Kalyon Holding tarafından inşa edilen güneş paneli fabrikasının açılışında sizlerle beraber olmaktan bahtiyarlık duyuyorum.
Yıllık 500 mW güneş paneli üretim kapasitesini özellikle yurt dışından gelen talepler neticesinde 2 katına çıkarılacak olması da önemli bir referanstır. Artık sadece üretmek sadece ürettiğini iç piyasa ve yurt dışına satmak yetmiyor, şirketlerimizin üretimle beraber innovasyona araştırma ve geliştirme faaliyetlerine de önem vermesi gerekiyor.
Yıllık 2 milyon ton fosil ve karbon monoksit salınımını engellemiş olacağız. Böylece her açıdan çevreci, modern olacak bir tesisi daha ülkemize kazandırmanın gururunu yaşayacağız.
Dünyanın birçok ülkesinde koronavirüs sebebi ile yatırımlar durmuşken Türkiye özel sektörüyle kamu kurumlarıyla özgün bir yol izliyor. İnsanımızın sağlığından taviz vermeden ekonomimizi yeniden büyüme trendine sokmaya gayret ediyoruz, dünya genelinde 800 bin insanın canına mal olan bir sağlık krizinin üstesinden gelmek elbette kolay değildir.
Salgın üretimden ticarete, eğitimden turizme kadar günlük yaşantımızın her adımını etkilemiştir. Ülkemiz bu salgını en başarılı şekilde yöneten nadir ülkelerden birisidir. Son dönemde vaka sayılarında kısmi bir artış yaşlansa da salgın halen kontrolümüz altındadır.
Rusya, Ukrayna ve Almanya’dan gelen misafirlerimizin sayısının artmasıyla turizm sektörümüz toparlanmaya başlamıştır.
Haziran’da sanayi üretimimiz aylık bazda en hızlı toparlanan ilk 5 ülkeden biri olmuştur.
Yılın ilk 7 ayındaki yatırım talebi geçen senenin %287 üzerinde seyrediyor, Türkiye genelinde konut satışları 2020’nin Temmuz ayında Geçen yılın aynı ayına oranla %125 artarak tarihi bir rekor kırmıştır.
OSB’lerdeki elektrik tüketimi Temmuz ayında Haziran’a göre %7 daha fazla gerçekleşti. Yine ilk 7 ayda sanayi siciline 8266 işletme kaydoldu burada da geçen seneye göre %6’lık bir artış var. Türk ekonomisi salgın öncesi ivmesini tekrar yakalamış görünüyor, bu tempoyu daha da artırmakta kararlıyız.
CHP zihniyetinin bizi esir almasına izin verirsek bu ülkeyi dışa bağımlılığa mahkum ederiz, milletin mücadelesine destek olmak yerine takoz olan muhalefetin ülkemize verebileceği hiçbir şey yokur. Sürekli ülkemizi karalayan sağa sola Türkiye’yi şikayet eden bir muhalefet bu ülkeye tamamen yabancılaşmış demektir. CHP’nin tek derdi otel lobilerinde gizlice buluştukları IMF komiserlerine ülkeyi teslim etmektir.
Nasıl bugün her alanda dünden daha iyi bir yerdeysek inşallah yarın çok daha iyi bir konumda olacağız. 18 yılda nasıl Türkiye’nin çehresini değiştirdiysek, yeni başarı hikayelerini de yine birlikte yazacağız. Bunu da son 18 yıldır olduğu gibi yine CHP’nin vizyonsuz siyasetine rağmen yapacağız.
Enerjide dışa bağımlılık sadece cari denge açısından değil aynı zamanda enerji güvenliği açısından da bir tehdit unsurudur, ‘güçlü enerji bağımsız Türkiye’ ideali ile 3 yıl önce bağımsız enerji politikamızı hayata geçirdik.
2002 yılında yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimimiz %26,3 iken bu sayı bu yılın Temmuz sonu itibari ile de %40,2’ye yükseldi.
Tek bir kaynağa bağımlı kalmadan, farklı enerji kaynaklarını sisteme dahil ederek enerji üretim alt yapımızı zenginleştiriyoruz. Hali hazırda Türkiye’nin kurulu gücünün yarısı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor.
Bu yıl ilk defa güneş ve rüzgar santrallerimizin toplam elektrik üretimimizdeki payı %10’un üzerinde gerçekleşti. Enerji arz kaynaklarımızı çeşitlendirirken eş zamanlı olarak hidrokarbon arama faaliyetlerimize de hız kazandırdık. Akdeniz’deki hak ve hukukumuzu korumaya yönelik attığımız adımlar enerjide dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmak için hayati öneme sahiptir.
Özellikle Doğu Akdeniz’de ne işimiz var diye soran muhalefetin bu hususları iyi öğrenmesini istiyorum. Türkiye’nin farklı cephelerde yürüttüğü mücadele bir istikbal mücadelesidir.
Bugün Mavi Vatan ve Mavi Vatan’ı savunmakta o derece önemlidir. 1 asır önce nasıl Sevr’i yırtıp atmışsak bugün de Doğu Akdeniz’de dayatılmaya çalışılan Sevr’e boyun eğmeyeceğiz. Maalesef biz siyasette, ekonomide, enerjide ve daha birçok alanda geçmişte yapılan hataların bedelini ödemek zorunda kaldık.
Misakı Milli sınırlarımıza sahip çıkılmaması ile adalar meselesinde ürkek davranılmasının ülkemize çok büyük maliyetleri olmuştur. Ege ve Akdeniz’de yüzleştirdiğimiz kronik sorunların temelinde bu dönemde yapılan yanlış hamleler bulunuyor, zamanın şartlarına sığınarak hataların üstünü örtmeye çalışmak kolaya kaçmaktır.
Cuma günü tüm milletimize bir müjde vereceğiz, biz de bu müjdenin hayalleri rüyası içindeyiz Cuma günü inşallah bu müjdeyi tüm milletimize vermek suretiyle Türkiye'de yeni bir dönemin açılacağına da şimdiden inanıyorum.