CHP'nin belediyelerinde yaşanan kalite düşüklüğü ve yönetim zafiyetleri, toplumun yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir mesele haline geldi. Partinin yarım yüzyılın ardından birinci olarak çıktığı 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nden bu yana CHP’li belediyelerin sorumluluk alanlarına giren yerlerde yaralanmalı, ölümlü olaylardaki artış bunun göstergesi.

Seçimlerin hemen sonrasında, Beşiktaş’ta 16 katlı bir binanın bodrum katındaki gece kulübünde tadilat sırasında çıkan yangın, hızla yayılarak içindekilerin canına mal olurken 29 kişi hayatını kaybetti. Yangının olduğu mekanın 1987'de ruhsat aldığı, 2018 yılında Beşiktaş Belediyesi’nde ruhsat yenilemesi yaptığı ortaya çıktı.

Seçimlerin iki hafta sonrasında, Antalya'da Konyaaltı İlçesi’ndeki teleferik kazasında bir direğin devrilmesi sonucu kabinde bulunan 8 kişiden 1’i hayatını kaybetti.  Sistemin durması nedeniyle havada asılı kalan 24 kabindeki 174 kişi AFAD'ın koordinesinde yapılan kurtarma çalışmalarıyla kurtarıldı. Kaza sonrası yapılan incelemelerde, kazanın sorumluluğuyla ilgili önemli bulgular ortaya çıktı. Kazaya ilişkin gözaltına alınan 14 şüpheliden 5'i tutuklandı. Aralarında eski ANET Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olan, CHP’nin Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz'ün de bulunduğu belirlendi.

Seçimlerin dört hafta sonrasında, İstanbul'un Küçükçekmece ilçesinde yaşanan bir başka trajedide, beş yaşındaki Edanur Gezer, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin kazı çalışması yaptığı alanda biriken suya düşerek, ne yazık ki hayatını kaybetti. CHP’li belediyenin güvenlik ve denetim mekanizmalarının eksikliği ortaya çıktı. İlginçtir, ne bu elim hadise, ne de CHP’li belediyelerin yetersizlikleri sebebiyle meydana gelen diğer olaylar ne sosyal medyada ne de muhalif kanallarda doğru düzgün masaya yatırılmadı. Sorumluluklar resmen görmezlikten gelindi.

Geçtiğimiz gün, günler öncesinden yapılan yağış uyarılarına rağmen Ankara sel altında kaldı. Seçim kampanyası sırasında Mansur Yavaş, halkın güvenliği ve kent refahı konusunda çeşitli vaatlerde bulunmuştu ancak gerçekte olanlar, bu sözlerin çok uzağında kaldı. Özellikle altyapı eksikliklerinin ortaya çıkmasıyla, Yavaş'ın vaatlerinin sadece kuru sözlerden ibaret olduğu açıkça görüldü.

Ekonomik zorluklarla mücadele halindeki vatandaş, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde AK Parti iktidarına karşı bir uyarı yapma ihtiyacı hissetmiş olabilir. Ancak bu uyarı, CHP'nin belediyecilik başarısızlığını ödüllendirmek anlamına gelmemeliydi. Yerel seçim sonuçları, CHP'nin belediyecilik performansını meşrulaştırmadığı gibi CHP’li belediyelerde yaşanan sorunlar, CHP belediyeciliğinin halkın beklentilerine cevap verme kapasitesinin zayıflığını gösteriyor. Şimdi sorulması gereken soru şu: Ekonomik sıkıntılarla boğuşan vatandaşlar, iktidarı cezalandırarak CHP'yi birinci parti yaptıysa, CHP belediyeciliğinin yol açtığı can ve mal kayıplarının cezası kime kesilecek?