Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Sosyal hayatta her yerde karşınıza çıkabilecek “Hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin” davranışı içinde olan tipler vardır. Bu türler herkesi ayrı ayrı idare etmeye çalışırlar. Türk siyasetinde bu işi en çok yapan da Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Daha geçtiğimiz hafta 15 Temmuz darbe davalarında tutuklu askeri okul öğrencilerinden tahliye olan FETÖ sanığı Taha Furkan Çetinkaya ve "Ben Fethullah Gülen'e teröristtir diyemiyorum ama bana bu cemaatin içindeki insanlardan komşularım oldu. Ben tertemiz insanlar olduklarını düşünüyorum. “ diyen annesi Melek Çetinkaya ile kucaklaşan Kemal Kılıçdaroğlu dün de Ergenekon ve Balyoz davalarında tutuklanan emekli Tümamiral Deniz Kutluk'u evinde ziyaret ederek, "Devletin onlara özür borcu var. Bu defter kapanmış bir defter değildir" demiş…
Mağdur edenle, mağdur edileni ayrı ayrı idare etmek görüldüğü gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyaset tarzıdır.
“YPG terör örgütü değil, vatanını koruyan oluşum”, “Türkiye’nin beka sorunu yok. YPG bize saldırmaz” dediği hâlde YPG’li teröristlerin şehit ettiği askerin evine başsağlığı için giden yahut sayfasından başsağlığı mesajı yayınlayan da bu Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
YPG’yi terör örgütü görmeyen, teröristbaşı Öcalan’ın ev hapsine çıkmasının kendi için mesele olmayacağını söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu elbette "Ben Fethullah Gülen'e teröristtir diyemiyorum” diyen FETÖ anasını da bağrına basmakta bir sakınca görmeyecektir.
Biliyorsunuz Balyoz ve Ergenekon adı verilen FETÖ kumpas davalarının kamuoyunda hazırlandığı yer Taraf gazetesi idi. Bu gazetenin Genel Yayın Yönetmeni de Ahmet Altan idi.
Kemal Kılıçdaroğlu bu kumpaslarla ilgili Ahmet Altan’ın Taraf gazetesinin manşetlerinde attığı başlıkların mürekkebi dahi kurumadan Altan kardeşlerin evine gidip taziye adı altında kucaklaşmış, Altan kardeşler tutuklandığında ilk tepkiyi yine kendisi göstermiş ve serbest bırakılmaları için Adana’da miting düzenlemişti.
Cezaevinden tahliye edildiğinde kumpas manşetlerin sorumlusu Ahmet Altan'ı telefonla arayarak “geçmiş olsun” dileğinde bulunan da aynı Kemal Kılıçdaroğlu idi.
Ergenekon ve Balyoz davalarında tutuklanan emekli Tümamiral Deniz Kutluk'u evinde ziyaret edip “Bu defter kapanmış bir defter değildir" nutukları atan Kemal Kılıçdaroğlu’na Tümamiral Deniz Kutluk keşke kendilerine kumpas manşetleri atan Ahmet Altan’ın Taraf manşetlerini ve "Ben Fethullah Gülen'e teröristtir diyemiyorum” diyen FETÖ anasıyla olan fotoğrafları Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzüne çarpsaydı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikiyüzlü davranışlarının hak ettiği budur.
Her eylemi ve söylemi PKK’dan, FETÖ’den, YPG’den, DHKP-C’den yana ama bu terör örgütlerinin şehit ve gazi ettikleri üzerinden de siyasi istismar yapabiliyor.
Kemal Kılıçdaroğlu “Hem ayranım dökülmesin hem yoğurdum ekşimesin” diye diye CHP’yi ve kendine oy verenleri bugüne kadar idare etti. CHP’nin genetiğini tamamen bozdu. Şimdi bununla yetinmiyor, Cumhurbaşkanı adaylığına soyunuyor. Fırsatını bulsa Türkiye’nin genetiğini bozacak…
Kemal Kılıçdaroğlu’nda utanma, yüz kızarma namına inanın zerre bir mimik davranışı yoktur. Yüreği ve bir eli katilde iken mağdurlarla poz verecek kadar zıvanadan çıkmış hâldedir.
Bu “Helalleşme” yolculuğu değil, “Haramlaşma, yüzsüzleşme, pişkinleşme” yolculuğudur. Allah kimseyi Kemal Kılıçdaroğlu’nun hâline düşürmesin…