Yüksek hassasiyetli moleküler test olan LAMP4UÒ kitleri ile yeni tip koronavirüs (COVİD-19) tanısı sahada ve hızlı olarak yapılabilecek. Hastadan alınan örnekleri işleyen sistem, testin sonucunu anlık olarak cep telefonları üzerinden kayıt altına alabiliyor.
NANOBİZ’in çalışması için Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), Sanayi ve Ticaret Bakanlığı-TÜBİTAK-TEYDEB ve Sağlık Bakanlığı’nın destekleri alındı.
LAMP4UÒ COVİD-19 moleküler tanı kitleri, gerektiğinde sahada direkt olarak hasta örnekleri üzerinden kullanılabilecek bir formatta tasarlanıyor. NANOBİZ’in LAMP4U-COVID19 markası altında piyasaya sürmeyi planladığı moleküler test kitlerinin kullanımını sağlayacak cihazlar da geliştiriliyor. Böylece cihazın bulunduğu ve test gerektiren birinci kademe sağlık kuruluşları, mobil test istasyonları, hava alanları, sınır geçişleri, ve askeri platformlarda kullanımın önü açılıyor.
SSB’nin Teknoloji Kazanım Projesi olarak desteklenen BİOSENS-Hibrit cihazı ile PCR ve ELİSA reaksiyonlarını aynı anda ve sahada yürütebilecek kabiliyete ulaşıldı.
ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Avni Öktem liderliğindeki NANOBİZ Ar-Ge Ekibi, öncelikle savunma sanayiinde kullanım için geliştirdikleri BİOSENS-Hibrit Platformunun, COVİD-19 virüsünün sahada, hasta başında ve yüksek doğrulukla moleküler tanısını yapabilecek şekilde adaptasyon çalışmalarına hız verdi.
"60 dakika içerisinde yüksek doğrulukla sonuç verebiliyor"
Hüseyin Avni Öktem’in aktardığı bilgilere göre, NANOBİZ’in geliştirileceği LAMP4UÒ COVİD-19 moleküler tanı kitleri, uzun ve zahmetli numune hazırlığı gerektirmeden hastadan alınan örneklerde 60 dakika içerisinde yüksek doğrulukla sonuç verebiliyor. Testin sahada yapılabilmesi, numune hazırlık ile birlikte 3-4 saat süren PCR test sürecini yaklaşık 60 dakikaya indirerek hızlı sonuç vermesi ve kısa bir kullanıcı eğitiminden sonra kolay kullanımı ile sistemin yerli ve milli bir çözüm olarak maliyet avantajı da sağlayacağı değerlendiriliyor.
Söz konusu LAMP4UÒ COVİD-19 moleküler tanı kitlerinin üretimi konusunda ODTÜ’de bulunan altyapıların da kullanıma alınabileceğini ifade eden Prof. ÖKTEM, seri üretim fazına geçildiğinde oluşacak talebin karşılanması yönünde planlamaların yapıldığını ifade ediyor.