Açık denizlerde iki ve üç boyutlu derin sismik arama yapabilecek kapasitede sevk ve manevra sistemlerine sahip olan MTA Oruç Reis gemisi 15 Nisan'da düzenlenen törenle görevine başladı. Oruç Reis günlerdir Marmara da denizinin tabanını karış karış inceliyor.
Gemi deniz tabanı ve altını 2 ve 3 boyutlu görüntüleyerek, araştırma ve haritalama çalışmaları DHA tarafından görüntülendi. Gemide 55 mürettebat yer alıyor. Boyu 86, genişliği 22 metre olan gemi modern sevk ve manevra sistemleriyle birlikte, jeofizik, 2 ve 3 boyutlu haritalama, derin sismik, gravite (petrol yoğunluğu), manyetik sistemler ve deniz tabanı ayrıntılı görüntüleme ile haritalama sistemleri, uzaktan kumandalı sualtı aracının (ROV) yanı sıra, su kolonu ve deniz tabanından jeolojik örnekleme yapabilecek ekipmanla donatılmış durumda. Gemide alınan verilerin işlenmesi, analizi ve değerlendirmesine yönelik jeoloji, jeofizik, hidrografi, oşinografi (anadeniz bilimi) ve biyoloji araştırma laboratuvarları yer alıyor. Gemide ayrıca uluslararası standartlarda bir helikopter pisti bulunuyor. Oruç Reis, petrol ve doğal gaz araştırmalarının yanı sıra kara alanlarımızın deniz altındaki devamlılıklarının izlenmesi bağlamında kıta sahanlığı gibi stratejik öneme sahip bilimsel araştırmalar da etkin bir şekilde yapabiliyor. Ayrıca, gemi ile deniz tabanından itibaren 15 bin metre derinlikteki jeolojik yapılar görüntülenebiliyor, modern uzaktan kumandalı su altı aracı (ROV) ile bin 500 metre su derinliğindeki deniz tabanı ayrıntılı olarak izlenebiliyor. Ayrıca ROV ile deniz suyundan ve tabanından numune alınarak ölçüm ve analizler anında yapılabiliyor.
ZEMİNE SES DALGALARI YOLLUYOR
Gemi üzerinde her biri bir otomobil lastiğinin 62 katı basınca sahip 72 hava tabancasıyla 7 saniyede bir hava patlaması yaparak zemine ses dalgaları yolluyor. Bu dalgaları ise içerisinde yapay kulaklar bulunan 8 kilometre uzunluğunda 8 ayrı sismik kabloyla kaydediliyor. Böylece deniz tabanı ve deniz tabanının altı 2 ve 3 boyutlu araştırılıp haritalanabiliyor. Hava tabancalarının yaptığı patlatmalar ise deniz yüzeyinde de görülebiliyor.
DEPREM ANINDA YAŞANANLAR KAMERADA
Gemi, Marmara Denizi'nde çalışmalarını sürdürürken geçtiğimiz salı günü Şarköy açıklarında meydana gelen 3.7 büyüklüğündeki deprem de kayıtlara geçti. O anda gemiye iletilen veriler de kameraya yansıdı.
"YERLİ VE MİLLİ FİRMALARIMIZDAN DESTEK ALINARAK ÇALIŞTIRILIYOR"
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Deniz Araştırmaları Dairesi Başkanı Kerim Tuncer Sarıkavak, Oruç Reis'in milli gurur olduğunu belirtti. Sismik araştırma gemisi olmasının yanı sıra ana hizmet faaliyetlerinde 3 boyutlu sismik taramanın yanı sıra oşinografi (anadeniz bilimi) ve hidrografi çalışmaları yapılması açısından da ayrı bir öneme sahip. Bu disiplinlerdeki çalışmalarda farklı ekipmanların bulunması dünya çapında ender araştırma gemilerinden biri olma özelliği getiriyor. Doğalgaz, petrol arama çalışmaları, kıta sahanlığı araştırmaları, deniz tabanının haritalanması, incelenmesi, ayrıntılı görüntülenmesi, bu kapsamda deniz üstü rüzgar santrallerinin kurulacağı yerlerin veya doğalgaz, petrol araştırma platformlarının deniz tabanında oturacağı yerler için mühendislik çalışmaları yapabilecek kapasitede olması, ayrıca deniz suyunda oşinografi çalışmalarının yapılması açısından multi disiplinde bir yapıya sahip, hem oşinografi hem de jeoloji, jeofizik çalışmaları yapan bir araştırma gemisi" dedi.
“8 KİLOMETRE UZUNLUĞUNDA 8 AYRI SİSMİK KABLO"
Sarıkavak yaptığı açıklamadı “Gemi, yerli dizaynla uluslararası en yüksek standartlarda araştırma gemisi özelliklerine sahip üretildi. 86 metre uzunluğunda bulunan, 23 metre enindeki gemi, 8 kilometre uzunluğunda olarak 8 ayrı sismik kablo altyapısına sahiptir.Bu açıdan dünyada sayılı ve uluslararası standartlarda 3 boyutlu sismik araştırmaları yapabilecek kabiliyette. Geminin seyrü seferi ve gemideki iaşe, barınma, temizlik, bakım ve onarım, gemiye intikal, denizcilik ve yardımcı hizmet faaliyetleri için yerli firmalardan destek alınmaktadır. Bunların dışında uluslararası standartlarda 2 ve 3 boyutlu sismik verilerin toplanması ve bununla birlikte gemide görev alan kurum personelimize 2 ve 3 boyutlu sismik operasyonları yürütebilecek deneyim ve yetkinlik kazandırılması için çeşitli pozisyonlarda uzman personelden sismik operasyon ve iş başında eğitim hizmetleri alınmıştır. Şu an için 2 ve 3 boyutlu sismik operasyonlar uzmanlar kontrolünde kendi personelimizce yürütülmektedir" diye konuştu.
“15 KİLOMETRE DERİNLİĞE KADAR BİLGİ ALABİLİYORUZ"
“Gemimizin ana faaliyet alanı sismik araştırma" diyen Kerim Tuncer Sarıkavak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle geniş alanlarda 2 boyutlu sismik araştırma ve bunu müteakip 3 boyutlu sismik araştırma yapabilecek kapasitede. Bunun amacı deniz tabanının aşağısında 8 bin metre veya 10 bin metreye kadar etkin derinlikte deniz tabanının altının görüntülenmesine, jeolojik yapıların ortaya çıkarılmasına çalışıyoruz. Gemimiz buna imkan sağlıyor. Özellikle doğalgaz ve petrol araştırmalarında, doğalgaz ve petrolün bulunduğu yapıların tespiti bu yöntemle çok rahatlıkla ortaya çıkabiliyor. Deniz tabanının ayrıca incelenmesi, haritalanması diğer sismik araştırma gemilerinde olmayan bir özellik. Burada deniz tabanının da ayrıntılı incelenmesi yapılıyor. Uzaktan kumandalı robot (ROV) sistemiyle şu an için bin 500, veri kablosu artırılarak 3 bin metre derinliğe inebilen sistemimiz mevcut. Bununla da deniz tabanında yerleştirilecek her hangi bir platformun veya deniz üstü yapılarının yer seçimlerinin yapılması açısından mühendislik ve zemin etütleri yapabilme kabiliyetine sahip. Deniz tabanının ayrıntılı incelenmesinin yanı sıra 2 boyutlu sismik çalışma yaparak da aslında kabuk çalışmalarına da, bilimsel araştırmalara da deniz tabanından itibaren 15 bin metre yani 15 kilometre derinliğe kadar bilgi alabiliyoruz. Böylece jeolojik yapıların ortaya çıkarılmasını sağlayabiliyoruz"
DEPREM ÇALIŞMALARI
"2017'de gemimizle hizmete girdikten sonra Karadeniz'de 3 ayrı proje gerçekleştirdik" diyen Kerim Tuncer Sarıkavak, "Şimdi de Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklı için Marmara'da sismik araştırma gerçekleştiriyoruz. Burada aynı anda batimetri (derinlik ölçümü) gerçekleştiriliyor. Gravite (petrol değer ölçümü) ve manyetik jeofizik dataları da aynı anda toplanıyor. Biz bu projeyle beraber, diğer projelerde aldığımız verilerle, çok farklı disiplinler için veri üretiyoruz. Deniz tabanının altındaki jeolojik yapının ortaya çıkarılması, burada doğal kaynaklarımızın, potansiyel içeren yapıların ortaya çıkarılması dışında, deniz tabanının ayrıntılı incelenmesiyle; özellikle deprem oluşturan yapıların, fayların tespiti çok rahatlıkla yapılabiliyor. Marmara Denizi'nde de daha önce MTA Sismik 1 Gemisiyle yaptığı çalışmalarda olduğu gibi sismik çalışmalarla ve deniz tabanının altının ayrıntılı incelenmesiyle yüzey kırıkları çok rahatlıkla tespit edilebiliyor. Karada oluşan depremlerdeki yüzey kırıklarının denizdeki devamı da bu yöntemlerle çok rahat ortaya çıkarılabiliyor" dedi.
“BU BİR GURUR VESİLESİ"
Sarıkavak, “Bu bir gurur vesilesi. MTA Genel Müdürlüğümüzün, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın himayesinde çok önemli gelişmeler kaydettik. MTA'da bir veri işlem merkezimiz var. Burada alınan sismik verilerin işlenmesi ve yorumlanması için de kendi personelimizi uzmanlar eşliğinde yetiştiriyoruz. Bu verilerin toplanması, işlenmesi, yorumlanmasından sonra artık sondaj lokasyonlarını da kendi personelimiz verecek duruma geleceğiz. Şu anda diğer sondaj gemilerimizin gelmesi bize çok büyük güç kattı. Önce araştırma, inşallah sonuçta çok sayıda sondajla doğal kaynaklarımızı bulacağız. Özellikle Akdeniz'deki münhasır ekonomik alanlardaki tezlerimizi de bu amaçla çok iyi savunacağımıza inanıyorum" diye konuştu.