Vaziyet o ki seçimlere kadar HDP görmekten, duymaktan tiksinmeye devam edeceğiz. Nasıl tiksinmeyeceksin ki o iğrenç eylem ve söylemleriyle “terör örgütü pkk’ya nasıl hizmet ederiz” çabalarından zerre taviz vermiyorlar. 31 Mart yerel seçim arifesinde CHP-İP üzerinden gündemdeler ama bugüne kadar kazandıkları belediyelerde halka hizmet yaptıklarına dair bir tane emare yoktur. Belediyecilik yoldur, kaldırımdır, imardır, mimardır, toplum yararına sosyal-kültürel faaliyetlerdir, doğadır, spor tesisleridir, kütüphanedir, parktır, bahçedir.  Ama HDP’li Belediye dendi mi direkt “terör örgütüne terörist mi taşıyor, silah, bomba mı taşıyor, kepçesi pkk’ya hendek mi kazıyor?” diye düşünüyorsun. Zaten bu terör destekçiliği yüzünden çoğu HDP’li belediyeye kayyum atanmıştır. O il ve ilçeler ilk defa atanan kayyum sayesinde belediyecilik hizmeti görmüşlerdir.

HDP’nin elindeki 105 belediyeden 94’üne kayyum atandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Teröre bulaşanların yeniden seçilmesi halinde belediyelere yine kayyum atarız” sözü de gelecek dönem için güvence olmuştur.

HDP belediye kazanma hedefini halka hizmet için değil, terör örgütü pkk’ya hizmet olarak gördüğü için kazansa bile kayyum kaderinden kurtulamayacak gözüküyor.

HDP bu yerel seçimler için batıda kendince akıllı hareket ediyor ve CHP üzerinden kendine İstanbul, İzmir ve Ankara gibi yerlerde hücre evi yaratmaya çalışıyor. Adana, Mersin, Antalya, Şanlıurfa gibi yerlerde de bunu yapacaklarını ifade ediyorlar.

HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli’nin  "AKP-MHP blokunun geriletilmesi Türkiye demokrasisi açısından kritik öneme sahiptir."  açıklaması, HDP Eş Başkanı Pervin Buldan’ın “Bizimkisi bir ittifak değil, güç birliği. Demokratik gördüğümüz, destek vermekte sakınca görmediğimiz adaylara güç katmak için bu yola gidiyoruz. AKP’nin karşısında olan adayların güçlü olmasını istiyoruz.” açıklaması, HDP sözcüsü Saruhan Oluç’un "Türkiye saldırgan, savaşa, işgale ve çatışmaya dayanan, imzaladığı uluslararası sözleşmeleri umursamayan AKP-MHP koalisyonu tarafından yönetiliyor. Bu koalisyonun bütün alanlardaki politikalarının sınırlanması, geriye püskürtülmesi son derece önemli. Bu nedenle AKP-MHP koalisyonunun egemenlik alanını daraltacak her türlü demokratik adım meşrudur. Biz de bu konuda adım atanlarla birlikte hareket etme kararı aldık.” açıklaması HDP’nin seçim kararını çok net ifade ettiğini gösteriyor. CHP-İP toplumun tepkisinden çekindiği için HDP ile olan aşklarını gizlemek için adeta kıvranıp duruyorlar. Ama mesele aynı MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin "Bu zillet ittifakının karanlıkta göz kırpmasıdır. Mesele anlaşılmıştır, millet nezdinde de netleşmiştir, tartışmaya gerek yoktur" şeklinde ifade ettiği gibidir.

CHP-İP ikilisi HDP ile olan ilişkilerinin çok net görülüp tepki almaması için adeta cambaza bak oynuyorlar. Senaryo yazıyorlar, utanmadan “HDP Cumhur ittifakını destekleyecek” yalanına dahi sarılıyorlar. Aynı yalanı 16 Nisan referandumunda da yapmışlar “HDP Evet oyu verecek” diye cazgırlık yapmışlardı. Referandum bitince de Kemal Kılıçdaroğlu cezaevindeki tutuklu HDP’lilerden başlayarak tüm HDP’lilere “Hayır” oyu verdikleri için teşekkür etmişti.

Bu ahmaklara bizden başka da kimse “pkk’lı teröristler öldürülürken, HDP’li terörist destekçisi milletvekilleri, belediye başkanları tutuklanırken, HDP’nin belediyelerine kayyum atanırken niçin Cumhur ittifakını desteklesinler?” diye sormuyor.

İnanın HDP, CHP ve İP’ten daha karakterli, daha haysiyetli davranmaktadır. Ne yapıyorsa açıkça ifade ediyor, bunlar gibi siyasi dansözlük yapmıyor.

HDP aday çıkarmadığı yerlerde CHP-İP ittifakını destekleyeceğini açık ve net ifade ederken, CHP-İP kem-küm diyerek zaman kazanmaya çalışıyor.

HDP’li Hatip Dicle’ye "İYİ Parti adayı olsa da destek verilir mi?" sorusu sorduklarında "Evet. Diyelim ki, bir ilçede İYİ Parti ve AKP adayı yarışıyor. İYİ Parti adayı Kürtlere biraz sıcak yaklaşıyor, düşmanlık yapmıyorsa İYİ Parti’nin adayına yöneleceklerdir. Bu kesindir. Stratejimiz budur." cevabını veriyorsa CHP-İP daha niye cambazlık yapmaya devam ediyor ki?

Maalesef Atatürk’ün mirası CHP, milliyetçilikten bozma İP, terör örgütünün ürünü HDP’nin kölesi olmuş durumdadır.

CHP son dört yıldır, İP’i kuranlar ise son iki yıldır HDP ile birlikte siyasi proje olarak hareket ediyor. Bunlar “Hayır Cephesi” olarak vücut buldular. Şimdi HDP’nin organlarını beğenmiyor gibi yapsalar da, HDP’siz nefes almaları mümkün değildir.

Bunlara “HDP ile gönül ittifakımız var ” noktasından “Nasıl oldu da şimdi aşkınızı gizleme korkaklığına geldiniz?” sorusunu sormak gerekiyor. HDP İstanbul’da, İzmir’de, Adana’da, Ankara’da, Mersin’de ve daha birçok yerde oyunu CHP-İP ittifakına verecektir. HDP’nin bundan başka şansı var mı?

AKP-MHP birlikteliği HDP’nin nefesini daraltırken, CHP-İP sürekli hayat öpücüğü vermektedir.

 

0-5 yaş grubu bebeklere dahi sorsan HDP’nin CHP ve İP’le ittifakını çok net işaret eder. HDP çok net dururken, gizleme adına CHP ve İP’in yaptığı olsa olsa siyasi komedyenliktir. Başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere hiçbir il CHP-HDP-İP üçlüsüne kaptırılmamalıdır. Terör örgütünün yardım ve yaltakçısı HDP’nin olduğu yerde bu seçimler sadece sıradan yerel bir seçim olarak görmek mümkün değildir.  Zekâsı olan beka meselesini işte bu yüzden anlar.