İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları:
İki dönemdir Kadın Kolları Başkanlığımızı yürüten Lütfiye Selva Çam'a partimize yaptığı tüm hizmetleri için teşekkür ediyorum. Kendisiyle bundan sonra vekil olarak ve üstleneceği yeni sorumluluklarla yakından çalışmayı sürdüreceğiz. Ayşe Keşir, bilgili, tecrübeli, liyakatlı, gayretli bir kardeşimizdir.
İnşallah yeni dönemde Ayşe Keşir ile Kadın Kolları'nın faaliyetlerini daha ileriye taşıyacağız. Kurulduğu günden beri samimiyetle çalışan tüm kadınlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Siyasete kadın inceliğini, üretkenliğini katan tüm kadınlarımıza aynı şekilde teşekkür ediyorum. İnşallah bu coşku 2023'ün müjdesidir.
Genç kızlarımızla tecrübeli hanım kardeşlerimizin coşkuya ortak olduğu kongrelerdeki o güzel görüntüler umudumuzu ve azmimizi güçlendirdi. Kadın Kollarımız, kadın siyasetçi yetiştiren bir okul haline gelmiştir. Meclis'teki kadın vekillerimizin büyük bölümü, kadın belediye başkanlarımızın yüzde 80'i işte bu okulda yetişmiştir. Bazı mücadeleler vardır ki karşılığını sadece Rabbimizden umarız. Yeri geldiğinde tankların önüne çıkıp darbecilerin karşısına dikilen kadınlarımızın haklarını asla ödeyemeyiz.
Bugün Türkiye'de siyasetten ekonomiye kadar her alanda kadının adı ve imzası varsa AK Parti'nin ve sizlerin gayretleri sayesindedir. Hayata geçirdiğimiz reformlar ve uygulamalarla, yıllarca çağdaşlık, laiklik adına önlerini sinsice kesenlere en güzel cevabı hep birlikte verdik. Yeri geldi hanım kardeşlerimizin üniversitelere girmek isterken önü kesilmedi mi? İçimizde üniversite kapısından geri çevrilen pek çok hanım kardeşimiz var. Üniversite kapılarından geri döndürülenler söke söke o üniversiteleri bitirdiler.
İkna odalarından geri çevrilenler var. Daha sonra ana muhalefette üst düzey yönetici olmadılar mı? Bunlar akşam yalan sabah yalan. Dürüst olmadıkları için millet bunlara iktidar vermedi. Yıllarca kamuoyunda kadının sadece adını kullanan, geri planda hep ezen, horlayan, hatta tacizde bulunan anlayışı bu mücadele ile hem deşifre ettik, hem gerilettik. Meclis'te sadece AK Parti grubunda 54 kadın vekilimiz varsa bu mücadele sayesindedir. Kamudaki istihdamda kadın oranı yüzde 40'lar gibi cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine gelmişse aynı mücadele sayesindedir.
Toplam üyemiz 11.5 milyon. Hiçbir partinin böyle bir üyesi yok. Sadece Kadın Kollarımızın üye sayısı 5.5 milyon. Hepsini koyun bir kenara, Kadın Kollarımızı koyun bir kenara...
Kadın Kollarımızı kurarken niyetimiz ülkemizdeki tüm hanelere ulaşmaktı. Bizim inancımıza göre kadınla erkek aynı özden yaratılmıştır. Hayatın diğer alanlarında olduğu gibi kadını dışlayan fıtrata da sırtını dönmüş olur.
Rahmetli Neşet Ertaş'ın şu sözünü nasıl anmayayım: 'Kadın insandır, biz erkekler ise insanoğlu'... Mesele bu... Tarih boyunca kadını şeytanlaştıran, hayvandan bile aşağı gören anlayışların buradaki hikmeti kavramalarını elbette beklemiyoruz. Günümüzde tüm dünyaya kadın hakları adı altında kadınları metalaştıran bir zihniyeti dayatanlara yüzlerindeki maskeyi düşürmenin yolu bu hikmeti yüceltmekten geçiyor.
SAMSUN'DAKİ VAHŞETE TEPKİ GÖSTERDİ
Kadın hakları konusunda güya en ileri sayılan ülkelerdeki cinayetlerin ülkemizdekilerin kat ve kat fazla olduğu gerçeğini görmezden gelenlerin derdi Türkiye'nin kendisiyledir. Bu durum ülkemezde tek bir kadının dahi alçakça katledilmesine, caddelerin ortasında dövülmesine.. İşte Samsun'da yaşanan hadise. Onlara asla haklılık payı çıkartmaz onlara. Meclis'te yeni bir komisyon oluşturuyoruz. Bugün grup başkanımızla da konuştum. Süratle yeniden böyle bir komisyonu oluşturacağız.
Biz bunlar ne ana muhalefete ne diğerlerine bırakamayız. Elimizden geleni sonuna kadar yapacağız.
Dün akşam Adalet Bakanım ile tekrar konuştum. Sonuna kadar bu işi kovalayacaklarını söyledi. Ardından da malum kişi tutuklandı. Biz kadınların haklarını birileri bize dayattığı için değil Allah'ın emri, insanlığın gereği olduğu için savunuyoruz. Samsun'da olduğu gibi zaman zaman rastladığımız olumsuzluklar kadim değerlerimizden uzaklaştığımızı gösteriyor. Cinayetleri töre ve benzeri bahanelerle kültürümüze yıkmaya çalışanlara da asla fırsat vermeyeceğiz.
Adına aile dediğimiz mukaddes ocak, nesli muhafaza eden vasıflarıyla ortak geleceğimizin teminatıdır. Ailenin çözüldüğü yerde toplumu ayakta tutmak da mümkün olmaz. Tarih kendi medeniyet tarihlerinin dışına çıktıkları için benliklerini kaybeden toplumların hikayeleri ile doludur. Yaşadığımız her afet, kriz bize güçlü aile yapısının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Her zaman yanınızda olduğunu bildiğiniz aile varsa hayata daha güvenli bakabilirsiniz. Yeni dönemdeki önceliklerimizden biri de aile müessesinin güçlendirilmesi olacaktır. Aile müessesinde yer alan eşler, çocuklar, büyükler birbirlerinin zenginliğidir. Asıl görev bizlere, siz kadınlara düşüyor. Kadın en başta annedir ve çocuğun ilk vatanıdır. Her birimiz kendi ailemizde ağzımızdan çıkan her sözle başlayıp evlatlarımıza örnek olacağız ki özlediğimiz nesilleri yetiştirelim.
KIZ ÇOCUKLARINI BABA EVLERİNİ TERKETMEYE ÇAĞIRANLAR OLDUĞUNU DUYUYORUZ
Kız çocuklarını bir an önce baba evlerini terketmeye çağıranlar olduğunu duyuyoruz. Bir de bu çıktı. Sokaklara dökülün diyorlar çocuklara. Çocukları aileye kışkırtan bu zihniyet bir ruh hastalığının işaretidir. Türkiye, kadına şiddet sorununu öyle ya da böyle çözer, asıl tehdit bu hastalıklı zihniyetin kök salmasıdır, karşılık bulmasıdır.
Eğitim sistemimizin aile ile sıkı işbirliği içinde yeniden ele almamız gerekiyor. Hayatın her alanında çocuklarımıza ve gençlerimize kendi tarihimizi aşılamalıyız. Bir süredir sık sık yeni dönemde önceliklerimizin en başına eğitimi, kültürü, aileyi koyacağımızı söylememizin nedeni budur.
Evlat nöbeti tutan Diyarbakır annelerini anmadan olmaz. Evlatlarınız terör örgütü tarafından sizden çalınmışsa bu acının tarifi mümkün değildir. Ulvi bir amaca sahip Diyarbakır anneleri birilerinin aklına tam 550 gün sonra ancak düşmüş. Diyarbakır anneleri de bunca zamandır kendilerini yok sayan zihniyetin temsilcilerine gereken cevabı vermiştir. Asla inanmadığınız hatta ontolojik olarak karşı çıktığınız b-pek çok davranışı sırf günü birlik siyaset çıkarları için sergileyebilirsiniz. Diyarbakır annelerinin karşısına dikilip de aynı yüzsüzlüğü sergileyemezsiniz. Bu siyaset üstü bir meseledir. Her işin riyakarlığı olur ancak bunun olmaz.
Önce kendisine tanınan tüm fırsatlara rağmen terör örgütü ile arasına mesafe koyamayan parti konusunda mertçe bir tutum ortaya koyacaksınız. Ana muhalefete soruyorum. Bu partinin yanında mısınız, karşısında mısınız? Açıkça söyleyeceksiniz. Ankara'dan İstanbul'a dirsek dirseğe yürüyüş yapacaksınız, sonra da onlarla alakamız yok diyeceksiniz. Kimi kandırmaya çalışacaksınız. Sonra utanmadan sıkılmadan şehit ailelerine, gazilerine gideceksiniz. Yüzünüzdeki sahte demokrat maskesini hemen indiriverirler.
KILIÇDAROĞLU'NA: DEVLETİN AŞILARI PARA İLE SATTIĞINI SÖYLÜYORSUN... BU NE UTANMAZLIKTIR
Şu anda ana muhalefetin teşkilatlarında şiddet, tecavüz, taciz var mı? Ne ararsan bulunur. Tacizi ve tecavüzü yapan kendi mahallelerinden biriyse afedersiniz yollu diyerek kadını yaftalamaktan çekinmez. Kadın cinayetlerinde bile kadının ya da failin kimliğine göre pozisyon alırlar. Biz herkes için hak ve özgürlük diyoruz onlar sadece kendi hayat tarzlarının özgürlüğünü istiyor. Biz yeni anayasa yapalım diyoruz onlar darbe anayasasından bahsediyor. Ey ana muhalefet partisinin başındaki adamcağız sen ne zamandan beri devletin aşıları para ile sattığını söylüyorsun. Bu ne utanmazlıktır ya. Dünya aşı arıyor, bulamıyor. Biz aldığımız aşıları süratle belli kategorilerde vatandaşlarımıza ulaştırmak istiyoruz. Önce 'Ben vatandaş Kemal'im, sıram ne zaman gelirse aşımı yaptıracağım' dedi. Niye gittin yaptırdın o zaman. Bugün yeni bir şey söylemiş. Biz hiç bir eve kahveye çaya gitmezmişiz. Ya sen bizden alıştın. Ankara'nın en büyük spor salonunda Kadın Kolları Kongresi yapıyoruz, dikkat et. Tablo ortada. Demokrasi ve ekonomide reformla ilerleyelim diyoruz, onların gönlünde tek pati özlemi var. Geç o işleri geç.
Onların yerel yönetimlerinin olduğu yerde çöp, çamur, çukur var. Bunların derdi halkıyla, şehriyle, emanetle dertlenmek değil. Cumhur İttifakı olarak ülkemizi büyütmeye devam edeceğiz. Her seçim önemlidir. Ama geldiğimiz noktada 2023 seçimleri Türkiye için tam bir kader seçimine dönüşmüştür.
YENİ BİR ANLAYIŞ GETİRİYORUZ
Yeni bir anlayış getiriyoruz. 50+25 asıl ve yedek. 75 kişilik kadroda artık çalışmayan yok. 75 kişinin çalışacağı bir kadro. Yapacağımız görev taksimatını da buna göre yapacağız. 75 kişilik kadroyla MYK'mız birlikte yapılacak Gençlik Kollarımızın kongresi de yaklaşıyor, bu çalışmayla üçlü ayak Türkiye'mizi ayağa kaldıracağız. Yanımızda vekillerimiz, belediye başkanlarımız, Meclis üyelerimiz var. Listeye parlamentodan üye koymamaya dikkat ettik. Parlamento parlamentoya yoğunlaşsın istedik. Sembolik bir kaç arkadaşımızı aldık. Bu defa böyle çalışacağız.