PKK’lı sanatçılara konser düzenleyen belediyecilik!

Tekrar tekrar “Siz hiç CHP’li belediyelerin hizmet ve projesiyle konuşulduğuna şahit oldunuz mu?” diye sorduk. Cevap verebilen olmadı. Zaten cevap vermeleri de mümkün değil. Heykel belediyeciliğine şimdi konser belediyeciliği eklediler.  Hiçbir zaman hizmet belediyesi olamadılar.

Ayrıca bu durum sadece bunlara muhalif olanların düşüncesi değil, bizzat CHP’li yazar ve yorumcuların düşüncesidir.

Hatırlayın Mansur Yavaş Haber Türk’te Teke Tek programına çıkmıştı. Fatih Altaylı orada “Geçen gün sizin buraya geleceğini duyan sizin partiden bir ilçe belediye başkanıyla beraberdik. Sizi de çok seven bir belediye başkanı aslında. Dedi ki, “Mansur Beyi bende çok seviyorum ama herkes onun için hiçbir şey yapmıyor diyor. Bol bol proje üretiyor, laf var ama icraat yok diyorlar. Valla bende bilmiyorum, iki yıldır Ankara’ya gitmiyorum dedim” demişti.

Mansur Yavaş ise o gün masanın üzerinde proje arıyor gibi yapıp “Neyse şimdi bulamadım. Şunun altında falan varsa. Maalesef" diyerek nasıl bir aciz durumda olduğunu ispat etmişti. Ankara’nın hiçbir sorununa çözüm bulamadı. Ankara’nın en büyük sorunu trafik iken Mansur Yavaş’ın zekâsı bu soruna “Ben hep şunu iddia ediyorum beni cahillikle suçluyorlar, ne kadar çok yol açarsanız trafik o kadar sıkışır” yorumunda bulunmuştu. Ankara’da yaşayanlar 5 yıldır bir projeye şahit oldu mu? Ankara’da hizmet gören var mı?

Mansur Yavaş geçen dönem Cumhurbaşkanı yardımcısı olmak için mesaisini harcadı. Bu dönemde Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için tüm mesaisini harcıyor. Adama “Ankara’ya hizmet yap” diyorlar. “Cumhurbaşkanı adaylığına dair anketlerde ben çıkıyorum” cevabını veriyor. Ankara’yı yönetmekte sınıfta kalmış ama cesarete bak ki, Türkiye’yi yönetmeye kalkıyor… Mansur Yavaş kimsin sen? Hangi özelliğin var? Hangi konuda geçtiğin bir sınav var? Bütün hayatını para ve makam üstüne kurduğuna dair o kadar büyük sicil sahibisin ki, sen sadece seni henüz tanımamış olanları kandırabilirsin. Ama senin için üretilen slogan neydi?

“Tanıdıkça sevmezsin”

Ya Ekrem İmamoğlu’na ne demeli?

O zaten siyasi sinsilikte, yüzsüzlükte, pişkinlikte gelmiş geçmiş en büyük sembol oldu. İstanbul’un yığınla sorunu varken yurt içi ve dışı tatilleriyle, gezmeleriyle, diyaloglarıyla Türkiye’nin en meşhur adamı olmuş olan Ekrem İmamoğlu bugün nutuklar atıyor.

Bugüne kadar Atatürk’e en büyük düşmanlığı kendisi yaptığı halde yine Atatürk maskesi takarak “Konser belediyecilikleri” hakkındaki tartışma ve soruşturmaya dayalı “Ama biliyorum niye kızdıklarını. Niye kızıyorlar biliyor musunuz? Cumhuriyet Bayramı'nda yüz binlerce insanı topladıklarını gördüklerinde mi bunlara bir şeyler oluyor? Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda yüz binlerce insan coşkuyla yollara, izlere, meydanlara yığıldığında bunlara tüyleri diken diken oluyor.” açıklamalarında bulunmuş.

Yahu sen teröristbaşı Öcalan’ın posterleri altında konserler düzenleyen PKK’lı sözde sanatçı Aynur Doğan’a İstanbul halkının parasıyla İBB’de konser düzenlemiş adamsın… Senin derdin ne Atatürk ne de Cumhuriyet Bayramı’dır. Bu hikâyeleri geç… Geldiğin günden itibaren İBB’nin tüm maddi imkânlarını Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için harcıyorsun. Başka ne yapıyorsun?

Sürekli medyayı organize ediyor, onları yurt içi ve dışı gezilerine götürüyor ve sürekli kendi reklamını yapıyorsun. Var mı başka yaptığın bir iş? İstanbul’a hizmet yapmadan tamamladığın ilk dönem sonrası, ikinci dönemi de Cumhurbaşkanlığı adaylığı peşinde heba edeceksin değil mi?

Hadi biz senden nefret ettiğimiz ve yapmacık davranışlarından tiksindiğimiz için objektif olamıyoruz diyelim.

CHP’li yazar-yorumcu Can Ataklı, “Balon patladı arkadaş. Belki bundan sonra İstanbul'a çivi bile çakılmadığını, hiçbir hizmet yapılmadığını muhalif isimler de söyleyecektir. Ben iki kere söyledim, yoğun bir saldırıya uğradım. İstanbul'da bir şey yok, yapılmadı ki.” derken; bir başka CHP’li yazar-yorumcu Yılmaz Özdil, “Ama bazı günler vardır ki, tatile gitmemen gerekir. O hassas günde tatile gitmezsin, İstanbul’u kazanırsın. O hassas günde tatile gidersin, kaybedersin!” derken; bir başka CHP’li yazar-yorumcu Barış Yarkadaş, "Elazığ'da 41 kişi hayatını kaybetmişken İBB Başkanı'nın Erzurum'a gitmesi ve orada tatil yapması doğru olmamıştır" derken; bir başka CHP’li yazar-yorumcu Enver Aysever, “İmamoğlu'nun ne iş yaptığını ben daha bugüne kadar hiç anlamadım. Ya kardeşim topçu olacaksan top oyna. Belediye başkanı olacaksan başkan ol. Milletin hayrına olmayan ne varsa sende. Biz senin ne yaptığını bilmiyor muyuz ya?” ve “Garip garip işlerin içerisindesin niye geziyorsun, artık İstanbul'da otur ya!" derken buna başka hangi gözle bakacaksınız? CHP’nin 2018 tarihindeki Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce bile "Bana bir tane çözülmüş sorun gösterin. İstanbul'un sorunları ortada duruyor. İstanbul'da çözülmüş bir sorun göremiyorum. Bunu da söylemek zorundayım. Siz İstanbul'da yaşıyorsunuz var mı? Yok. Bir başarı hikâyesi yok." demedi mi?

O yüzden CHP’liler Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibilerden zorlama kahraman çıkarmaya çalışmayın. Size ciddi ciddi kullanmaktan ve hatırlamaktan korkmayacağınız bir hafıza lazım. O sizde olmadığı için gününüz gününüze uymuyor ve kimi nasıl savunduğunuzu bilemiyorsunuz…