Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı yazılı açıklamada, burundan sprey olarak uygulanan 'İntranazal Covid' aşısında çok yakında Faz 1 çalışmalarına başlanacağını duyurdu. Koca, Türk bilim insanlarının girişimi sonuçlanırsa bu aşıda üretim verimliliğinin çok yüksek olacağını, 1 tesiste yılda 250 milyon doz üretilebileceğini kaydetti.
"Canlı bir aşı olması lazım"
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, İntranazal Covid aşısına ilişkin DHA'ya değerlendirmede bulundu. Prof. Dr. Ceyhan, pandemi aşılarında ilk sıraya konulan hedefin salgını bitirmek olduğunu belirtti. Pandemiyi bitirebilmenin en kolay yolunun da bulaşı önlemek olduğunu vurgulayan Ceyhan, "Bulaşın engellenmesi için canlı bir aşı olması lazım. Ancak canlı koronavirüs aşısını geliştirmek 3 yıldan önce mümkün değil. Canlı olan; ama içindeki koronavirüs canlı olamayan vektör aşılar var. Adenovirüs canlı ve sadece koronavirüsün dikenli yapısının geni var." dedi.
Tek aşı adayı olarak görülüyor
Ceyhan, "Yakın bir sürede bulaşı engelleyebilecek tek aşı adayı 'İntranazal Covid' aşısı gibi görünüyor. Pandemi aşısında bir başka önemli şey, kolay ulaşılabilecek, kolay üretilebilecek, uzun süre dayanabilecek. Dolayısıyla birçok kullandığımız aşı bu özellikleri taşımıyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Ceyhan, geçen yılın sonundan bu yana bu aşı üzerinde çalışmalar olduğunu ifade ederek, "10'un üzerinde grup bu aşı üzerinde çalışıyor. Bu gruplardan birisi 10 Ocak'ta Faz 1 çalışmalarına başladı. Bu eğer başarılabilirse pandemi aşılamasına büyük kolaylık getirecek. Burada tek problem 3-5 firma tarafından üretilirse yine aşı temininde sıkıntı çekilecek. Şimdiden İntranazal aşı geliştiren firmalar ile devletler görüşmelerine devam ediyor, başarılı aşı çıkarsa şimdiden bağlantılarını yapmaya çalışıyorlar" diye konuştu.
'En ideal intranazal aşı'
Prof. Dr. Ceyhan, inaktif aşıların güvenlik problemi az olan aşılar olduğunu belirterek, "Ama sıkıntı daha çok etkinlik ile ilgili. Ölü virüs vücutta çoğalmadığı için sizin verdiğiniz miktarla ne elde ediyorsanız o kadar etkili oluyor. Virüs ağızdan, burundan giriyor. Biz de eğer aynı yolla bağışıklık geliştirirsek o zaman daha girişinde önlemiş oluruz virüsü. Biz kas içine aşı ile ne yapıyoruz; virüs ancak kana geldikten sonra etkili olabilecek antikorlar salgılatıyoruz. Halbuki burun içine uygulanan İntranazal aşıda 'immünoglobülin A' dediğimiz mukozayı da koruyan antikorları da salgılatıyoruz, hücresel bağışıklık da geliştiriyoruz, 'immünoglobülin G' de geliştiriyoruz. Baktığımız zaman teorik anlamda en ideal aşı İntranazal aşı" ifadesini kullandı.
'Aşılananın, virüsü başkasına bulaştırmasını engelliyor'
Prof. Dr. Ceyhan, İntranazal Covid aşısının avantajlarına ilişkin şunları söyledi:
"Oda sıcaklığında taşınabiliyor ve saklanabiliyor. Burundan verildiği için virüsün direkt vücuda girmesini engelleyebiliyor. Diğer aşıların, kan hücreleri ile karşı karşıya gelene kadar hiçbir etkisi yok. Dolayısıyla aşılı kişilerin virüsü alıp başkalarına bulaştırmasını da engelliyor. Bu şu ana kadar üretilen aşılar ile başarılmış bir şey değil. Uygulaması çok kolay, araya enjektör girmiyor. Burun spreyleri ile kişi kendisi bile uygulayabiliyor. Aşı kararsızlığını azaltıyor; birçok insan enjeksiyon korkusu nedeniyle aşı olmak istemez, bunu ortadan kaldırıyor. Eğer yeteri miktarda üretilirse kısa sürede çok fazla kişinin aşılanma şansı var. Çok rahatlıkla bir sağlık kurumuna gidip oradakilerin tamamını elinizdeki bir sprey ile aşılarsınız. Tek doz ile aşılanıyor, iki doz kullanılmıyor. İntranazal Covid aşısı 7-8 aydan önce mümkün değil."