Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, CNN Türk’te yayınlanan Tarafsız Bölge programında, Ahmet Hakan’a konuk oldu.
“GİTTİĞİMİZ HER YERDE İSTANBUL’UN BIKMIŞLIĞINI GÖRDÜK”
Kampanya döneminde İstanbul’un 39 ilçesine gittiğini, mitinglere, toplantılara katıldığını anlatan Murat Kurum; meydanlarda, sahada yaptığı gözlemleri, “80 gündür biz İstanbul’a ilişkin projelerimizi hayallerimizi milletimizle paylaşıyoruz. Gittiğimiz her yerde de aslında İstanbul’un o bıkmışlığını, usanmışlığını, yılmışlığını gördük. Bir bağ oluştu İstanbullularla bizim aramızda. Bu süreçte ve kartopu gibi o sevgi, o ahenk büyüdü. Gittiğimiz her yerde de aslında o coşkunun her geçen gün arttığını gördük. Milletimiz sabırsızlıkla 31 Mart'ı bekliyor.” diyerek aktardı.
İstanbul’da toplumun her kesiminin Büyükşehir Belediyesi’nden hizmet beklediğine dikkat çeken Murat Kurum, bu hizmetleri ihmal eden mevcut İBB Yönetimini, “Şu 5 yıllık süreçte Bakanlara laf yetiştiren bir Belediye Başkanı; Sayın Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak hakaretler eden bir Belediye Başkanı; İstanbul güçlü, İstanbul’un kaynağı her şeye yeter ama bir tarafta ‘engelleniyoruz, yaptırmıyorlar’ siyaseti. Hep algı, hep bahane ve bu İstanbul’u yormuş, bunu gördüm. Dolayısıyla bunların çözülmesi gerektiğine inanıyorum.” sözleriyle hedef aldı.
“YENİDEN BÜYÜK İSTANBUL MİTİNGİ, 31 MART’IN PROVASI”
AK Parti’nin Pazar günü Yenikapı’da düzenlediği Yeniden Büyük İstanbul Mitingi’ne de değinen Murat Kurum, “Bir nevi 31 Mart’ın provasını Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde gerçekleştirdik. Ramazan ayı olmasına rağmen, 650 bin vatandaşımız oraya büyük bir coşkuyla geldi. İnsan seli yani, yüz binlerce vatandaşımızla. Onlar miting yapmaktan imtina ediyorlar.” diye konuştu.
“BİZ NEREDE BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM ŞANTİYESİ YAPSAK GİDİP ORAYA DAVA AÇTILAR”
İBB Başkanı’nın, 650 bin konut vaadiyle ilgili “yapılmamalı” dediğini hatırlatan Murat Kurum, kentsel dönüşüm yapmadığı gibi, yapılan projeleri de dava açarak durduran İBB Yönetimi’ne, “Bizi, projelerimiz üzerinden eleştirdiklerini gördünüz mü? Sadece yaptıkları şey ‘yapılmamalı’ söylemi. Mesela biz ‘650 bin konut dönüştürelim’ diyoruz; diyorlar ki ‘yapılmamalı’. Bilim insanlarımız, hocalarımız İstanbul’da olası depreme dikkat çekiyorlar. Bunun bir ‘milli güvenlik’ meselesi olduğunu kendileri ifade ediyorlar. ‘Bu işi siyaset üstü görmemiz lazım, bu konu hepimizin konusu’ demelerine rağmen biz nerede bir kentsel dönüşüm şantiyesi yapsak, gidip oraya dava açtılar. Maalesef böyle talihsiz açıklamalarla karşı karşıya kaldık.” cümleleriyle tepki gösterdi.
İBB Yöneticilerinin polemik siyasetinden fayda umduğuna dikkat çeken Kurum, “İşte efendim biz Küçükçekmece’ye gitmişiz de Büyükçekmece demişiz. Yok efendim bareti başımıza takacakmışız da yok o arada dilimiz sürçmüş de ayağımız demişiz falan. Bunları konuşuyorlar. Ben insanım, hata da yaparım. O kadar yoğun çalışıyoruz ki biz; sabah 8’de, 9’da çıkıyoruz, gece 2’lere, 3’lere kadar. İster istemez hata da yaparsınız. Orada samimiyet önemli, ne yapmak istediğiniz önemli, ne söylemek istediğiniz önemli. İnsanımız anlıyor zaten, anlamak isteyen anlıyor. Onların derdi anlamak değil ki. Yani böyle ufak şeylerden gündem çıkaralım, algı oluşturalım, efendim konuyu başka yere çekelim, sürekli, 80 gündür yaptıkları aslında.” dedi.
“İSTANBULLU, BİR İL BİNASINI ALMAYI BİLE BECEREMEYEN BİR YÖNETİM İSTEMEZ”
Murat Kurum, CHP’li İBB Başkanı’nın 2019 seçimi öncesinde verdiği vaatler için “hatırlamıyorum” demesine ve yerine getirmediği o vaatleri bugün bir kez daha ileri sürmesine de tepki gösterdi. Kurum, “İstanbul’a verdikleri vaatleri hatırlamıyorlar. İstanbul’da 100 bin konut dönüştüreceğiz deyip 5 bin 489 konut dönüştürenler, İstanbul’a 230 km metro yapacağız deyip, 17,88 km metro yapanlar; bunları konuşmuyorlar. Kendilerinin yaptıkları gaflar dağları aştı. En önemlisi de ne biliyor musunuz? Balya balya paralarla fotoğraf vermiyorum. İstanbul’un kaynaklarını 5 yıldır çarçur ettiler, kendi gelecekleri için harcadılar. Şimdi utanmadan, sıkılmadan İstanbulluların karşısına geçip; ‘Hızray’ projesini bir daha vaat olarak veriyorlar. Niye başlamadın 5 senedir? 2019’da aynı vaatte bulunmuş mu? Aynı vaat var ya, aynı vaat var.” cümlelerini kurdu.
Mevcut İBB Başkanı’nın, kendisine sorulabilecek sorulardan endişe ettiği için canlı yayına çıkmaktan çekindiğini vurgulayan Murat Kurum, “Bu soruları soracaklar diye çıkamıyorlar, yani emin olun çıkamıyorlar. Şunu söylüyorlar; diyorlar ki, ‘bize işte para konusunu sormayın’, ‘vaatleri sormayın’ ama öbür konuları sorabilirsiniz. Neyi konuşacak bu millet? Bu millet merak ediyor, kendi sorunları nasıl çözülecek? Bugün İstanbul’da 10 kişiye sorun, 9’u şunu söyler: trafik sorunu, deprem sorunu, sosyal adaletsizlik, sokak hayvanları, taksi meselesi, metrobüsteki kuyruklar, metrolardaki sıkıntılar, yeşil alan yetersizliği. İstanbullular Belediye Başkanından bunların çözümü noktasında bir irade bekler değil mi? İstanbullular şunu beklemez değil mi, 80 ile gidip Cumhurbaşkanı yardımcısı olmak için miting yapmasını beklemez. Veya partisinin dizaynı için İstanbul’un kaynaklarının harcanmasını da beklemez. Orada Cumhuriyet Halk Partisi’ni dizayn etmesini de beklemez. İstanbul’un kaynaklarının balya balya orada, bir il binasını bile almayı beceremeyen bir yönetim beklemez öyle değil mi yani? Vaatler hatırlanmıyor, İstanbulluların sorunları hatırlanmıyor. Konuşulan konular ortada işte; ‘o öyle dedi, bu böyle dedi’. Kendisini işte darı ambarında gören tavuk gibi bir oraya, bir buraya gidip; kendisini acaba buradan nasıl başka bir yere basamak olarak kullanır… Yani bu da İstanbul’u yormuş artık. İstanbullular artık kendileriyle ilgilenen bir Belediye Başkanı istiyor.” diye konuştu.
“REKLAMA AYIRDIĞI BÜTÇE, DEPREME AYIRDIĞI BÜTÇENİN 2 KATI”
CHP’li İBB Başkanı’nın İstanbul’u konuşmak yerine ülke gündemini konuşarak dikkat dağıtmaya çalıştığını belirten Murat Kurum, “Bu yerel seçimde biz ülke gündemini konuşmayacağız, ülke gündemiyle ilgili herhangi bir irade ortaya koyamayız. Bunun seçimini Mayıs ayında yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımız %52 oyla yeniden Başkan seçildi. Muhalefet, hani yenilen pehlivan güreşe doymaz ya; pişirip pişirip yine ülke gündemini yerel seçime taşımaya çalışıyor ama nafile.” dedi.
Kurum, sözlerine şöyle devam etti: “Vatandaşımız sandığa gittiğinde şöyle bir kıyas yapacak; bir tarafta 5 yıldır bahaneden başka bir şey üretmemiş, bahane ve algı siyaseti yapılmış, ‘sosyal medya belediyeciliği’ dediğimiz belediyecilik yapılmış, panolara reklamlar koyulmuş, reklama depreme ayrılan bütçenin 2 katı ayrılmış, harcanmış. Böyle bir şey olabilir mi? Depreme harcanan paradan 2 kat fazla reklam. O da gözüken. Yani gözükmeyenleri var. 2 günlük konsere mesela 550 milyon lira para, ‘israfı bitirdik’ deyip tabelaya 500 milyon lira para harcanır mı? Sandığa gittiğinde seçmenimiz, bir tarafta sürekli bir bahane, ‘engelliyorlar, yaptırmıyorlar’ söylemleri var. Ama bir tarafta da sorunları dağ gibi büyümüş, İstanbul’da yaşamak çile olmuş, İstanbul’da deprem korkusu artık her geçen gün artıyor. Diğer tarafta bunu çözmek için 5 yıldır ülkenin 81 iline hizmet etmiş biri var.
Onlar afet olduğunda, kar yağdığında balıkçıda yemek yerken İngiliz büyükelçiyle; biz 81 ile hizmet ediyorduk. Onlar kayağa gittiğinde; ben Elazığ’ın, Malatya’nın sokaklarında depremzede kardeşlerimizle, Elâzığ’ı, Malatya’yı ayağa kaldırmak için çalışıyordum. Onlar Cumhuriyet Halk Partisi’ni dizayn etmeye çalışırken; biz asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutun temelini atıyorduk. Bunlar çalışarak oldu, emek vererek oldu, alın teriyle oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu vizyonu, biz de üstümüze düşen vazifeyi görev edindik. Gittik, şehirlerimizi ihya etmek için bu çalışmaları yaptık. Seçmenimiz sandığa gittiğinde iki tarafı kıyas edecek. Bir tarafta İstanbul’un geleceği adına hayalleri olan, ‘İstanbul’un deprem korkusu gitsin’, ‘bitsin’, ‘bir an önce İstanbul huzura kavuşsun’ diyen; ‘İstanbul’daki trafik çilesi çözülsün’ ve ‘her ilçeye metro gitsin’ diyen, İstanbul’da sokakta huzurun, güvenin tesis edilmesi için 7 gün 24 saat geçmişte olduğu gibi yine çalışacak olan bir Murat Kurum var. Diğer tarafta da sürekli bir bahane üreten bir yönetim var. Vatandaşımız sandığa gittiğinde geleceğini oylayacak. İstanbul’un bu sorunlarını çözecek kişiyi oylayacak.”
“AYASOFYA RAHMETLİ ERBAKAN HOCAMIZIN RÜYASI DEĞİL MİYDİ?”
Canlı yayında Murat Kurum’a, Yeniden Refah Partili seçmenin tavrına ilişkin düşünceleri de soruldu. Murat Kurum, “Cumhuriyet Halk Partisi Belediyesi anlayışını en iyi bilen, Yeniden Refah Partili seçmenimizdir. Yeniden Refah Partili seçmenler, bu belediyecilikten çektikleri kadar hiçbir belediyecilikten çekinmemişlerdir. Ayasofya rahmetli Erbakan Hocamızın rüyası değil miydi? Zincirinden kurtuldu mu? İbadete açıldı mı? Ezanlarımız Ayasofya’da sonsuza dek yankılanacak mı? Bunu yapan bir irade var. Öbür taraf ne diyor? Diyor ki ‘müze olmalıydı’. Yunanistan’a gidip diyor bir de. Diğer tarafta yerli-milli sanayisiyle üreten, kendi kendine yeten, tüm dünyaya ihraç eden, tüm dünyaya ‘dünya beş’ten büyüktür’ deyip ama arkası dolu olan; İHA'larla, SİHA'larla, KAAN’ıyla, BAYRAKTAR’ıyla, yerli-milli sanayisiyle artık tüm dünyaya nam salan bir ülke var. Bu Erbakan Hocamızın hayaliydi. Gümüş motoru bilirsiniz siz, Erbakan Hoca, orası Bayrampaşa’daydı. Oraya biz Millet Bahçesi yaptık, ismini de rahmetli Hocamızın ismini koyduk. Bu hayalleri gerçekleştiren bir irade var. Yeniden Refah Partili seçmen kılık kıyafetiyle ilgili özgürlüğünü yaşıyor, hür şekilde kendisini ifade edebiliyor. Çocuklarımıza yapılan eziyetleri biliyoruz, Kuran kurslarımıza giden çocukları ‘Ortaçağ zihniyeti’ olarak adlandıran bir zihniyet var karşıda. Şimdi bu seçmenimizin oyu kime yarayacak? Bu hayalleri gerçekleştirenlere mi destek olacaklar, ya da bu hayallerin karşısında duranlara mı? Bu kıyası çok net bir şekilde Yeniden Refah Partili seçmenimiz yapacak. Ben, Yeniden Refah Partili seçmenimizin, Cumhuriyet Halk Partili seçmenimizin, diğer partilerin, 16 milyon İstanbul’da yaşayan herkesin oyuna talibim. Çünkü benim derdim İstanbul. Aziz İstanbul’umuzun geleceği, çocuklarımızın, evlatlarımızın geleceği. O yüzden burada iradeyi Murat Kurum’dan yana kullanmaları gerekir çünkü Murat Kurum geçmişte sözünü tuttu. Afetlere gitti, o afetlerde millete ne verdiyse söz, o sözleri tuttu. ‘Murat Kurum söylerse yapar’ diye bugün gidin 81 ilde kime sorsanız bizi tanıyan, sözünü tuttuğunu söyler.” diye cevap verdi.
“YARI ZAMANLI BELEDİYE BAŞKANI AFETLERDE SELFİE ÇEKTİRİP KAYAĞA GİTTİ”
Kurum, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı döneminde, milletin zor anında hep sahada olduklarını belirterek, “Kastamonu’da, ardından Rize’de, Elazığ’da, Malatya’da Asrın Felaketinde oradaydık. Bu yarı zamanlı Belediye Başkanı da o süreçte kayağa gitti. Uğradı, orada bir selfie çektirdi, gitti. ‘Ben çocuklarımla tatil yapacağım’ dedi. Bizimkiler de çocuk. Ben oradaydım. Günlerce, aylarca orada kaldık. Sokak sokak gezdik. Bak sözlerimiz orada işte. Elâzığ’da yapılan konutlarımız, bitirilen konutlarımız. Afetten sonra bitirildi, teslim edildi. Vatandaşımız huzurla, güvenle burada yaşıyor. Şuraya bakar mısın ya, yeniden bir ilçe kurduk Malatya Gökçe’de. İnsanımızın huzur içerisinde, güven içerisinde yaşayacağı bir ilçe oldu. Tüm memlekete örnek olsun diye, gittik hızlı bir şekilde yaptık. Kastamonu, Rize, Giresun, Antalya, Muğla yangınları… Tarihinin en büyük yangınıydı. Gittik, orada da seferberlik anlayışıyla çalıştık, çabaladık. Ben köylerin hepsine gittim, orayı da Cumhuriyet Halk Partisi yönetiyordu. Niye gelip bir tane konut yapmadılar? Bir tane konut yapmadılar.” dedi.
İzmir’de yaşanan depremin ardından da çok kısa sürede konutların temelinin atıldığını hatırlatan Kurum, “İzmir'de, Bayraklı'da sözümüzü tuttuk çok kısa sürede. O zaman hatırlayın, yine ‘yapamazlar’ dendi, yine ‘bitirilemez’ dendi, ‘sözlerini tutmayacak bunlar’ dendi. Bunların hepsi çalışarak oldu. O yüzden vatandaşımıza 31 Mart’ta gittiğinde sandığa, bir tarafta bunları yapanlar var, bir tarafta verdiği vaadi hatırlamayanlar var. Sandıkta, bu vaatleri hatırlamamanın hesabını İstanbul soracak, kadınlarımızı ayrıştırmanın hesabını soracak. Hamdolsun, milletimize mahcup olmadık. En son İzmir Bayraklı’da bu yıkılan apartman var. Gittik, bitirdik, vatandaşımız huzurla güvenle oturuyor.” şeklinde konuştu.
“ENGELLEYEN DEVLET, SENİN YAPTIĞIN METRONUN 5 KATINI İSTANBUL’A YAPAR MI?”
Murat Kurum, mevcut İBB Başkanının ‘engelleniyoruz’ siyaseti ile algı peşinde olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “5 yılda burada yapılan metro 17,88 km. Bakın koca Büyükşehir Belediye Başkanı bu kadar büyük bütçesine olmasına rağmen, büyük kaynakları olmasına rağmen, kaynaklar buraya kullanılmamış ve 17,88 km metro yapılmış. Hani ‘engelliyoruz’ diyorlar ya, burada Ulaştırma Bakanlığı’mız 5 katı metro yapmış. Tam 82 km. 82 km Ulaştırma Bakanlığımız metro yapmış. Devlet Ulaştırma Bakanlığı eliyle onun 5 katı fazla, 82 km metro hattını İstanbullulara kazandırıyor. Engelleyen devlet, engelleyen anlayış, senin yaptığın metronun 5 katını İstanbul’a yapar mı?”
Mevcut İBB yönetiminin 2019 yerel seçimleri öncesindeki yaklaşımını hatırlatan Kurum, sorularına, “Siz, İstanbul’un sorunlarını çözmek üzere sözde geldiniz, herkese gülücük dağıttınız, herkese kalp işareti yaptınız, ‘her şey çok güzel olacak’ dediniz. Güzel olan ne var, İstanbul’da ne var? Ulaşım çile olmuş, deprem korkusu artmış, vatandaşımız sıkıntılı, problemli. Güzel olan bir tane bir şey söyleyebilir misin?” diye devam etti.
“OTOBÜSLERİN BAKIMINI YANDAŞLARIMIZA VERMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “malınıza sahip çıkın” sözlerine açıklık getiren ve mevcut İBB Başkanı’nın “onlar milletin malı” şeklindeki çıkışını eleştiren Murat Kurum, “Biz ‘milletin malı değil’ demiyoruz ki. Zaten aslolan orada, ‘emek hırsızlığı yapmayın’ demek. Kadir Topbaş zamanında atılan metroların temellerini ‘ben attım’ diyorlar. Olur mu böyle bir şey, o insanların emeği var, alın teri var orada. Çalıştı, çabaladı. Sorarsanız hiç yeni metro ihalesi yok. Ama iptal ettikleri var, hafriyat döktükleri var, beton döktükleri var. Şimdi telaşlandılar, gittiler Sancaktepe’de o hafriyat döktükleri yer var ya, orada ‘işe başlama töreni’ yapıyorlar. ‘İşe başlama’ … Öyle bir tören duydunuz mu siz? İşe törenle başlıyorlar. Şimdi de gidip o hafriyatları kaldırmak için bu milletin parasını harcayacaklar yani düşünebiliyor musunuz?” ifadelerini kullandı.
İstanbulluların ulaşımda yaşadığı sıkıntılara değinen Kurum, “Ulaşımdaki o çileyi bitireceğiz, her bir vatandaşımız metroyla ulaşabilecek. Metroyla huzurlu bir seyahat yapacak, o metro kuyruklarındaki çileyi görmeyecek, yaşamayacak. Artık otobüs itmek, otobüsle ilgili o sıkıntıları çekmek zorunda kalmayacak. Otobüslerin yandığı görüntüleri göstermeyeceğiz, İstanbullulara yaşatmayacağız. Her yıl 250 otobüsü filomuza dahil edeceğiz, 100 metrobüsü filomuza dahil edeceğiz ve bunların bakımlarını da yandaşlarımıza vermeyeceğiz. Bu işi liyakatli kadrolar yapacak, en ucuza yapacak, en iyi şekilde yapacak. Hem otobüs yanacak, hem de ben o koltukta oturacağım. Yok öyle yağma. İstanbullu beni Belediye Başkanı seçtiyse, azıcık utanma, azcık arlanma varsa, benim o sorunu çözmem lazım. Ben koltuğumda uyuyamam, oturamam, yok öyle bir şey. İstanbul’un her işini bir rant olarak gören bir belediyecilik anlayışı var. Makamları rant, İstanbul’un kaynakları rant, böyle bakarsanız İstanbul’un sorunlarını nasıl çözeceksiniz?” diye sordu.
“PARTİ DİZAYNI İÇİN İŞÇİ HAKLARINI KAPI ARKASINDA PAY EDİYORLAR”
Kırklareli’nde Serdar Türker’in bağımsız aday olarak açıklanmasının ardından, mevcut İBB Başkanı’nın O’na yaptığı teklif de Kurum’un gündemindeydi. Kurum, eleştirisini, “Kırklareli Belediye Başkanı adayına siz gelip ‘sen orada aday olma, ben İstanbul’da sana Daire Başkanlığı, Genel Müdürlük teklif ediyorum’ diyen bir anlayış, İstanbul’un sorununu nasıl çözer? Kendileri ifade ediyor, aday çıkıp diyor ki ‘Eş Genel Başkan aradı beni, öbürü de işte dolaylı aradı. Sen aday olma, ben sana İstanbul’dan Daire Başkanlığı vereyim, Genel Müdürlük vereyim dedi’ diyor. Oranın Genel Müdürlüklerini, işçi haklarını kapı arkasında pay ediyorlar parti dizaynı için. Bunu yaparak siz İstanbul’a ihanet edersiniz, başka hiçbir şey yapamazsınız.” sözleriyle ifade etti.
“MADEM VAATLER UNUTULDU, PARA NEREDE?”
İstanbul’un 7 milyar dolarlık bütçesiyle bazı bakanlıklardan bile yüksek gelire sahip olduğuna dikkat çeken Kurum, “İstanbul’un kaynağı her yere yeter. Burada öz gelirini düşürmüşler İstanbul’un. Biz, teslim ettiğimizde bakın 18 milyar liraymış İstanbul’un 2018’deki bütçesi. Yüzde 71’i merkezi idareden yani devletten gönderilen kaynak. 13 milyar. 2023’e geldiğimizde devlet gönderdiği kaynağı 5 kat arttırmış ama İstanbul’un öz geliri düşmüş. Bu anlayışla İstanbul’un hiçbir işini yapamazsınız. Nerede bu yüzde 30? Nerede İstanbul’un kaynakları? Madem iş yapılmadı, vaatler unutuldu, engellendi, o zaman kaynak nerede? Para nerede? Bu parayı nereye harcadınız?” sorularını yöneltti ve kentsel dönüşümün önemini, “31 Mart’ta vereceğimiz karar sadece İstanbul’u değil, ülkeyi ilgilendiriyor. İstanbul’da Allah göstermesin olası bir depremde ekonomi durur, hayat durur.” cümleleriyle vurguladı.
“BİZ MİLLETİMİZE VİLLA KONFORUNDA EV YAPARKEN, RAKİBİMİZ KENDİSİNE VİLLA YAPMAKLA MEŞGULMÜŞ”
Murat Kurum’a; mevcut İBB Başkanı’nın mal varlığına ilişkin açıklama yaptığı bir görüntü de izletildi. Kurum, İBB Başkanı’nın mal varlığı arasında beyan etmediği Emirgan’daki üç villaya yönelik şöyle konuştu: “Burada mal beyanından önce bunu açıklamayıp, mal beyanından hemen sonra 3-4 tane ev, 1,5 milyar liralık bir malı siz nasıl alıyorsunuz? Bunu İstanbullulara niye açıklamıyorsunuz, neyi saklıyorsunuz? Madem böyle bir malınız vardı niye açıklamadınız? Bunların İstanbullulara net bir şekilde ifade edilmesi lazım.”
Kurum, daima şeffaflıktan yana olduklarını vurgulayarak, “Biz şeffaf yönetim yapacağız, her şeyimiz şeffaf bir şekilde milletimizi açıklayacağız. Mal beyanında siz bunları belirtmiyorsunuz, hemen sonrasında her ne hikmetse 1,5 milyarlık malınızı alıyorsunuz. Bunun açıklanması lazım İstanbullulara, bunun net bir şekilde ifade edilmesi lazım. Bir insan mal varlığını niye saklar? Saklama ihtiyacını niye duyarsınız? Anlaşılan o ki biz 81 ilde afetlerde milletimize villa konforunda evler yaparken; rakibimiz kendisine burada villa yapmakla meşgulmüş.” dedi.