Yüce Allah, insanları en güzel, en mükemmel bir şekilde yaratmış, anne babasını da dünyaya gelmesi için vesile kılmıştır. Her insanın Yüce Allah’a karşı vazife ve sorumluluğu olduğu gibi emir ve yasaklarına da uyma mecburiyeti vardır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de yapmamız veya yapmamamız gerekenler sıralanmıştır.
Bu vazifelerin önde gelenini Kur’an-ı Kerim bizlere şöyle bildirmektedir: “Rabb’in, ondan başkasına kulluk etmemenizi ve anne-babaya iyilikle davranmayı emretti. Şayet onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlılığa ulaşırsa, onlara “öf” bile deme ve onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara acıyarak, alçakgönüllülük kanadını ger ve de ki, “Rabb’im, onlar beni küçükken nasıl terbiye ettilerse sen de onları esirge.”
“İnsana da, anne ve babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.”
SAYGIDA KUSUR
Yüce dinimizin bu kadar değer verdiği, kutsal saydığı annemize saygımızda, sevgimizde, hürmetimizde, kısacası bütün vazifelerimizde kusur etmeyelim. Onlara hürmetsizliği Rabb’imize karşı hürmetsizlik kabul edelim. Onlara saygısızlığı Peygamberimize (sav) karşı saygısızlık kabul edelim. Sevgili Peygamber Efendimizin, (sav) annelerimiz hakkındaki şu müjdeleyici hadis-i şerifini asla unutmayalım: “Cennet, anaların ayağı altındadır.” Kul hakları içinde en mühim olanı ana-baba hakkıdır. Allah ve Resulüne itaatten sonra ana-babaya itaat gelir. Maddi ve manevi hayatımızı inşa eden müstesna fazilet abideleridir. Bir anne yüreği ve kucağı, çocuk terbiyesinin yapıldığı muhteşem bir dershanedir. Aile yuvası, çocuğun istikbalini şekillendiren ilk eğitim müessesesidir. Dolayısıyla anne ve babaların evlatları üzerindeki hakları sayıya gelmeyecek kadar çoktur.
DUALARIN EN GÜZELİ
Ana-babanın duası makbuldür. Onların hayır dualarını almaya gayret edilmeli, beddualarından da sakınılmalıdır. Resulullah şöyle buyurmuşlardır: “Makbul olduğunda şüphe bulunmayan üç dua vardır: Babanın çocuğuna duası, misafirin duası, mazlumun duası.” (Ebû Dâvûd, Vitr 29/1536; Tirmizî, Birr 7/1905, Deavât 47; İbn-i Mâce, Duâ 11) “Babanın oğluna duası, peygamberin ümmetine duası gibidir.” (Süyûtî)
Annenin duası ise babanınkinden daha tesirlidir. Bu yüzden hadis-i şerifte zikredilme ihtiyacı hissedilmemiştir. Bu durumda anne-babaya asi olmanın büyük günahların başında yer alacağı hususunda şüphe yoktur. “Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!” (Ankebût, 29/64) “Allah Teala’nın rızası, anne ve babayı hoşnut ederek kazanılır. Allah Teala’nın gazabı da anne ve babayı öfkelendirmek suretiyle celbedilir.” (Tirmizî)
MÜTEVAZI OLMAK
Bir ayet-i kerimede Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Biz insana, ana ve babasına iyi davranmayı emrettik. Özellikle de anası nice sıkıntılara katlanarak onu karnında taşımış; emzirmesi de iki yıl sürmüştür. İşte bu sebeple, bana, ana ve babana şükret diye tavsiye ettik.” Birine teşekkür etmenin de bir şekli vardır. Teşekkür edilecek kimseye karşı mütevazı olunur. Ona duyulan sevgi belirtilir. Yaptığı iyilik anılır ve bundan dolayı kendisine teşekkür edilir. Onun sağladığı imkân, kendisini üzecek ve gücendirecek şekilde kullanılmaz.
Çocuk Eğitimi
Yaşadığımız devirde ilim ile gelen tahribat, yine ilim yoluyla giderilebilir. Bugünkü eğitim sistemimiz Batı sistemlerine endeksli olduğundan, biz de onlar gibi düşünür, hisseder ve yaşar olduk. Oysa bizi biz yapan değerler, o kültürden tamamen farklıdır. Bu farklılıkta en önemli husus; dünya ve ahiret dengesidir.
Günümüzde yabancı kaynaklı, öz değerlerimizin hiçe sayıldığı bir ortam içinde yetişen evlatlarımızı gördükçe, annelerin, çocuk eğitiminde ne denli büyük bir rol üstlenmeleri gerektiğini daha net bir biçimde kavrayabiliyoruz. Açılan yaraların sarılmasında, açıkların kapatılmasında idrakli, bilinçli rol üstlenen annelere her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Annelerin asli vazifelerinin başında çocuklarının terbiyesi gelir.
Çocuk, ilk terbiyeyi okulundan, sosyal çevresinden önce ana kucağında alır. Evlatlar, merhamet ve şefkati, iman ve cesareti, hak ve hakikat mücadelesini, mukaddesatını, şanlı ve ibret alınacak geçmişini, İslami şuur ve ahlakının ilk örneklerini hep annelerden öğrenirler. Çocuklar, annelerin kopyalarıdır. Anneler ne kadar şahsiyetli, faziletli, ahlaklı olursa çocuklar da o derece karakterli olur. Çocukların karakter mayasının kaynağı annelerdir. Ona ilk sevgiyi, ilk acıma duygusunu, ilk vicdani hisleri annesi verir.