Ruh sağlığı çağımızın hastalığıdır ve zannedilenin çok ötesinde bir tehdit ve tehlike içermektedir. Ülkenin her sorununda olduğu gibi, bu vahim gidişatı da ilk gören, uyaran ve tedbir öneren, yine sayın Devlet Bahçeli olmuştur.

Toplumsal çürümenin çok tehlikeli noktalara geldiğini, neredeyse her gün yaşanan dehşet verici gelişmelerle izliyoruz. Aslında bu sorun bütün dünyada ciddi bir noktaya ulaşmıştır. En medeni ülkelerde dahi, dehşet veren haberler alıyor, görüntüler izliyoruz. Bu duruma gelinmesinin çok çeşitli sebepleri var. Bunları uzmanları uzun uzun anlatıyor. Bize göre, Allah korusundan örf ve adetlere, aile bağlarından sevgi ve saygıya, iş ve aş arayışlarından hayattan beklentilere kadar, toplumsal fren mekanizmalarını oluşturan değerlerin ağır hasar almasının bunda çok yüksek payı vardır.

TEHDİT VE TEHLİKE

Ruh sağlığı çağımızın hastalığıdır ve zannedilenin çok ötesinde bir tehdit ve tehlike içermektedir. Türkiye’de ruhsal sorunu olanların yalnızca yüzde 14’ünün herhangi bir uzmana müracaat ettiği belirlenmiştir ve bu oran son derece düşüktür. Çoğalan intiharlar, yaygın bir hal alan antidepresan ilaç kullanımı tehlikeli düzeydedir. Şiddet vakaları, kadın cinayetleri, eften püften meselelerdeki derin anlaşmazlıklar tehdit edici bir seviyededir. Mutlaka tedbir almak ve bu hazin gidişatı durdurmak zorundayız. Ülkenin her sorununda olduğu gibi, bu vahim gidişatı da ilk gören, uyaran ve tedbir öneren yine sayın Devlet Bahçeli olmuştur.

YASAYA İHTİYAÇ VAR

Sayın Bahçeli, daha önce çeşitli vesilelerle bu konuda birçok değerlendirme yapmış ve tehlikeye dikkat çekmişti. Son grup konuşmasında, son dönemlerde yaşanan olayları hatırlattı ve “günümüzün karmaşıklaşan hayat şartlarında, vatandaşlarımızın maddi ve manevi sorunlarının yanı sıra ruhsal olarak da zorluk çektiğini görüyor ve değerlendiriyoruz. Kaldı ki, ruh sağlığı hizmetleri alanında hizmet alan, hizmet veren insanlarımızın ağırlaşan problemlerinin farkındayız.” Sözleriyle, meseleyi siyasetin gündemine taşıdı. Bu kadarla da kalmadı, “Tüm bu sorunlarla şuurlu, programlı ve etkili şekilde başa çıkabilmek için; hakların, sınırların, yetkilerin açık ve net olarak belirlendiği bir toplumsal sözleşmeye, diğer bir ifadeyle Ruh Sağlığı Yasasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz” diyerek, ne yapılması gerektiğini ortaya koydu.

TEKLİF HAZIR

Bu ciddi sorun ve net önerinin, bazı zavallılar tarafından anlaşılamadığını veya kasıtlı biçimde istismar edilmek istendiğini ibretle izledik. Sayın Bahçeli’nin önerisi, aslında önce bu ruh hastalarını yakından ilgilendiriyor, ama farkında değiller. Gelişmiş ülkelerin tamamında, gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda söz konusu yasa vardır ve yürürlüktedir. Türkiye’de bu alandaki boşluğun doldurulması için MHP sadece tespit yapmakla kalmamış, gereği için harekede de geçmiştir. Aile, Kadın ve Engellilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sayın Deniz Depboylu Hanımefendinin hazırladığı kanun teklifin en kısa zamanda yasalaşması bu eksiği telafi edecektir ve sayın Bahçeli’de bu temennisini dile getirmiştir.

GİZLİ VE GİZEMLİ ELLER DEVREDE

Bu tehlikeli gidişatın bir başka boyutu da, tahrik ve istismarlara açık bulunması ve daha vahim sonuçlar doğurmaya müsait olmasıdır. Çok hayati bir seçimin arifesindeyiz. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri, özellikle zilleti oluşturanlar tarafından amacından saptırılmış ve bir kaos ve kriz arayışının vesilesi haline getirilmiştir. Sayın Bahçeli, bu tehlikeye de parmak basmış, kavga, kargaşa ve kutuplaşmanın özel olarak kurgulanıp toplumsal bünyeye zerk edildiğini, gizli ve gizemli ellerin devrede olduğunu, sosyal dokumuzu bozmak, siyasi dengemizi baltalamak, toplumsal huzurumuzu boğazlamak için biteviye tezgâh ve tertipler imal edildiğini anlatmıştır. 1 Nisan sabahı için hazırlık yapıldığını, toplumsal uyum ve düzenin mukavemetini kırmanın amaçlandığını hatırlatmış ve en küçük bir kıvılcımın nelere yol açacağının, nasıl bir yıkım ve enkaza kapı aralayacağının doğru yorumlayıp, buna uygun tedbir geliştirmenin bir zaruret olduğunu söylemiştir.

ZAMAN KAYBETMEYELİM

Bu konu daha fazla göz ardı edilemez, duymazdan, bilmezden gelinemez. Dikkate alınmak, tedbir geliştirmek daha fazla zaman kaybetmemek gerekiyor. Ruh Sağlığı Yasasını çıkarmak çok iyi bir başlangıç olabilir. Sonrasında neler yapılabileceği, işin uzmanları ile görüşülerek şekillendirilebilir. Kesin olan, toplumsal çürümenin çok tehlikeli boyutlara ulaştığıdır ve bunun böyle devam edemeyeceğidir.