Futbolseverler futbola doydu
Malmö maçında sahada ruhunu gezdiren Michy Batshuayi’yi kenara çeken Okan Buruk, Victor Osimhen’i de saklayıp santrforsuz başladı oyuna. Önde, geçen hafta ‘gaddar’ faule maruz kalıp ağlayarak soyunma odasına giden, üzerine binlerce yorum yapılan Barış Alper vardı.
Eldeki oyuncu yapısına göre dörtlü savunma kurmuştu Buruk. Trabzonspor da kötü gidişini ve deplasman kayıp serisini lideri yenerek sonlandırmayı hedeflemişti. Şenol Güneş de çok eksikli kadrosundan en iyisini çıkartmaya çalışmış, öne oynayan teknik oyuncularına güvenmişti.
Ayağına topu alan her futbolcu boş alana kaçan başka bir oyuncuya doğru topu atıyordu. Sahayı daraltarak oynamayı seven sarı kırmızılılar, Karadeniz ekibinin oyunu genişletmesinden rahatsız olsa da yine kendi bildiğini oynadı. Santrfor olmayınca topu yere indirdi. Çizgiye kadar taşıyıp geriye, kaleye paralel paslar attı. Karşılıklı ataklar, karşılıklı pozisyonlar oyunun temposunu da heyecanını da yukarıda tuttu.
İlk yarıda fark yaratan isim Yunus Akgün, Mertens’e mükemmel asist yaptı, o ana kadar kurtarışlarıyla takımını ayakta tutan Uğurcan Çakır’ı ceza alanı dışından avladı.
Cham’ın ortası Ozan Tufan’ın kafayla attığı şık gol, ilk yarıda akıllarda kalan bir diğer güzellikti. İkinci yarıda oyunu Galatasaray alanına yıkan konuk takım birbiri ardına iki gol bularak, öne geçti. Bir anda baskısını arttıran sarı kırmızılılar, nöbetçi golcü Batshuayi’nin penaltısıyla eşitliği yakaladı.
Sonrasında Uğurcan tek başına direndi. Nwakaeme yönetimindeki konuk takım ataklarla heyecanı hiç eksiltmedi, ancak, pozisyonları sonlandıramadı.
Bir o kalede, bir bu kalede giden oyunda skor, ligin duran top uzmanı Galatasaray’ın son atışından geldi.