Doğu Akdeniz’deki Türk-Yunan geriliminin, Ankara’nın ‘Atina ile koşulsuz görüşmeye hazırız’ çağrısı yapmasına rağmen düşmediği bir dönemde Yunanistan’dan son derece çarpıcı bir silahlanma hamlesi geldi. Yunanistan, 2021 savunma bütçesi kapsamındaki silahlanma payını, 2020’ye göre 5 kat artırarak 2.5 milyar euroya yükseltme kararı aldı.
Yunan Savunma Bakanlığı: Türkiye’nin tavrı bu kararı hızlandırdı
Kararın arka planını Sputnik’e değerlendiren Yunanistan Savunma Bakanlığı kaynakları, söz konusu silahlanma bütçesi artışında Türkiye’nin rolü olduğunu söyledi. Bakanlık kaynakları "Savunma harcamalarının artırılması, hükümetin dört yıllık planı kapsamındaki stratejik planın bir parçasıydı, ama karar alma süreci Türkiye’nin kışkırtıcı tavrı nedeniyle hızlandırıldı. Bakanlık, savunma harcamalarında, yatırımların azaltılması ve hareketsizlik nedeniyle 2010’dan 2019 ortalarına kadar yüzde 75 azalma olduğunu saptadı ve harcamaları 2000’li yılların seviyesine geri getirme kararı aldı" diye bildirdi.
Yunan uzman: Geç kalınmış bir adım
Kararı değerlendiren isimlerden ilki Atina Üniversitesi’nden Dr. Giorgos Filis oldu. Atina’nın bu kararı almada geç kaldığını ifade eden Filis "Aslında bu 10 yıl önce yapılmalıydı. Silahlarımız bu son 10 yıl boyunca düzenli olarak yenilenseydi Türkler ülkemize girmek için bir açık bulamazlardı. Yunan adaları yakınlarındaki kışkırtıcı eylemlerini artırmaya yönelik hesaba kattıkları faktörlerden biri, Yunan silahlı kuvvetlerinin görevini yerine getirecek güçte olmaması. Elbette bunda başarılı olamadılar, ama silahlarımızı zayıflatarak onlara baskı yapma fırsatını sunduk. Silahlanmadaki durgunluk, sorunların müzakereler değil güç kullanma yoluyla çözüme kavuşturulduğu bir bölgede bulunan ülkemiz için bir suçtu" dedi.
Hasan: Yunan dış politikasının dinamikleri Avrupa-Atlantik güçlerine göre kısa vadeli olarak şekillenir
Ancak Atina’nın silahlanma hamlesine Türkiye’den sert tepkiler var. Konuyu Sputnik’e değerlendiren ATA Platformu Koordinatörü Barış Hasan’a göre, Yunanistan’ın bu adımı, uzun vadeli bir stratejinin değil Atina’nın Brüksel’e ve Washington’a bakarak attığı kısa vadeli dış politika hamlelerinin ürünü:
"Yunanistan’ın dış politika ile ilgili stratejik hamleleri hiçbir zaman uzun vadeli planlara dayanmaz. Atina çoğu zaman Brüksel’e ve Washington’a bakarak dış politikada strateji geliştirir. Buradan baktığımızda, Yunanistan ile Avrupa Birliği ve ABD arasında bir ‘aparatlık’ ilişkisi olduğunu görürüz. Daha açık bir ifadeyle, Yunan dış politikasının dinamikleri Avrupa-Atlantik güçlerinin şekillendirdiği bölgesel politikaların çerçevesine göre oluşur. Bu hep böyle olagelmiştir, bugüne kadar da hiç değişmemiştir."
‘80’li yıllarda Türkiye ile gerginlik yaşadığında yine silahlanmaya yönelen Yunanistan dar boğaza girmişti’
Yunanistan’ın silahlanma politikasının Türkiye’den tehdit algılamalarıyla doğrudan ilgisi olduğuna vurgu yapan Hasan "Silahlanmanın da dış politika ile doğrudan ilişkisi olduğunu düşünürsek, ki Yunanistan’da silahlanma ve dış politika strateji geliştirme süreçleri her zaman birbiriyle paralellik arz eder, Yunanistan ne zamanki Türkiye’den bir tehdit tanımlaması yapıyor işte o zaman hep silahlanmaya yöneliyor. Bunun yakın tarihte örnekleri var, mesela 80’li yıllarda sürekli Türkiye ile gerginlik yaşadıkları dönemde silahlanmaya harcadıkları bütçeler Yunan ekonomisini dar boğaza sokmuştu. Keza, aynı şekilde 90’lı yılların ikinci yarısında Türkiye ile gerginlikler yaşadıkları yıllarda savunma harcamalarını oldukça artırmışlardı. Bugün yine aynı duruma düşebilirler" dedi.
"Türkiye’ye karşı güç gösterisi motivasyonuyla atılan adımlar"
Şimdi de benzer bir süreç yaşandığına işaret eden Hasan "Türk-Yunan ilişkilerinde son dönemde yaşanan iniş çıkışlar ve gerginlikler Yunan dış politika aklını yeniden Türkiye’den gelen bir tehdit tanımlaması yapmaya zorluyor ve bunun sonucu silahlanma bütçesine artış olarak yansıyor. Yani, Yunanistan savunma harcamalarını yine Türkiye ile Ege ve Doğu Akdeniz’de yaşadığı gerginliklerin sonucu planlamaya gidiyor, bu bize son savunma bütçesindeki kayda değer bu artışın uzun vadeli stratejik bir planlamadan ziyade, Batı’nın aparatı olarak Türkiye’ye karşı güç gösterisi yapma motivasyonuyla ortaya çıkmış dönemsel bir planlama olduğunu gösteriyor" diye devam etti.
"Türkiye’nin hava savunmasında geldiği nokta Yunanistan’ı silahlanma bütçesini artırmaya itti"
ATA Platformu Koordinatörü, Yunanistan’ın daha önce yaşanan benzer durumlara ek olarak Türkiye’nin S-400 satın alımının yanı sıra yerli İHA ve SİHA’larda kaydettiği teknolojik ilerleme sebebiyle silahlanma bütçesini artırdığına işaret etti:
"Atina’nın silahlanma bütçesindeki artış geçmişteki örneklere göre çok daha fazla. Bunun birinci sebebi, hava savunma teknolojilerinde Türkiye’ye karşı çok geride kalmış olmaları. Türkiye’nin tüm baskılara karşın kararlı durarak S-400 alması ve hava sahasını Batı’dan gelecek tehditlere kapatması, ve İHA ve SİHA’lar konusunda kaydettiği muazzam teknolojik ilerleme, Türk SİHA’larının son Karabağ savaşında sahada da savaşın sonucu etkileyecek kadar göz alıcı bir başarı göstermesi Yunan Genelkurmayı’nı oldukça korkuttu. Bu sebeple, hava silahlarının çok yetersiz olduğunu anladılar ve Fransa’dan alacakları 18 adet Rafale tipi savaş uçağının yanı sıra çeşitli ülkelerden insansız hava araçları almayı planladılar. Hava sistemleri oldukça pahalı olduğu için de yeni tip askeri uçaklara ve İHA’lara büyük bir bütçe ayırmak zorunda kaldılar.
"Yunanistan donanma yarışında da Türkiye’nin gerisinde kaldı"
İkinci sebep ise, donanma yarışında Türkiye’nin çok gerisinde kaldılar. Özellikle, Oruç Reis’in Doğu Akdeniz’de faaliyette bulunduğu zamanlarda hatırlayın Yunan fırkateynleri ve denizaltıları Türk donanmasının yanına bile yaklaşamamışlardı. Yine hatırlayın, Türkiye’nin Yunan denizaltılarının Ege ve Akdeniz’deki hareketlerini tespit ettiği görüntüler yayınlanmış ve Yunan basını bile kendi deniz kuvvetleri ile alay etmişti. Yunan donanmasının atıl durumu, Yunan politika yapıcılarının zihinlerinde Türkiye’ye karşı denizlerde savunmasız kaldıkları yönünde korkutucu bir uyarıya neden oldu. Bu nedenle, yeni fırkateyn alımları için bütçe ayırmak zorunda kaldılar. Bu iki unsur, Yunan savunma bütçesininin artışına neden oldu."