Göklerdeki Bağımsızlık: KAAN
Birkaç gün önce KAAN savaş uçağının ikinci prototipini, ilk kez görme imkânımız oldu. Milli savaş uçağının yeni prototipinde, önemli tasarımsal değişiklikler yapıldığını gördük. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, “2024 Yılı Değerlendirme ve 2025 Yılı Hedefler Basın Buluşması” kapsamında bir sürpriz yaparak basın mensupları ile KAAN savaş uçağının ikinci prototipinin görselini ilk kez paylaştı. KAAN’ın ikinci prototipinde, ilk prototipe göre önemli tasarımsal değişikliklerin olduğu ve özellikle uçağın burun kısmının küçüldüğü görülüyor. Başkan Görgün, KAAN savaş uçağı için toplamda 6 adet prototip üretileceğini açıkladı.
Projedeki nihai hedef ise ilk KAAN savaş uçağının, 2028 yılı içerisinde Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmesi olarak belirlendi. Bu hedef doğrultusunda 2025-2028 arasındaki 4 yıllık zaman zarfında KAAN prototipleri ile çok yoğun test faaliyetleri gerçekleştirilecek. Bu testler ile havada kalış süresi ve çıkılan irtifa da aşamalı olarak arttırılacak. KAAN’ın ikinci test uçuşu sırasında P0 prototipi, 14 dakika havada kalmış ve 10.000 feet irtifa ile 230 knot hıza ulaşmıştı.
Bilindiği üzere KAAN, Türkiye'nin savunma sanayii alanında geliştirdiği yerli beşinci nesil savaş uçağıdır. Bu uçak, Türkiye’nin kendi savunma ihtiyaçlarını karşılamak ve uluslararası arenada savunma sanayii alanında bağımsız bir güç olma hedefinin bir parçası olarak geliştirilmiştir. KAAN, ileri teknolojiye sahip bir platform olarak, Türk Hava Kuvvetleri’nin modernizasyonu için önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. KAAN için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olağanüstü bir efor sarfetti. Uçağın isim babası ise Erdoğan’ın Cumhur İttifakı içerisindeki paydaşı Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Dr. Devlet Bahçeli oldu. KAAN Eski Türk Devlet Geleneğinde hükümdara verilen bir unvandır.
TUSAŞ Genel Müdürü, kısa süre önce yaptığı açıklamada, Türk Hava Kuvvetlerinin yaklaşık 100 adetlik alımına ek olarak, Azerbaycan ve Pakistan'ın da potansiyel ortaklar olabileceğini, yaklaşık 300 sipariş almayı beklediklerini söyledi.
NATO üyesi olarak Türkiye ve ABD, uzun yıllar askeri ve siyasi iş birliğini korudu. Türkiye, 2002 gibi erken bir tarihte F-35 savaş uçağı programına katıldı, 900'den fazla parçanın üretiminde yer aldı. Türkiye'nin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemini alacağını açıklamasıyla birlikte, ABD anlaşmayı tek taraflı olarak iptal etti. Bu gerilemenin ardından Türkiye, beşinci nesil uçak fikrini geliştirme konusunda daha kararlı hale geldi. İstatistiklere göre, Türkiye'nin askeri sanayisinin dışa bağımlılığı 2002'de yüzde 80 iken şu anda yüzde 20'ye düştü. Havacılık ve savunma şirketlerinin sayısı 2002'de 56 iken, 2019'da bin 500'e fırladı. Ayrıca Türkiye, jeopolitik avantajları ve NATO üyesi olması sayesinde diğer ülkelerden kolaylıkla teknik destek alabiliyor. İsveç ve Fransa gibi ülkeler de KAAN savaş uçağının geliştirilmesinde önemli rol oynadı. KAAN’ın yerlileştirme oranının yüzde 80'e ulaşması bekleniyor.
KAAN’ın performansını dört açıdan ele alacağız: İlk olarak, süper manevra kabiliyeti. Süper manevra kabiliyetinden bahsetmişken, aerodinamik düzen seçiminden bahsetmeden geçemeyiz. KAAN’ın manevra kabiliyeti aynı tip F-22 ‘Raptor’ avcı uçağından biraz daha düşük olabilir. Ancak TUSAŞ gelişmiş fly-by-wire sistemlerinin eklenmesi yoluyla KAAN’ı süper hareket kabiliyetine sahip hale getiriyor.
İkinci olarak, süpersonik seyir kabiliyeti. Uçağın süpersonik seyir kabiliyetine sahip olup olamayacağını belirlemenin anahtarı motordur. KAAN, iki adet F110-GE-129 motoru ile donatıldı. Türkiye tarafından yayınlanan resmi verilere göre, uçağın maksimum uçuş hızı, süpersonik seyir kabiliyeti ile Mach 1,8'e ulaşabiliyor.
Üçüncüsü, radar gizliliği kabiliyeti. Güney Kore'nin KF-21 avcı uçağı tam da bu alandaki kusuru nedeniyle 4,5’inci nesil olarak adlandırılıyor. KAAN, çok sayıda karbon fiber kompozit malzeme ve radar dalgası emici malzeme kullanılarak, gövdenin ağırlığını etkili bir şekilde azaltmakla kalmaz, aynı zamanda radar dalgalarını da emer, böylece radar yansıma sinyalini azaltır.
Dördüncü olarak, süper algılama kabiliyeti. KAAN, aktif elektronik taramalı dizi radarı (AESA), elektronik karşı önlemler, elektronik keşif ekipmanı, kızılötesi arama ve izleme sistemi ve optoelektronik hedefleme sistemi dahil olmak üzere bir dizi gelişmiş elektronik savaş sistemi ile donatıldı.
KAAN savaş uçağı, Türkiye’nin yerli savunma sanayiindeki yeteneklerini yansıtan stratejik bir projedir. Beşinci nesil özellikleri, ileri teknolojik donanımı ve geniş operasyonel kapasitesiyle KAAN, Türkiye’nin hava kuvvetlerine önemli bir katkı sağlayacaktır. Ayrıca, bu proje, Türkiye’nin savunma sanayii alanında bağımsızlık hedeflerini gerçekleştirme yolunda önemli bir adım olarak görülmektedir. KAAN, sadece Türkiye’nin savunma ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda uluslararası arenada Türkiye’nin savunma sanayiindeki yerini güçlendirecektir.