22 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
PARÇALI BULUTLU
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Kültür Sanat Eyyubiler Dönemi'ne ait 800 yıllık han müzeye dönüştürülecek

Eyyubiler Dönemi'ne ait 800 yıllık han müzeye dönüştürülecek

Şanlıurfa'nın Harran ilçesindeki restorasyonu tamamlanan Eyyubiler dönemine ait 800 yıllık Han el-Barur, dünyadaki bütün biber tohumlarının yer alacağı isot müzesine dönüştürülecek.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Eyyubiler Dönemi'ne ait 800 yıllık han müzeye dönüştürülecek

Şanlıurfa'nın Harran ilçesine 28 kilometre uzaklıkta, turizm yolu üzerindeki Göktaş Mahallesi'nde bulunan Anadolu sınırları içerisinde kalmış tek Eyyubi hanı olarak bilinen Han el-Barur'da, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım Programı kapsamında 2018 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları tamamlandı.

Hanın işlevsellik kazandırılması için Şanlıurfa Valiliği, Harran Kaymakamlığı ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından çeşitli projeler üzerinde çalışmalar devam ediyor.

Dünyadan baharatlar sergilenecek
Harran Kaymakamı Cihat Koç, AA muhabirine, Han el-Barur'da çok güzel bir restorasyon çalışmalarının tamamlandığını belirtti.

Tarihi mekana kalıcı bir işlevsellik kazandırılması ve burayı isot müzesi, açık hava oteli ile konaklama merkezine dönüştürmek için çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Koç, "Han el-Barur sadece kendisiyle değil, bölgenin tamamıyla birlikte işlevsel bir hale getirmek için çalışma yürütüyoruz." dedi.

Burayı dünya çapında bir "müze" olarak hazırlamayı istediklerini aktaran Koç, şöyle dedi:

"İsot müzesi ama sadece Şanlıurfa isotu değil dünyanın birçok ülkesinden Hindistan'dan, Çin'den çeşitli baharatların sergilendiği bir alan olacak. Bununla birlikte Han el-Barur'un asli hüviyetinde kullanma amacımız da var. Han el-Barur bir turizm rotasının tam ortasında kalıyordu, bu rota tarihsel bağlamda İpek Yolu güzergahında önemli bir rotayken bugün de turizm yolunun bitmesiyle birlikte, Şanlıurfa'dan çıktığımızda Harran merkez, Han el-Barur, Bazda mağaraları, Şuayip şehri, Soğmatar Antik Kenti, Karahantepe ve Sefertepe ile birlikte bir destinasyon oluşturuyor. Bu destinasyonun tam ortasında, burada turistlerin konaklama, dinlenme tesisi olarak değerlendireceğimiz, onların sosyal aktivitelerde bulunabilecekleri ve akşamları da açık hava oteli olarak hanın dört çevresine kuracağımız tahtlarla birlikte açık hava oteli şeklinde gelen misafirimize, turistimize hizmet edebilecek bir kompleks olarak işlevsellik kazanmış olacak."

İsot müzesiyle ilgili Valiliğin yürüttüğü projenin bitme aşamasına geldiğini, 2023 yılı içerisinde Bazda mağaralarıyla birlikte iki projeyi hayata geçirmek istediklerini ifade eden Koç, yürüyüş yollarının da yapılmasıyla birlikte hanın ilkbahar döneminde misafirlerini ağırlamaya başlayacağını kaydetti.

12. yüzyıldaki haline dönüyor
Hanın proje müellifi ve bilimsel restorasyon danışmanı da olan Harran Üniversitesi (HRÜ) Mimarlık Fakültesi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Güler ise burayla ilgili 1991 yılından itibaren akademik çalışmalara başladıklarını, hanın kitabesine göre buranın Eyyubiler döneminde Hüsameddin Ali tarafından 1219-1220 tarihlerinde yaptırıldığını anlattı.

Güler, "Anadolu sınırları içerisinde günümüze kalmış tek Eyyubi hanıdır. Mimari olarak yapıyı incelediğimizde tipik bir Eyyubi hanıdır. Ortada yaklaşık 40 metreye 40 metre bir avlusu, avluya açılan kapılar ve kapıların arka tarafında koridor ile bu mekanlara da açılan insanların konaklamak için kullandıkları nişler bulunmaktadır. Ayrıca yapının her köşesinde birer köşe mekanı bulunur." dedi.

Güler, yapının uzun süre metruk olarak kalması yüzünden büyük bir kısmının yıkıldığını ve restorasyon çalışmalarının yaklaşık 2 yıl sürdüğünü aktararak, hanın restorasyonunun 12. yüzyıldaki özgün haline göre gerçekleştirildiklerini belirtti.

Tarihi mekanın hemen ön kısmında elle kazılmış 118 metre derinliğinde bir kuyunun bulunduğunu ifade eden Güler, şu anda içerisinde su bulunmayan kuyunun yapılacak çalışmalarla yeniden işlevsellik kazandırılabileceğini söyledi.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Lübnanlı Türkmenler asırlardır dillerini ve kültürlerini yaşatıyor

Lübnanlı Türkmenler asırlardır dillerini ve kültürlerini yaşatıyor