22 Kasım 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Siyaset MHP Lideri Bahçeli: Herkes ayağını denk alsın

MHP Lideri Bahçeli: Herkes ayağını denk alsın

MHP lideri Bahçeli, "Bizi hedef alarak, İmralı canisinin mektubundan medet umduğumuzu bırakınız iddia etmeyi, akıldan geçirmek dahi alçaklıktır, arsızlıktır" dedi.

11 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
MHP Lideri Bahçeli: Herkes ayağını denk alsın

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "İP’in başındaki şahıs mitili İmralı’ya attığımızı söylediğine göre buna şahit olmuştur. Ya İmralı’da nöbete girmiş, ya Pensilvanya’dan sufle almış, ya da aklını ve anılarını bedeli mukabilince efendilerine devretmiştir. HDP’yi Kürt siyasi hareketi diyen tarif eden, partisine teröristbaşının hayranlarını dolduran, yanına aldığı eski arkadaşlarımızı kandırıp işi bittikten sonra yarı yolda sağa sola saçan vefasız, vasıfsız ve vakursuz bir şahsiyetin bize söz söylemesi yalnızca kuru gürültü, nafile çırpınıştır. CHP’nin uydusu haline dönüşen İP’in çatısı çürüyeli, omurgası çökeli epey zaman olmuştur" ifadelerini kullandı.

Milliyetçi Hareket Partisi’yle teröristler arasında en küçük bağ kurmanın bile bühtan da öte İblis’in oyununa gelmek, günahkarlığa kul köle olmak anlamına geleceğini belirten Bahçeli, "Ne ibret verici bir gerçektir ki, teröristbaşının mektubuna ne CHP’den, ne İP’ten en ufak bir tepki gelmemiş, bu tek yumurta ikizleri çıtını bile çıkaramamışlardır. Teröristbaşının mektubundan siyasi fayda uman namerttir, umdu diyen namerttir, mektuptan daha önce haberdar olduğumuzu söyleyenler ise hezeyan ve hüsran bataklığında çırpınan satılık kalemlerdir" diye konuştu.

Türkiye'nin 23 Haziran’da dünyaya bir demokrasi dersi verdiğini, ancak İstanbul ehline emanet edilmediğini kaydeden Bahçeli, "Bunun sonuçlarını da ilerleyen dönem ve yıllarda görmemiz kuvvetle muhtemeldir. CHP Genel Başkanı korku tünelinde bocalamaya, patinaj yapmaya, kaygı türbülansına girmeye çoktan başlamıştır. Artık bundan sonra Ekrem İmamoğlu Kılıçdaroğlu’nun tepesinde keskin bir kılıç gibi sallanacak, kabuslar görmesine yol açacaktır" diye konuştu.

Bahçeli, "Dağda kovalanan teröristler İstanbul ve diğer büyükşehir belediyelerine çöreklenemeyecek, buna devlet umuru, millet şuuru izin vermeyecektir. Bu itibarla herkes ayağını denk almalıdır. Siyasi paçozluğa, siyaset palyaçoluğuna müsaade olmayacaktır. Yedi dakikada domuz eti tüketmekle övünenlerin bizim üzerimizden nefret yarışına girmeleri terbiyesizliktir" dedi.

ABD ister beğensin, ister beğenmesin, S-400’lerin alınmasının hakikaten bir var oluş meselesine dönüşmüştüğünü anlatan Bahçeli, "S-40O gelecek, Türkiye’nin milli güvenliği için kullanılacaktır. ABD sorumsuzdur, kontrolsüzdür, duyarsızdır, saygısızdır. Diğer taraftan Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin deniz egemenlik sahasına ve haklarına yönelik mütecaviz söz ve eylemlere her gün bir yenisi eklenmektedir. Sabrımız taşma noktasındadır. Yunan hükümeti bilmelidir ki, Akdeniz ve Ege’de önümüzü kesecek bir korsan henüz anasından doğmamıştır" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bizi hedef alarak, İmralı canisinin mektubundan medet umduğumuzu bırakınız iddia etmeyi, akıldan geçirmek dahi alçaklıktır, arsızlıktır" dedi. MHP lideri Bahçeli partisinin grup konuşmasında İstanbul seçimleri ve gündemdeki meselelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Milliyetçi Hareket Partisi hiçbir taahhüdünü unutmadığını anlatan Bahçeli şöyle konuştu: "Canlı bir muhayyilemiz, cesur ve cevval bir mücadelemiz vardır. Millete hizmet aşkıyla dolu bir hayat ve siyaset çizgimiz vardır ve bilinmektedir. Bizim çizgimizde eğrilik, kırıklık, zikzak, yamukluk görülmemiş, görülemeyecektir. Dün neysek bugün de oyuz. Nitekim yarım asrın onuruyuz. Müspet istikamette değiştik, geliştik, büyüdük, ama öz değerlerimizden kopmadık, başkalaşma girdabına düşmedik. Çıkarcılığa heves edip başka kapılara yüz sürmedik. Çetin imtihanlardan korkup ülkülerimizin rotasından savrulmadık. Mert olduk, metanetimizi koruduk. Siyaseti adam gibi yaptık, ilkelerimizin yörüngesinden, ahlakın çemberinden asla çıkmadık. 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Seçimi sürecinde neye inanıyorsak, neyi doğru buluyorsak, ülkemiz ve milletimiz için neyin hayırlı ve haysiyetli olduğunu düşünüyorsak tavrımızı ve duruşumuzu buna göre belirledik. Tarafımız belliydi, tarzımız bilinmekteydi. Hakikat neredeyse biz orada olduk."

İBLİS'İN OYUNUNA GELDİLER

Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: "İstanbul’a bir mitil attık, gelin görün ki, alayı birden toz toprak gibi havaya kalktı. Fitilini Kandil terör yuvasının, Pensilvanya ihanet şebekesinin ateşlediği karanlık güruhun Milliyetçi Hareket Partisi’nin hakkını teslim etmesi dünyanın tersinden dönmesini beklemek kadar abestir, zaman kaybıdır. İP’in başındaki şahıs mitili İmralı’ya attığımızı söylediğine göre buna şahit olmuştur. Ya İmralı’da nöbete girmiş, ya Pensilvanya’dan sufle almış, ya da aklını ve anılarını bedeli mukabilince efendilerine devretmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi’yle teröristler arasında en küçük bağ kurmak bile bühtan da öte İblis’in oyununa gelmek, günahkarlığa kul köle olmaktır. Bizi hedef alarak, İmralı canisinin mektubundan medet umduğumuzu, bu mektubu aklamaya çalıştığımızı, bu mektuba zımnen göz yumduğumuzu bırakınız iddia etmeyi, akıldan geçirmek, rüyada görmek, hayalini kurmak dahi alçaklıktır, arsızlıktır."

HDP KANDİL'İN APARATI

Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim söylediğimiz şudur: HDP, Kandil’in aparatı ve siyasi aracısıdır. Ha HDP, ha Kandil, bunların aralarında fark yoktur. HDP’nin Zillet İttifakı’nın içinde olması, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayına destek mesajları teröristbaşı tarafından kabul görmemiştir. Edirne’de yatan terörist Demirtaş, İmralı’da cezasını çeken teröristbaşı ve Kandil’deki ihanet yuvası arasında yeşeren ve yayılan çelişki ve çatlaklar bir bakıma PKK’nın çözülme sürecinde olduğunun işareti olarak değerlendirilmelidir. Öcalan canisi bile HDP’ye tarafsızlık çağrısı yapıyorsa elbette bunu görmezden, duymazdan gelemezdik. PKK-HDP-Edirne ve İmralı arasındaki güç mücadelelerinin içeriği esasen bizi bağlamayacak, bizim meselemiz de olmayacaktır. Ancak konu İstanbul’du. Hesaplar İstanbul üzerine yapılmıştı. Ne ibret verici bir gerçektir ki, teröristbaşının mektubuna ne CHP’den, ne İP’ten en ufak bir tepki gelmemiş, bu tek yumurta ikizleri çıtını bile çıkaramamışlardır. Sözlerimizin sonuna kadar arkasındayız. Bu açıklamamızı çarpıtarak teröristbaşının mektubuna destek ve onay verdiğimizi söylemek ayıplı ve ahlaksız bir iddiadır. Teröristbaşının mektubundan siyasi fayda uman namerttir, umdu diyen namerttir, mektuptan daha önce haberdar olduğumuzu söyleyenler ise hezeyan ve hüsran bataklığında çırpınan satılık kalemlerdir. Ayrıca teröristbaşına milli ve yerli bir özellik atfetmek rezalettir, cinayettir, hıyanettir. İmralı’nın yolunu gözleyenler bize ne anlatıyorlar? Açık veya örtülü PKK’ya övgüler düzüp hainleri dağlarda, kırlarda, ovalarda çiçek böcek toplayan, hakları gasp edilmiş masumlar olarak tasvir ve takdim eden kokuşmuşlar bize ne söylemeye çalışıyorlar? Teröristbaşının mektubundan bilgimiz olduğunu söyleyenler yanımızda mıydı? Kalemden mi tutuyorlar, kâğıda mı bakıyorlardı? Milliyetçi Hareket Partisi’nin terörizme bakışı nettir, değişmesi imkansızdır."

SEN POSTU NEREYE SERDİN?

Bahçeli, "İmralı’ya mitil attığımızı söyleyen, partimizi küçük ortak diye küçümseyen hanımefendi, acaba sen postu nereye serdin, kimlere yoldaş oldun? HDP’yi Kürt siyasi hareketi diyen tarif eden, partisine teröristbaşının hayranlarını dolduran, yanına aldığı eski arkadaşlarımızı kandırıp işi bittikten sonra yarı yolda sağa sola saçan vefasız, vasıfsız ve vakursuz bir şahsiyetin bize söz söylemesi yalnızca kuru gürültü, nafile çırpınıştır. CHP’nin uydusu haline dönüşen İP’in çatısı çürüyeli, omurgası çökeli epey zaman olmuştur. Bizim üzerimizden prim toplama gayretkeşliğinde olanların akıbetleri duvara toslamak, hüsrana uğramaktır. Yanlış hesap dün olduğu gibi bugün de ters dönecektir. Beka beka diyerek takaya binip İmralı’ya gittiğimizi söyleyenler MHP’nin iki cihan hasmıdır, hatıralarına ihanet eden, dava arkadaşlarımıza kara çalan siyaset madrabazlarıdır" diye konuştu.

İSTANBUL EHLİNE EMANET EDİLMEDİ

Türkiye 23 Haziran’da dünyaya bir demokrasi dersi verdiğini belirten Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: "Bize göre İstanbul ehline emanet edilmemiştir. Bunun sonuçlarını da ilerleyen dönem ve yıllarda görmemiz kuvvetle muhtemeldir. Seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ne yapıp yapmadığı kısa sürede belli olacaktır. Şu hususun altını çizmek isterim ki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bütün tasarruflarını yakinen takip edeceğiz, gerekli notlarımızı alacağız. 23 Haziran’ın neticesi ne olursa olsun, Cumhur İttifakı 31 Mart’a mührünü vurmuş, başarısını tescillemiş, 23 Haziran’da da gönüllerde olmasına rağmen istismar ve yalan siyaseti maalesef ön plana çıkmıştır. Şu işe bakınız ki, CHP Genel Başkanı’nın dünkü grup toplantısında şayet “23 Haziran seçimi de iptal edilirse tepki göstermeyeceğim” demesi arızalı bir ironi, şirazesinden çıkan ters manyel, şımarık bir ruh halinin dile gelmesidir. Gerçi CHP Genel Başkanı korku tünelinde bocalamaya, patinaj yapmaya, kaygı türbülansına girmeye çoktan başlamıştır. Fakat korkunun ecele faydasının olmadığı pek çok kere görülmüştür. Artık bundan sonra Ekrem İmamoğlu Kılıçdaroğlu’nun tepesinde keskin bir kılıç gibi sallanacak, kabuslar görmesine yol açacaktır. Elbette onların ne yapacağı, kimin hangi koltuk hesabıyla avunduğu kendi meseleleridir. Dileğimiz İstanbul’un iyi yönetilmesi, belediye hizmetlerinin bahanesiz ve eksiksiz sunulmasıdır. 23 Haziran seçiminin hemen ardından CHP’li Belediye Başkanı’nın teşekkür konuşması ise dikkatle analiz edilmelidir. Bu konuşma bir belediye başkanın yapacağı konuşma değildir. Maksadını aşan, hamaset tuzağına kapılan, siyasi hedeflerinin koordinatlarını ele veren İstanbul Belediye Başkanı, gizli gündemi doğrultusunda anlaşılan bir hazırlık içindedir. Kulun hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. “Afrin’in bedeli İstanbul oldu” diyen hainler, “Galip HDP olmuştur” diyen köksüzler, “HDP olarak hem kazandık hem kazandırdık” diyen kimliksizler, “Son sözü HDP söyledi” diyen karanlık emeller, “İstanbul seçiminin belirleyeni HDP olmuştur” diyen temelsizler bilsinler ki; Bölücülüğünüzün “her şey çok güzel olacak” sözüyle örtüleceğini düşüyorsanız yanıldığınızı, sizleri bekleyen acıklı akıbetin de bir gün gerçekleşeceğini bu gidişle görmeniz kaçınılmazdır. Bu itibarla herkes ayağını denk almalıdır. Durduğu yeri tekrar gözden geçirmelidir. Siyasi paçozluğa, siyaset palyaçoluğuna müsaade olmayacaktır. Yedi dakikada domuz eti tüketmekle övünenlerin bizim üzerimizden nefret yarışına girmeleri terbiyesizliktir. İstanbul’a konvoyla girişimizi geriye sarıp İzmir Marşını kullanarak alaya alanlar bilmelidir ki, yedikleri haram lokmalar, kırdıkları cevizler günü geldiğinde boğazlarına duracaktır."

TÜRKİYE YOL AYRIMINDA

Bahçeli ABD'nin tehditleri ve Doğu Akdeniz'deki gelişmelerle ile ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: "ABD’nin S-400 hava savunma sistemi üzerinden ülkemizi tehdit etmesi, yaptırım kozunu kullanacağını hem dikte edip hem de kabaca dile getirmesi bir defa devlet olma vasfımıza hakaret ve hürmetsizliktir. Bu kapsamda Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya bu tehditlere boyun eğeceğiz, asırlara meydan okuyan devlet olma vakar ve şerefimizi kaybedeceğiz, ya da S-400’leri Temmuz ayı içinde alıp belirlenen vatan topraklarına konuşlandıracağız. Bunun başka bir seçeneği kalmamıştır. Hassasiyeti derinleşip boyut değiştiren bu konu artık bir hava savunma sisteminden daha fazlasını ihtiva etmektedir. ABD, açıkça devletten taviz istemekte, hatta devletimizin çözülmesini dayatmaktadır. S-400 hava savunma sistemini alırsanız şöyle olur böyle olur tehditlerinin bizim nezdimizde geldiğimiz bu aşamada hiçbir geçerliliği ve ehemmiyeti yoktur. ABD ister beğensin, ister beğenmesin, S-400’lerin alınması hakikaten bir var oluş meselesine dönüşmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin karar organları bellidir. Türk milletinin iradesi üstünde bir irade tanımamız söz konusu bile edilemeyecektir. S-40O gelecek, Türkiye’nin milli güvenliği için kullanılacaktır. ABD Başkanı Trump’ın kriz imali, yaptırım ikmali, dünya barışını zedeleme ilkellikleri vahim bir gidişatın ispatı ve ön habercisidir. Türkiye teslim olmamalıdır. Türkiye taviz vermemelidir. S-400 hava savunma sistemini almak sadece milli güvenliğimiz için değil, milli devletimiz için de vazgeçilmez bir öneme sahiptir. ABD Başkanı, iki gün önce İran’a yeni yaptırımları açıklamıştır. Kameraların karşısına geçip şov yapan Trump, İran’ın dini liderinin yanısıra bu ülkedeki pek çok kişiyi hedef alan yaptırım kararnamesini imzalamıştır. ABD Başkanı iyice pervasızlaşmış, freni boşalmıştır. ABD sorumsuzdur, kontrolsüzdür, duyarsızdır, saygısızdır. Diğer taraftan Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin deniz egemenlik sahasına ve haklarına yönelik mütecaviz söz ve eylemlere her gün bir yenisi eklenmektedir. Sabrımız taşma noktasındadır. Özellikle Yunanistan ateşle oynamaktadır. Bu ülkenin Başbakanı Çipras, Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerinde ısrar etmemizin bedeli olacağını küstahça açıklamıştır. Topal ördek Çipras, Akdeniz ve Ege’de savaş riski var diyerek, Türkiye’yi önleyeceklerini ifade etmiş, ilaveten Kıbrıs’ta garantörlüğümüzün son bulması çağrısını yaparak zırvada zirveye çıkmıştır. Yunan hükümeti bilmelidir ki, Akdeniz ve Ege’de önümüzü kesecek bir korsan henüz anasından doğmamıştır. Çipras meydan okumayı bırakmalı, kendini tarihe vermelidir. İzmir’de denize dökülen dedelerinden ders almalıdır. Almıyorsa denize gömülmeye, denize çakılmaya, denizde yutulmaya şimdiden hazır olmalıdır. Yunan munan bilmeyiz, gideceğimiz yere kadar gideriz, yolumuza çıkan olursa ezeriz, hiçbir şart altında hedeflerimizden vazgeçmeyiz. Önümüzü kesenin ömrüne kast ederiz. Parmak sallayanların parmağını keser atarız. Türk milleti tehditle durdurulamaz, meşru yürüyüşü zorla engellenemez. Hodri meydan, Çipras Akdeniz ve Ege’de karşımıza çıksın da nelerin olacağını, başına neyin geleceğini görsün. Akdeniz’de görev yapan sondaj gemilerimiz faaliyetlerine cesaretle devam etmeli, hakkımız ne ise onun temini konusunda gereğini kahramanca ve fedakarca yapmalıdır. Yiğit leventlerimiz unutulmadı, Barbaros Hayrettin Paşa bizim gönlümüzde ölmedi, bilinsin ki haçlı donanmasını hala parmağıyla işaret etmekte, denizin dibine indirmek için tetikte beklemektedir."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
'Kılıçdaroğlu, kendi söylüyor kendi dinliyor'

'Kılıçdaroğlu, kendi söylüyor kendi dinliyor'