Danimarka’da yaşayan Kaplan ailesi, 2006 yılında Antalya’nın Alanya ilçesinde yatırım ve tatillerde kullanmak amacıyla bir daire aldı. Kaplan ailesi 2019 yılına kadar kiraya verdikleri dairelerine sonrasında kiracı almayarak tatil dönemlerinde kullanmaya karar verdi.
2021 yılının Aralık ayında Türkiye’ye 2 haftalığına tatile gelen Kaplan ailesi evlerine gittiklerinde tanımadıkları bir kadının yaşadığını fark ederek şaşkına döndü. Kaplan ailesi evin boşaltılmasını istese de sonuç alamadı.
"Benim evimi işgal etmiş durumda"
Yaklaşık 8 aydır Alanya’ya her geldiklerinde tapulu dairelerinde kalamayıp otellerde kalmak zorunda olduklarını ifade eden Gülay Kaplan, “Gördüğünüz gibi bir evim var ama içeriye giremiyoruz maalesef. Günümüzde hala bu tarz olayların olması şaşırtıcı bir durum. Ailemle kaç defa geldim ama evimizde kalamıyoruz. Otellerde kalıyoruz, çocuklarımı otel personellerine bırakıp, bu işlerle uğraşıyorum. 2 yıldır bir kadın evimde oturuyor. Hiçbir kira sözleşmesi olmadan, belgesi olmadan benim evimi işgal etmiş durumda” dedi.
Eşyalarını koyması için 1-2 aylık izin vermiş
Kendisinden zor durumda bir kadının 1-2 aylığına eşyalarını koyma izni istenildiğini belirten Kaplan, “Kendisini tanımıyorum. 2 yıl önce babamın arkadaşı beni arayarak, ‘Gülay hanım çok zor durumda kalan bir aile var. Evsiz kaldı, kendisi Ankara’ya gidiyor. En fazla 1-2 aylığına eşyalarını koyabilir mi?’ dedi. Ben de pandemi süreci olduğu için insanların ne kadar mağdur olduklarını, işsiz kaldıklarını biliyordum. İyi niyetimden dolayı, ‘En fazla 1-2 aylık sadece eşya koyabilir. Kesinlikle kimse girmesin çünkü ben tatile gelince kalacağım’ dedim...
"Şaşkına döndüm"
Geçen yıl Aralık ayında geldiğimde bu hanımefendinin oturduğunu anladık. Su ve elektrik abonelikleri için gittiğimde bu kadının 2 yıldır dairemde oturduğunu fark ettim. Şaşkına döndüm. Evime giremedim, otellerde kaldık” ifadelerini kullandı.
"Hayallerle aldığımız evimizde oturamıyoruz, uzaktan bakıyoruz"
Tapulu evlerine sadece uzaktan bakabildiklerini dile getiren Gülay Kaplan, “Bana ulaştığında evimden çıkmasını istedim. Bana sürekli farklı beyanlarda bulundu. Ben de kendisine 2 hafta, 1 ay müddet verdim, yine çıkmadı. Aralık ayında geldiğimde karakola giderek şikayette bulundum. Onu da çağırdılar. Orada ev sahibi gibi davrandı. Ben utandım çünkü kendimi kiracı gibi hissetim. Çıkmadı, 8 aydır da devam ediyor ve bir türlü çıkmıyor. Güzelce kurulmuş benim evime, neredeyse tapumu isteyecek benden. Perişan durumdayız. Yetkililerden ilgili makamlardan yardım bekliyorum. Hiç hoş bir şey değil. Çocuklarımızla evimize giremiyoruz, otellerde sürünüyoruz. Ne hayallerle aldığımız evimizde oturamıyoruz, uzaktan bakıyoruz” şeklinde konuştu.
Ailenin avukatı: Hukuki süreç başlatıldı
Ailenin avukatı İhsan Yılmaz, hukuk mücadelesini başlattıklarını dile getirerek şunları kaydetti:
"Müvekkillerim buradan zamanında bir ev almış. Danimarka’da çalıştıkları için yılda bir ve ya iki haftalığına geliyorlar. 2020 yılından itibaren Danimarka’dan gelememe durumları var. 2 yıl sonra geldiklerinde evlerinde hiç tanımadıkları bir insan oturuyor. Herhangi bir sözlü ve ya yazılı kiracılık ilişkileri mevcut değil. Herhangi bir para ilişkileri yok, böyle bir istekleri de yok. Tek istekleri kendi evlerinde oturabilmek. Evin önündeyiz ama evde değiliz. Haklı olmayan yere tecavüz suçu oluşmuştur. Adli ve idari sürecimize başlamış durumdayız. Adli ve idari süreci en hızlı şekilde halledip, inşallah gelecek yaz mevsiminde kendilerine ait olan evlerinde tatil yapmalarını sağlamak istiyoruz."