Yerel seçim öncesi de faallerdi, seçimlerin ardından daha da azdılar.

Türkiye’nin yükselmesinin önünde set olmak isteyenler, maşaları aracılığıyla yürüttüğü Türk milletini kıskaca alma girişimlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar.

Asıl niyetlerini gizlemek için türlü türlü yöntemler deniyorlar.

***

Açık açık Türk milletinin çözülmesini istediklerini diyemiyorlar da, toplumun değişim ihtiyacı olduğundan, çağa ayak uydurma zorunluluğundan dem vuruyorlar.

Dünyaya Ankara merkezli bakıştan rahatsız olduklarını adam gibi ifade edemiyorlar da, Avrupa Birliği sürecinin gereklerinden bahsediyorlar.

Kelime oyunlarının etrafında dolanıp duruyorlar.

***

Ağız kalabalığına getirmenin gerçekleri görünmez kıldığına inanıyorlar.

Ateşle oynadıklarının, oynadıkları oyunun son perdesinde avuçlarını yalayacaklarının farkında değiller.

Başlattıkları aldatma kampanyasının temeline ekonomik sıkıntıları oturtmanın kendilerini başarılı kılacağına inanıyorlar.

***

Akşamdan kavurup, sabaha savuruyorlar.

Bir gün bir sermaye grubunun temsilcisine, diğer gün bir kısım medya organlarına, başka bir gün ise akademik çevrelere safsatalarını dillendiriyorlar.

Osman Kavala’nın serbest bırakılmasıyla ekonominin coşması arasında bağ kuranlar taktıkları Avrupa Birliği maskesinin pazarladıkları ihaneti gizlediğini sanıyorlar.

***

Ve dahası Türk milletini bilinçsiz, kişiliksiz ve tepkisiz bir toplum haline getirmekle görevli olduklarının anlaşılmadığını zannediyorlar.  

Önlerindeki en büyük engelin Cumhur İttifakı olduğunun da farkındalar.

Cumhur İttifakı’nın sesi kesilmesi gereken son milli direnç kalesi olduğunu adları gibi biliyorlar.

***

Bu nedenle her gün başka bir mecradan AKP-MHP kavgası yükleniyor gibi yalanları dolaşıma sokuyorlar.

Cumhur İttifakı’nın arasına girecek kara kedi için dua seansları bile düzenliyorlar.

Sermayesi fitne olanlar, Türk milletinin milli değerler etrafında kenetlenerek hain emelleri boşa çıkaracak akla sahip olduğunu hesap edemiyorlar.