Türkgün Sağlık Karpuz büyüklüğündeki tümör göğsünü patlattı

Karpuz büyüklüğündeki tümör göğsünü patlattı

Denizli’de aylarca göğsündeki karpuz büyüklüğündeki tümörle yaşayan kadın, korktuğu için doktora gitmedi. Alternatif tedavilere yönelen kadın, göğsünü patlatan tümör sebebiyle kan kaybından ölmek üzereyken yapılan başarılı operasyonla kurtarıldı.

Denizli’de aylarca göğsündeki karpuz büyüklüğündeki tümörle yaşayan kadın, korktuğu için doktora gitmedi. Alternatif tedavilere yönelen kadın, göğsünü patlatan tümör sebebiyle kan kaybından ölmek üzereyken yapılan başarılı operasyonla kurtarıldı.

KAYNAK: İHA

Denizli’de yaşayan 57 yaşındaki Fatma Özen, 5 ay önce göğüs bölümünde yaşadığı ağrı ve leke görüntüsüne rağmen hekime başvurmadı. Ağrılarının hızla artması ve sağ göğsünde hızla büyüyen bir kitlenin olduğunu fark eden kadın, uzmana başvurmak yerine bitkisel tedavi yöntemlerine yöneldi. Hekimlerden tepki alacağından endişe eden Özen, ağrıların dayanılmaz hale gelmesi ve kanamanın başlamasının ardından en yakın hastaneye başvurdu. Yapılan tetikler sonucunda sağ göğünde tümör olduğunu öğrenen Özen, kentin farklı noktalarındaki hastaneleri kapı kapı gezmeye başladı. Derdine derman aradığı sırada halsizlik ve yoğun kan kaybı yaşayan Özen, bir hekimin önerisi üzerine Genel Cerrahi Uzmanı Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İmdat Koçberber ile tanıştı. Op. Dr. Koçberber tarafından çok acil bir ameliyata alınan kadın, göğsünü patlatan 20 santimlik tümörden kurtularak sağlığına kavuştu.

“KİTLENİN DEVASA BOYUTTA ULAŞTIĞINI VE 20 SANTİMETRE OLDUĞUNU GÖRDÜK”

Karpuz büyüklüğündeki kitlenin tamamen temizlendiğini ve başarılı bir ameliyat yapıldığını ifade eden Op. Dr. İmdat Koçberber, “Hastamız yaklaşık 10 gün önce kliniğimize başvurdu. Bütün göğsünü kaplayan açık yara halinde ve aktif kanamalı bir kitlesi vardı. 3-4 ay önce göğüs bölgesinde kütlenin hızla büyüdüğünü, değişik doktorlara gittiğini ve netice alamadığı ortaya çıktı. Belli süre geçmesi nedeniyle tedavide geç kalınmış ve hiçbir hekimin yanaşmadığını öğrendik. Çok şiddetli kanaması vardı. Hastamızın küçük bir parçasını alıp, patolojik incelemesini yaptıktan sonra kitlenin alınmasına karar verdik. Hızlıca yapılan işlemlerin ardından kitlenin devasa boyutta ulaştığını ve 20 santimetre olduğunu gördük. Meme bölgesini tamamen zarar verdiği ve kanama sorununu ortaya çıkardığını tespit edilmesinin ardından zor da olsa kitle ve kalıntılarının tamamını temizledik. Göğsünü başarılı çalışma ile kapatmayı başarabildik” dedi.

“YÜZDE 1’DEN AZ GÖRÜLEN VE HIZLI BÜYÜYEN MEME TÜMÖRÜ OLDUĞUNU TESPİT ETTİK”

Literatürde bu hastalığa çok az rastladıklarını ve bu boyutta ilk defa tümör gördüklerini anlatan Op. Dr. İmdat Koçberber, “Patolojik incelemesi sonucunda bütün meme tümörlerini çok nadir cinsi olan sistosarkoma olduğunu gördük. Çok nadir olan, yüzde 1’den az görülen ve hızlı büyüyen meme tümörü olduğunu tespit ettik. Hastamızın durumu şu anda çok iyidir. Literatürde bu tür meme türlerinde yaklaşık 10-15 santim büyüklüğünde olanlara dev tümör demekteyiz. Hastamızdaki tümör ise 20 santim büyüklüğünde olup, oldukça boyutu büyüktü. Burada önemli olan kadınlarımızın göğüslerinde herhangi bir kitle ya da kızarıklık olduğunda bunu önemsemeleri ve kısa sürede doktora başvurmaları gerekiyor. Bu boyutlara ulaşmadan gerekli tedavileri yapmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

“DOKTORA GİTTİĞİMDE KIZACAKLARINI DÜŞÜNDÜM”

Hemcinslerine meme kanseri ve tümörleri konusunda uyarıda bulunan Fatma Özen ise bu tür rahatsızlıklarını geciktirmemelerini isteyerek, “5-6 ay kadar önce göğüsüm de bir siyahlık başladı. İlk başta önemsemedim ve bir kaç ay sonra karpuz kadar büyüdü. Ağrılarım çok oldu ve biraz sabrettim. Çünkü doktora gittiğimde kızacaklarını düşündüm. Bir gün kanamalarım başladı ve durmayınca acile gittim. Olayın boyutunu öğrendim ve 3-4 hastane gezdim kimse bir şey yapamadı. Sonra kanamam çok olduğu için halsizleştim ve tekrardan doktora gittim. Gittiğim hekim başka bir hekimi önerdi. Bana çok iyi davrandı, hiç azarlamadı ve yargılamadı. Kaybettiğim kanı verdi ve ameliyat sonrası 2-3 güne ayaklandım. Allah ondan razı olsun. O boyutta bir şey yapılamayacağını bildiğim için beklemeyi ve kendi kendime patlamasını tercih ettim. En son patladı ve kanamalarım oldu. Kadınlara mutlaka kitleleri küçükken ve hızla yayılmadan doktorlara gitmelerini tavsiye ediyorum” diye konuştu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün İslam ve Ahlak Kaza Namazlarında Ezan ve Kamet Şart mı? İşte Merak Edilen Diyanet Görüşü

Kaza Namazlarında Ezan ve Kamet Şart mı? İşte Merak Edilen Diyanet Görüşü

Kaza namazlarında ezan ve kamet okunması gerekir mi? Diyanet, bu sıkça sorulan dini meseleye açıklık getirdi. İşte detaylar...

Kaza namazlarında ezan ve kamet okunması gerekir mi? Diyanet, bu sıkça sorulan dini meseleye açıklık getirdi. İşte detaylar...

MUHABİR: Eylül Şahin

Vakti geçip kılınamayan namazlar, kaza edilerek telafi edilirken bazı sorular da beraberinde geliyor: Kaza namazlarında ezan okunur mu? Kamet getirmek gerekir mi? Diyanet İşleri Başkanlığı, bu konuda önemli bir açıklama yaptı. İşte detaylar…

🕌 Kaza Namazı Nedir ve Neden Kılınır?

İslam’da beş vakit namazın her biri belirli zaman dilimlerinde kılınmakla yükümlüdür. Ancak çeşitli nedenlerle bu vakitler kaçırılabilir. Bu durumda Müslümanlar, dini sorumluluklarını yerine getirebilmek için “kaza namazı” kılar. Kaza namazı, geçmişte kılınamayan farz namazların sonradan telafi edilmesi anlamına gelir.

📢 Kaza Namazlarında Ezan ve Kamet Getirmek Gerekir mi?

Diyanet İşleri Başkanlığı, bu konuda sıkça sorulan "Kaza namazında ezan ve kamet getirmek gerekir mi?" sorusunu net bir şekilde yanıtlıyor:

🔹 Ezan ve kamet, vaktin değil namazın sünnetidir.
Bu sebeple kaza namazı kılarken de ezan ve kamet sünnet olarak uygulanabilir.

🔹 Kaza namazı ezansız ve kametsiz de geçerli olur, ancak eksik olur.
Yani bu sünnetleri terk ederek de kaza namazı kılınabilir fakat dini bakımdan eksik bırakılmış olur.

🔹 Birden fazla kaza namazı kılınacaksa:

Her bir namaz için ayrı ayrı ezan ve kamet getirmek daha faziletlidir.

Ancak yalnızca bir kez ezan okunup, her kaza namazı için ayrı kamet getirilmesi de yeterli görülür.

Kaynak: (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 57-58)

📌 Kamet Nasıl Getirilir?

Kamet, namazın başlayacağını haber veren ve ezana benzer ifadeler içeren bir uygulamadır. Ezandan farklı olarak şu cümle eklenir:

"Kad kâmeti’s-salât" (Namaz başlamıştır)

Kamet, cemaatle ya da bireysel olarak kılınacak farz namazlardan hemen önce getirilir ve sünnettir. Özellikle kaza namazlarında da bu sünneti yerine getirmek, ibadetin ruhunu ve düzenini korumak açısından önem taşır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *