Hangi namus?

YAYINLAMA:
Hangi namus?

Seçimden önceki ifadelerine göre belediyeler, yardakçıların doldurulup saltanat sürülecek yerler değildi.

Göreve geldiklerinde sadece halka hizmet edecek, tüm enerjilerini sorunlara çözüm üretmek adına kullanacaklardı.

Kimsenin ekmeğiyle oynanmayacağına dair verilen namus sözleri havada uçuşuyordu.

***

CHP’nin sahaya sürdüğü tüm belediye başkan adaylarının ezberinde bu söylemler vardı.

Sonra ne mi oldu?

Mazbatasını alan belediye başkanı verdiği sözleri ilk fırsatta unuttu.

***

İşçisinden müdürüne fark etmeksizin, CHP’li belediyelerde işten çıkarmalar arka arkaya geldi.

Üstelik sadece rakiplerden değil, kendi partisinin belediye başkanlarından devralınan belediyelerde bile kıyımlar yapıldı.

CHP’li belediye başkanlarının arasında bacanağını belediye başkan yardımcısı yapanı mı, belediye koordinatörünün eşini başka bir belediyeye müdür olarak atanmasını sağlayanı mı, meclis üyesinin kızını danışman olarak işe başlatanı mı, milletvekilinin yakınını koordinatör olarak görevlendireni mi, ne ararsan vardı.

***

Durum kontrolden çıkınca, CHP Genel Başkanı Özgür Özel “eş-dost ataması yapmayın” uyarısında bulundu ama bu uyarı belediye başkanlarını durdurmaya yetmedi.

CHP’li başkanlar, eş-dost-akraba atamalarına kaldığı yerden devam etti.

Liyakatin hiçe sayıldığı CHP’li belediyelerde yolsuzluk ve rüşvetin kol gezmesinden daha doğal ne olabilirdi?

***

Nitekim bu soru, dillerden düşürülmeyen ihale şeffaflığının, sosyal medya fitresinden ibaret olduğunun anlaşılmasıyla cevabını buldu.

Sloganlarla başlayan serüven, usulsüzlüklerle bitti.

Özgür Özel ise bu bitişi bir türlü kabullenemedi. 

***

Ekrem İmamoğlu üzerinden partisinin belediye başkanlarında zerre kdar leke olmadığını kanıtlamak için sokaklarda, üniversitelerde ve hatta lise önlerinde siyasi torbacılığa soyundu.

Milletin yargıya olan güvenini zehirlemek adına her yolu denedi.

Fakat hangi yolu denediyse olmadı.

***

Baktı ne yapsa olmuyor, bu kez de suç işlediği yönünde kuvvetli şüphe olması nedeniyle tutuklu yargılanan Ekrem İmamoğlu’nun suçsuzluğunu kanıtlamak adına namusunu ortaya koydu.

Onu “namusumuz kadar kefiliz” sözleriyle savundu.

Peki bu namus, geçmişte belediyeleri kazanmaları halinde kimsenin ekmeğiyle oynamayacağına dair verdikleri sözdeki namusla aynı namus muydu?

***

Oysa Özgür Özel’in tek yapması gereken “Belediye başkanımızın aklanıp dönmesini bekliyoruz” demekten ibaretti.

Belediye başkanının yolsuzluk, rüşvet ve terör suçlarından hiçbirini işlemediğine namusu kadar kefil olacak kadar inanan bir genel başkanın sergilemesi gereken davranış, kaos peşinde mi koşmaktı, yoksa yargı sürecini mi beklemekti?

Özgür Özel, bu kadar basit bir olgunluğu neden gösteremedi?

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *