Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki bir heyetin, başörtüsü konusunda hazırlanacak anayasa değişikliği için MHP, CHP, HDP ve İP gruplarını ziyaret etmesinin ardından, 6’lı masanın içinde bazı yöneticilerin, yazarların, yorumcuların mal bulmuş mağribi gibi trajikomik hâllerini ibretle izliyoruz. HDP kendi ortakları ama sanki başka bir parti yahut hiç bağlantıları olmayan bir parti gibi davranıyorlar. Ya da ortaklarının başkasıyla poz vermesinden dolayı kıskançlık krizine girdiler.
Kemal Kılıçdaroğlu iki ay önce “HDP ile görüşüyoruz çünkü tarihin bize yüklediği bir misyon var” demişti. 6’lı masanın başı Kılıçdaroğlu, bu cümleyi kurduğunda “HDP ile ne görüşüyorsunuz?”, “Tarihin yüklediği misyon ne?” diye sormayan 6’lı masanın aksesuarları, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “başörtüsü konusunda hazırlanacak anayasa değişikliği için” TBMM’de grubu olan partilerle görüşmesi üzerinden Cumhur İttifakı’na saldırıp, MHP’ye misyon biçmeye çalışıyorlar.
Kim bunlar?
2015 yılından itibaren “Her CHP’linin evinden bir oy HDP’ye” diyenler…
7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra HDP ile koalisyon kurmaya kalkan ve utanmadan MHP’ye bu alçak teklifi getirenler…
2017 yılında gerçekleşen referandumda HDP ile yurt içi ve dışında “Hayır” kampanyası yapanlar…
2017 yılında HDP ile birlikte “Adalet Yürüyüşü” yapanlar…
2018 yılında Afrin’de Türk Ordusu’nun gerçekleştirdiği “Zeytin Dalı Operasyonu’na” HDP ile birlikte karşı çıkanlar…
2019 yerel seçimlerinde İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Adana’da, Mersin’de, Antalya’da, Hatay’da ve daha birçok büyükşehir belediyesinde HDP ile ittifak yapanlar…
HDP ile birlikte Türklüğü, Atatürk milliyetçiliğini Anayasa’dan çıkarmayı hedefleyen anayasa taslağı hazırlayanlar…
Irak ve Suriye’de gerçekleşecek terör operasyonlarıyla ilgili tezkerelere HDP ile birlikte “Hayır” oyu verenler…
“HDP, Kürt siyasal hareketinin temsilcisidir” diyenler…
Eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ı cezaevinden kurtarmak için seferberlik başlatanlar…
Daha iki hafta önce Brüksel’de HDP ile aynı masada poz verenler…
Türk Ordusu’na “Kimyasal silah kullanıyor” iftirasını HD(P)KK ile birlikte atanlar…
Bu örnekleri uzatır mıyız?
Uzatırız.
2014 yılından itibaren CHP-HDP ilişkisine, 1 Kasım 2015 seçimleri sonrası ve İP’i kurduğu 2017 sonrası Meral Akşener’in HDP ilişkilerine birçok örnek verebilir miyiz? Elbette veririz.
Hâl bu iken CHP, İP ve diğer ittifak kuyrukları terörle mücadelenin en yoğun olduğu bir süreçte nasıl kendi ortakları HDP üzerinden Cumhur İttifakı üzerinde hikâyeler yazmaya çalışıyorlar?
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki heyet, “PKK’nın büyük partisi hâline gelmiş CHP ile görüştük, küçük partisi HDP’ye ihtiyaç yok” deseydi. Ya da “Başörtüsü konusunda teklif öneren CHP’ye anayasal değişiklik konusunda atacağımız adımı gösterdik. O da kendi ortakları İP ve HDP’ye göstersin” deseydi. Bu işin ironisi de, gerçeği de bu şekilde değil mi?
Son 6 yılda terörle mücadele operasyonlarında 36 bin 700 terörist öldürülmüş, bunlardan 100’e yakını Kandil’in sözde üst düzey sorumlusu iken, Cumhur İttifakı’na yönelik HD(P)KK senaryolarının hiçbir hükmü olmaz.
CHP ve ittifak kuyrukları, HDP ile birlikte terör örgütü PKK’nın kavramlarını, varlığını, eylemlerini korumaya çalışırken, sadece “Başörtüsü konusunda” yapılan görüşmeden senaryo çıkarmaya çalışmak ancak böyle bir ittifakın zekâsıyla mümkündür.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin HDP’ye ve terör örgütü PKK’ya bakış açısı bellidir. Bunu da her fırsatta çok net bir şekilde ifade etmektedir. Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık eden HDP kapatılmalı, terör örgütü PKK ezilmeli ve yok edilmelidir.
Bence HDP ile kameralar önünde “Başörtüsü konusunda” yapılan görüşmeden ziyade, CHP’nin kapalı kapılar ardında HDP ile yaptığı pazarlıklar ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Tarihin bize yüklediği bir misyon var” sözüyle HDP ile ilişkilerine yüklediği anlam üzerinde yoğunlaşmak lazımdır. Çünkü HDP’nin tapusu CHP ve ittifak kuyruklarındadır.