Bahadır Çoban / türkgün
ÇOCUKLARIMIZI İSTİSMARA KARŞI BİLİNÇLENDİRMELİYİZ
Çocuk istismarını önlemek için eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarının önemini vurgulayan MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Selim Yurdakul, "Çocukları korumak için cinsel sağlık eğitimleri müfredata eklenmeli, aileler de bu konuda eğitilmelidir" ifadelerini kullandı.
Soru: Çalıştayda, çocuk istismarı ve cinsel gelişim konularında önemli öneriler sundunuz. Örneğin, cinsel sağlık ve üreme sağlığı eğitiminin okul müfredatına eklenmesini öneriyorsunuz. Bu öneriyle hangi temel sorunlara çözüm getirmeyi hedefliyorsunuz? Bu eğitimin çocukların gelişimi üzerindeki muhtemel etkileriyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Cevap: Bildiğiniz gibi birçok bilinmezlik ve cahillik, beraberinde masum insanların zarar görmesine neden olabilecek elverişli koşulları oluşturur. Bilimsel çerçevesi oluşturulan ve yaş gruplarına özel eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarını çözümün bir parçası olarak öneriyoruz. Çocuk gelişimiyle birlikte yetişkin eğitimlerinin de cinsel sağlık ve üreme sağlığı hususlarındaki önemine dikkat çekiyoruz. Örneğin bir yaştan sonra üreme kapasitesinin azaldığını bilmeyen kadın ve erkekler hayatlarının bir dönemi geride kaldığında çocuk yapamayacakları gerçeğiyle karşı karşıya kalabiliyorlar. Yine cinsiyetsizleştirme ve LGBT propagandalarına maruz kalan çocuklar ve gençler, hayatlarının devam eden dönemlerinde sağlıksız dönemler geçirebiliyorlar ve bu dönemlerde istenmeyen ve üzücü sonuçların doğmasına neden olabiliyorlar. Bu ve bunun gibi nedenlerle toplum sağlığını geliştirmek maksadıyla cinsel sağlık ve üreme sağlığı eğitimlerini müreffeh ve mutlu Türkiye yolunda gerekli görüyoruz.
Çalıştayımızda Çocuk Cinsel İstismarı Hakkında Önerilerimiz 5 başlık altında toplandı: 1. Çocuk, Aile ve Toplumun Eğitimine Yönelik Öneriler. 2. Kanunların İşletilmesine Yönelik Öneriler. 3. Medya ve Sosyal Medyaya Yönelik Öneriler 4. Kurum ve Kuruluşlara Yönelik Öneriler. 5. Riskli Ailelere Yönelik Öneriler. Bu konuyu detaylı olarak okuyucularla paylaşmak isterim.
“ÇOCUKLARI İSTİSMARA KARŞI KORUMALIYIZ”
Çocuk, Aile ve Toplumun Eğitimine Yönelik Önerilerimiz şunlardır: Okul öncesi dönemde hali hazırda verilen eğitim müfredatına korunma eğitimleri ağırlıklı olmak üzere düzenleme yapılmalıdır. Çocuklara gelişim dönemlerine göre cinsellik eğitimlerinin verilmelidir. Bu eğitimlerin cinsel gelişime odaklanması çocuklara olası bir istismar ile karşılaştıklarında bildirmesi gereken kişi ve yerleri içeren eğitimler verilmesi elzemdir. Ailelerin konu hakkında eğitilmesi, Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği yapılması ve cami vaazlarında bu konunun ele alınması uygun olacaktır. Kamu spotları oluşturularak istismarın ne olduğu, korunma stratejileri, cezaların neler olduğunun medya-Devlet işbirliği ile hayata geçirilmesi gerekmektedir. Çocuklarla çalışmak zorunda olan meslek gruplarının meslek içi eğitimine çocuk istismarı eğitiminin eklenmesi ve müfredatlarına entegre edilmesi faydalı olacaktır.
“VERİLEN CEZALAR TOPLUM VİCDANINA UYGUN OLMALI”
Kanunların İşletilmesine Yönelik Önerilerimiz şunlardır; Davaların sonuçlanma süresinin en aza indirilmesi doğru olacaktır. Verilen cezaların toplum vicdanını rahatlatacak şekilde gerekirse yeniden düzenlenmesi ve verilen cezalarda indirime gidilmemesi sağlanmalıdır. Çocuk cinsel istismarı suçu işleyenlerin cezaları tamamlansa bile oluşturulacak bir sistem üzerinden takiplerinin yapılması gerekmektedir.
“ÇOCUK KORUMA PROGRAMLARI ETKİNLEŞTİRİLMELİ”
Medya ve Sosyal Medyaya Yönelik Önerilerimiz; Medyada haberlerin ele alınış şeklinin medya etiğine uygun olması ve denetlenmesi ve olayların ayrıntılarının verilmemesi tercih edilmelidir. Haberlerde ve sosyal medya gibi mecralarda istismar ifade ve mahkeme kayıtlarının açık olarak paylaşılmaması uygun olacaktır. Çocuk koruma programlarının kullanımının topluma anlatılması ve internet sağlayıcıları tarafından kullanımın zorunlu tutulması ve kontrolünün sağlanması gerekmektedir. Sosyal medya, internet üzerinden uygunsuz, müstehcen yayın yapanlara ciddi yaptırımlar uygulanması, para ve hapis cezaları verilmesi sağlanmalıdır. Çocuk oyunlarının denetlenmesi, şiddet, cinsellik barındıran oyunlara erişimin engellenmesi, ailelerin bu hususta bilgilendirilmesi şarttır.
“ÇOCUK İZLEM MERKEZİ”
Kurum ve Kuruluşlara Yönelik Önerilerimiz: Çocuk cinsel istismarı konusunda aktif olarak görev olan tüm birimlerin tek bir merkez kurularak, o merkez aracılığıyla yönetilmesi ve koordine edilmesi gerekmektedir. ÇİM (Çocuk İzlem Merkezi) tüm illerde kurulması, nüfus yoğunluğuna göre sayılarının düzenlenmesi uygun olacaktır.
“RİSK GRUBU AİLELER”
Riskli Ailelere Yönelik Önerilerimiz: Risk grubu ailelerin belirli aralıklarla denetlenmesi, tıbbi ve sosyal yardım almalarının sağlanması uygun olacaktır.
UYUŞTURUCUYLA VE YENİ BAĞIMLILIK TÜRLERİYLE MÜCADELE
Soru: Uyuşturucu bağımlılığı, yalnızca bireylerin sağlığını değil, çocukları, aile birliğini ve toplumsal güvenliği tehdit eden, aynı zamanda suç ve şiddeti besleyen çok yönlü bir tehlike. Bu büyük tehdide karşı MHP olarak, ailelerin ve çocukların korunması adına ne tür önleyici politikalar öneriyorsunuz?
Cevap: Uyuşturucu ve Türk milletini yıpratan tüm bağımlılıkları dikkatle izliyoruz ve hem önleyici hem de bilgilendirici çerçevede faaliyetler yürütüyoruz. Bir sağlıkçı olmamın da etkisiyle uyuşturucuların insanların bedenlerini ve zihinlerini ne hale getirdiğini çok iyi biliyorum. Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanım yaşının oldukça düşmüş olduğunu ifade eden Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli; “Hepimiz kafa kafaya verip seri ve sert önlemleri almakla yükümlüyüz” diyerek bizlere ve ülkemize çözüm yolunu göstermektedir. Nitekim Liderimizin takdirleriyle milletvekili olarak büyük Türk milletine hizmet ettiğim 26. yasama döneminde uyuşturucu madde bağımlılığı ve yeni bağımlılık türlerinin araştırılarak bağımlılığın nedenlerinin ve alınacak tedbirlerin tespit edilmesi maksadıyla kurulan Meclis Araştırması Komisyonunda Milliyetçi Hareket Partimizi ve hassasiyetlerimizi temsil etme şansı buldum. Bu komisyonda uyuşturucunun üretimi, ticaret yolları, terörle uyuşturucunun bağı, toplumu yozlaştıran ve aileye onarılması güç zararlar veren madde bağımlılığını görüştük ve bir rapor hazırlayarak milletimizin hizmetine sunduk.
İfade ettiğiniz gibi Aile Kurumu Çalıştayımızda da hem madde bağımlılığının hem de daha geniş bir perspektifte yeni bağımlılık türlerini masaya yatırma fırsatımız oldu. Aile kurumunu, toplum sağlığını etkileyen uyuşturucu madde bağımlılığını, dijital bağımlılığı hatta alışveriş bağımlılığını dahi değerlendiren çalıştay katılımcılarımızla birlikte birçok boyutta Türk milletini koruyup kollayacak önerileri geliştirip kayda aldık. Bilindiği gibi MHP, daima ülkesini ve milletini gözeterek düşünür; aklımız da, gönlümüz de “Önce Ülkem ve Milletim” diyerek çalışır. Bu çerçevede hukuk masamızda ortaya konulan cezaların caydırıcılığının sağlanması konusunda çok kararlıyız. Dijital bağımlılık gibi tehditleri bertaraf etmek üzere spor yapan, aktif yaşayan, sağlığını koruyan, çevresine ve milletine duyarlı nesiller yetiştirme ülkümüzü milletimizle paylaşıyoruz.
“EBEVEYN FARKINDALIĞINI ARTIRMALIYIZ”
Örneğin Ebeveyn Farkındalığı programlarımızla tehdidi daha ortaya çıkma aşamasında yani tehdidi, henüz daha başı küçükken ezmek üzere büyük bir kararlılık gösteriyoruz. Buna göre uyuşturucu ile mücadele kapsamında devletin sağlamış olduğu tüm hizmetlerin ebeveynlere farkındalık programları içerisinde tanıtılması, Kamunun Bilinçlendirilmesi hususunda; Tanıtım videoları ve sosyal medya ile toplumun bilgilendirilmesi, Gençlerin Eğitimi başlığında; Akran eğitimi ve riskli grupları hedef alan özel eğitim modüllerinin meydana getirilmesi ve davranışsal bağımlılıkla mücadele merkezlerinin kurulması gibi bilimsel yaklaşımlar ortaya koyuyoruz. Hiçbir vatandaşımızı çakallara yem etmeyeceğiz ve bunu da cezalandırma ile kolluk denetim ve operasyonlarını da denkleme dahil ederek bilimsel çerçevede dayanıklı bir Türk toplumu oluşturma ülkümüzün bir gereği olarak kamuoyuyla paylaşıyoruz.
“DİJİTAL BAĞIMLILIK TEHLİKESİ”
Madde bağımlılığının yanı sıra dijital bağımlılığın da Aile birliğini sarsan ve ülkemizin altını oyan bir unsur olarak görüyoruz. Burada çok ciddi ve tehlikeli bir düşman var; Liderimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, bu tehdidi yıllar önce ifşa etti ve dedi ki; “Türk aile yapısı, bugün kitle haberleşme vasıtalarının saldırısına, çok cepheli tahribatına maruzdur. Kuşkusuz buna karşı yasal tedbirler geliştirmek zorundayız.” Kitle haberleşme araçları, eskiden gazete, kitap ve televizyondu, bugün ise sosyal medya platformları, kısa videolar, capsler, dijital oyunlar…vs şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu noktada bilinçli ve temkinli olmakta fayda görüyoruz. Niyetimiz Türk milletini bu yeni medya ve dijital mecralarda bilinçlendirecek önlemleri, hukuki ve kanuni yaklaşımları belirlemektir. Nitekim çalıştayımızda oldukça kapsamlı değerlendirmeler yapılarak çözüm yolları görüşülmüştür. Burada bakışımızın yasakçı paydada değil, bilimsel gerçekler ve gözlemler ile milletimizi koruma refleksi paydasında şekillendirdiğimizi ifade etmek isterim. Ortada ciddi bir tehdit, yıkılan ve dağılan aileler, toplumla uyumsuz yetişen ve belki de güvenlik anlamında milletimize tehdit oluşturabilecek yönde gelişen bireyler söz konusu olabilmektedir. Teknolojiyle mücadele etmek yerine teknolojiyi insan yararına olacak şekilde kullanmak ve bununla ilgili farkındalık oluşturmanın önemli olduğunu gördük. Bu çerçevede: Amaçlı ve sınırlı kullanım, Güvenli ve sorumlu kullanım, Bilgili ve faydalı kullanım ile birlikte Bilinçli ve işlevsel kullanım yöntemini toplumumuza tavsiye ediyoruz ve bu hususta eğitim, destek ve bilinçlendirme kampanyaları meydana getiriyoruz. Bağımlılıkla mücadeleyi ülkemizin müdafaası olarak gördüğümüz için bu hususta her yönden hazır olmayı amaçlayarak çalışıyoruz; vücut sağlığı, ruh sağlığı, aile birliği, terörün finansmanında uyuşturucu ve ekonomik riskler… Hem çalıştayımızda hem partimizin ilgili kurullarında hem de sağ olsunlar Ülkü Ocaklarımızla da birlik ve beraberlik içinde çözümler geliştirdik ve geliştirmeye de devam ediyoruz.
“AİLENİN KORUNMASI KÜRESEL BİR TALEPTİR”
Soru: Aile kurumunu evrensel boyutta muhafaza etme amacıyla “Dünya Aile Ajansı”nın kurulmasını öneriyorsunuz. Ayrıca, Türk Dünyası Aile Koordinasyon Merkezi’nin kurulması önerinizle Türk dünyasının ortak aile değerlerini koruma amacını vurguluyorsunuz. Bu girişimlerle ne tür etkiler yaratmayı hedefliyorsunuz?
Cevap: Türk milleti, karakter olarak öncü ve fatih refleksleri olan, aynı zamanda imkanları ölçüsünde mazlum toplumların da yanında olan bir millettir. Dolayısıyla bu yeni dünyanın getirdiği risk ve tehditler karşısında öncü ve girişken politikalarımızla sadece kendi milletimizin değil diğer milletlerin de huzur, güvenlik ve esenliğine faydalı işler ortaya koymamız çok doğal. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin siyaset anlayışı ve politikaları, küresel barış ve huzurun temininde de önemli izler bırakmıştır. Aile Kurumu Çalıştayımızda ortaya konan Birleşmiş Milletler bünyesinde İstanbul merkezli olarak faaliyet gösterecek “Dünya Aile Ajansı” fikrinin ortaya konulmuş olması milletimizin öncü karakterinin bir sonucudur. Doğu ve Batının köprüsü olan ve Fatih Sultan Mehmet ile fethedildikten sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurtuluş mücadelelerimiz sonucunda yeniden kurtardığımız bu kadim şehrimizde tüm milletlerin ve aile kurumunun korunup güçlendirileceği kurumsal bir yapının ortaya konulmuş olması gayet doğaldır. “Türk, beklenendir.” ifadesi her çağın ve mazlumların sağduyusunu, gönlünden ve aklından geçeni ima eder. İşte biz de, Aile Kurumu Çalıştayında yalnızca kendi milletimiz için değil, LGBT propagandasından uyuşturucu özendirisine, ahlaki erozyona neden olan popüler kültür unsurlarından, yıkıcı boyutlarda kültürel ve demografik eksen kaymalarına neden olabilen göç simsarlarına kadar yeni dünyada milli ve aile hassasiyeti olan geleneksel değerleri tehdit eden odaklar ile başa çıkabilmek, toplu bir mücadeleyi gerekli kılmaktadır. Bugün MHP olarak ifade ettiğimiz ailenin korunması ve güçlendirilmesi hususlarındaki dertlerimiz ve tasalarımız aslında küresel bir talep ve ihtiyaç durumuna gelmiştir. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler, bu hususta ortak bir platform oluşturup ve yeni dünyada aile kurumunu ayakta tutma misyonunu üstlenebilir diye düşündük. Geleneksel değerleri ve yeni dünyanın ihtiyaçlarını en iyi anlayan milletlerden biri de Türk milletidir. Bu çerçevede böyle bir girişimde öncü olmamız da bunun bir neticesidir. Yine Türk Dünyası Aile Koordinasyon Merkezi’ni de benzer bir bakışla seslendirdik. Tabi Türk dünyasının anlamı bizim için çok daha farklı; burada kendi akrabasının iyiliğini isteyen bir aile büyüğü gözünden bakıyoruz ve hem Türk dünyasını hem de akraba milletleri ve toplulukları ayrıca ve özenle bir araya getirmeyi arzuluyoruz.
YARIN
Sağlıkta entegre basamak sistemi
Yaşlılığa saygı ve yaşlı bireylerin bakımı