenler, avukatlar, ek gösterge uygulamasından hiç faydalanamayan teknisyen yardımcısı, şoför gibi Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil olan personel unutulmamalıdır” dedi.
Genel Başkan Önder Kahveci değerlendirmesinde şu satırlara yer verdi;
“Ek gösterge memurların özellikle emekli maaşlarını doğrudan ilgilendiren en önemli maaş kalemidir. Uzun zamandan beri memurlarımız ve emekliler ek gösterge konusunda bir düzenleme beklemektedir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdinde gerçekleştirilen ek gösterge düzenlemesine ilişkin çalışmaların son aşamasına geldiği açıklanmıştır.
Türkiye Kamu-Sen olarak başından beri, ek gösterge sorununun yalnızca belli unvanlarla sınırlı olmadığını, bütün kamu görevlilerini özellikle emekli aylıkları bakımından doğrudan ilgilendirdiğini ifade ediyoruz.
Memur maaşlarının önemli bir kalemi olan ek gösterge hem görev ücretini hem de emekli maaşını önemli oranda belirlemektedir.
Bu çerçevede yapılacak düzenlemelerde öğretmen, din görevlisi, hemşire ve polisler yanında müdürler, müdür yardımcıları, şefler, merkez taşra ayrımına tabi tutulanlarla, kurum içi yükselme sınavıyla gelen uzmanlar, idareci konumundaki kamu görevlileri, denetmenler, avukatlar, ek gösterge uygulamasından hiç faydalanamayan teknisyen yardımcısı, şoför gibi Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil olan personel unutulmamalıdır.
Benzer durumların birçok unvanda olduğu da bilinmektedir.
Ayrıca idareciler ve üniversite genel sekreterleri ve yardımcıları açısından da var olan ek gösterge adaletsizliği mutlaka düzeltilmelidir.
Uzmanlıklarda, taşra ve merkez uzmanları arasında ek gösterge bakımından farklılıklar yaşanmakta, uzman kadrosunda bulunan kamu görevlileri kariyer uzmanlar ve diğer uzmanlar olarak farklı kategorilerde değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.
Aynı zamanda ek gösterge uygulamasının belirli bir standardı da bulunmamakta farklı hizmet sınıflarında farklı ek gösterge çizelgesi uygulanmakta, kadroları Yardımcı Hizmetler Sınıfında bulunan personel ek gösterge uygulamasından faydalanamamaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu derece ve kademe yükselmesini üst derecelerdeki boş kadronun varlığına bağladığı için birçok kamu görevlisi gerekli şartları taşıdığı halde üst derecelerde boş kadro bulunmaması nedeniyle hak ettikleri derecelere yükselememekte, ek göstergeden faydalanamamaktadır.
Bu sorunlar, ek gösterge uygulamasının bütüncül bir biçimde ele alınması ve yalnızca belli unvanları değil tüm kamu görevlilerini ve tazminat yansıtma oranlarını da içeren kapsamlı bir biçimde değişikliğe tabi tutulması zorunluluğunu ortaya koymaktadır.
Ek göstergesi 3600’ün altında olanlar açısından var olan adaletsizlik giderilmeli, düşük emekli maaşı alanların maaşları ayrıca yükseltilmelidir.
Kamu görevlilerinin emekli maaşı ve emekli ikramiyesi hesaplamasında en önemli unsurların başında ek gösterge rakamlarına endeksli olarak belirlenen özel hizmet tazminatı yansıtma oranı gelmektedir.
Buna göre emekliye ayrılacak kamu görevlisinin ek gösterge rakamı, almaya hak kazanacağı emekli maaşı tutarının belirlenmesinde birincil derecede önem kazanmaktadır.
Ek gösterge rakamlarına bağlı olarak belirlenen, emekli aylıklarına yansıtılacak özel hizmet tazminatı oranları, bilhassa 3600’ün altında ek göstergesi olan kamu çalışanları açısından son derece düşük belirlenmiştir.
Ek göstergeye bağlı özel hizmet tazminatı yansıtma oranları arasındaki fark üst gruplarda 20 ile 40 puan arasında değişmekteyken ek göstergesi 3600’ün altında kalan kamu görevlilerinin diğer gruplarla arasında 60 ile 90 puan fark bulunmaktadır.
Bu adaletsizlik de tüm memurların, daha yüksek emekli maaşı alabilmek adına 3600 ek gösterge talep etmesine neden olmaktadır.
Mevcut gösterge rakamları üzerinden hesaplandığında ek göstergesi 3600 olan bir kamu görevlisi ile ek göstergesi 3600’ün altında olan kamu görevlisinin; emekli aylığı hesaplamasında brüt 2013 TL ile 1342 TL’lik fark oluşmaktadır. Bu durum, kamu görevlilerinin daha yüksek emekli aylığı alabilmek amacıyla 3600 ve üzerinde ek gösterge rakamı talep etmesine neden olmaktadır.
Bu bakımdan ek gösterge sorunun çözümü tek başına ek gösterge düzenlemesiyle mümkün değildir. Ek gösterge uygulamasına ek olarak tazminat yansıtma oranlarının da adil bir biçimde düzenlenmesi ve 3600’ün altında ek gösterge alan kamu çalışanlarının emekli maaşlarının yükseltilmesi gerekmektedir.
Bakanlık yetkilileri bu uyarı ve taleplerimizi mutlak surette dikkate almalı ve çalışmalarını bu yönde gerçekleştirmelidir. Aksi halde yalnızca belli meslek grupları ve yalnızca 3600 ek göstergeye endeksli bir düzenleme sorunları çözmek yerine yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olacaktır”