Yargıtay 12. Ceza Dairesinin kararına göre, 2015'te Bitlis'te bir sürücünün, havanın yağmurlu olduğu bir günde direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil, yolun dışına çıkarak devrildi. Kaza sonrası araçtaki yolculardan biri hayatını kaybetti, diğeri yaralandı.
Kazada tam kusurlu bulunan sürücü, Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı. Hız limitini aştığı gerekçesiyle bilinçli taksir hükümleri uygulanarak sürücünün mahkumiyetine hükmedildi. Bunun ardından sanık sürücü, kararı temyiz etti.
Yargıtay hız tespit edilemediği için kararı bozdu
Temyiz istemini görüşen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, kazada aracın durma, fren ya da reaksiyon mesafelerinin belirlenmediği, dolayısıyla hızının tespit edilmediği gerekçesiyle kararı bozdu.
Sanığın bilinçli taksir kapsamında cezalandırılması için hız sınırının 2 katını aşmış olması gerektiğine işaret edilen kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Olayın meydana geldiği yerde hız sınırının 120 kilometre olduğu ve dairemizin yerleşik uygulamalarına göre hız aşımının bilinçli taksir koşullarını oluşturması için mahal şartlarının 2 katından fazla olması gerektiği de gözetildiğinde hız sınırlarını 2 katından fazla aşmayan sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığı gibi, olayda bilinçli taksir halini oluşturan başka da bir ihlalin görülmediğinin anlaşılması karşısında sanık hakkında bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini yapılması bozmayı gerektirmiştir."
Bilinçli taksirde cezanın yarı oranında artırılması öngörülüyor
Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 85. maddesinde, bir insanın ölümüne neden olan kişiye 2 yıldan 6 yıla kadar, 86. maddesinde ise kasten yaralama suçunu işleyenlere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesi hükmü yer alıyor.
TCK'nin 22. maddesinde ise bu suçların bilinçli taksirle işlenmesi halinde ceza miktarlarının yarısına kadar artırılması öngörülüyor.