TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz da yassı çelik kullanımının, beyaz eşya üretim maliyetinin yüzde 17’si kadar olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Sektörün karlılık oranları geleneksel olarak düşük seyrediyor. 2018’den beri devam eden beklenen iç talep daralması, sektörün maliyet tarafına odaklanmasını zorunlu kılmaktadır. Döviz kuru esasen bir maliyet artışı ve ticaret bariyeri oluştururken, yüksek vergiler ile ham madde ve ara malı temini iyice pahalı hale geliyor. Birim maliyetlerdeki artış ihracat rekabetinde sektörü zor durumda bırakacaktır. Sektörün birçok girdisi yerli olduğu halde çeşitli ham madde ve ara malında dövize bağlı olduğundan dolayı kur hareketleri maliyetleri etkiliyor. Yüksek vergilere muhatap olmak sektörün ihracatını da olumsuz etkiliyor. Küresel daralma sebebiyle ihracatta rekabet artarken, maliyetlerin düşürülmesi çok büyük önem taşıyor." dedi.
Mevcut ekonomik koşullardan beyaz eşya sektörünün rekabetçi gücünün zarar görmemesi için önlem alınması gerektiğini vurgulayan Yavuz, "Yassı çelik maliyetlerinde artış yaratacak her uygulama, bu ham maddeyi kullanan sektörlerde telafisi zor kayıplara neden olacaktır. Uluslararası rekabette zarar görmemek için dünya fiyatlarından ham madde temin edebilmek gerekiyor. Bunun için de yerli arz yapısının, maliyet yükü getirmeyecek biçimde değiştirilmesini talep ediyoruz. Sacda tarife kotası açılması gibi müdahalelerle, sektörün rekabetçiliğinin daha çok zarar görmesi engellenebilir." diye konuştu.
Yassı çeliğin yerli arzı konusu ile ilgili kapasite artırımı ve çeşitli sac üretimi yapacak tesislere yatırım yapılması gibi yapısal ihtiyaçlar olduğunu belirten Yavuz, Türkiye’de kaliteli sac ürünlerinin çok maliyetli olduğunu ifade etti.
Yavuz, "Sektör olarak teknik özellikler, kalite ve fiyat odağında yassı çelik-paslanmaz çelik ithalatı yapma gereği duyuyoruz. Ancak çelik isteğini yıllar içinde yerli üretimden karşılama eğilimi arttı. Çelik üretim kapasitesi rekabetçi bir zeminde arttığı durumda yerli tedarik her zaman ilk seçenek olarak kalacaktır." şeklinde konuştu.
"Bu sektör daha çok desteği hak eden bir sektör"
Öncesinde gazetecilerin sorularını da cevaplayan Dinçer, döviz artışı sebebiyle yüzde 50 bandında maliyet artışı yaşandığını, bu maliyet artışını iç piyasada fiyatlara yansıtamadıklarını ve bu durumun sektörü zorladığını ifade etti.
Döviz, ham madde ve enerjinin maliyetleri artırdığına işaret eden Dinçer, sanayide kullanılan elektriğin son 1,5 yılda yüzde 98,1 arttığını kaydetti. Dinçer, bu durumun Türkiye'nin rekabetçiliğini etkilediğini vurgulayarak, "Negatif etkileri biz de şirketler olarak bertaraf etmeye çalışıyoruz. Aksi takdirde bu ihracat rakamlarını yakalamamız çok zor. Şu anda zorlanıyoruz ancak Türkiye'nin rekabetçiliğini kaybetmemesi gerekiyor." şeklinde konuştu.