Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 500 bin sosyal konut, 250 bin arsa ve 50 bin iş yeri yapılacağını Türk milletine müjde olarak duyurduğu "İlk Evim, İlk İş Yerim" isimli konut projesine halkın yoğun ilgisi oldu. Şu ana kadar 5 milyona yakın başvuru yapıldı. Başvuru sayısının ilerleyen günlerde daha çok artması beklenmektedir. Hükümetin dar gelirli insanlarımıza böyle bir imkân tanıması aynı zamanda Türk milletinin barınma ihtiyacının olduğunu da göstermiştir.
Bu aşırı başvuru ve talep, projenin genişleyeceğini de göstermektedir. Hükümetin bu projeye gösterilen ilgiden gereken mesajı da alması gerekmektedir. Türkiye’deki barınma ihtiyacını köklü bir halde giderecek seferberlik başlatılması ve halkın bu meselesine çare bulunmalıdır. Çünkü ev satın alma ve kiralama fiyatlarının çok yükselmesi dar gelirli vatandaşlarımızı çok zor durumda bırakmıştır. Bu proje dar gelirliyi ev-işyeri sahibi yapacağı gibi, ev satın alma ve kiralama ücretlerini de dengeleyecektir.
“Elim dar olacağına evim dar olsun” şeklinde bir atasözü vardır. Bu atasözü toplumda eve verilen önemi de göstermektedir. Hani derler ya “Başımı sokacak bir evim olsun…”
Milli ve yerli teknolojik üretimlere, Togg araba üretimine ve daha nice projeye karşı çıkan CHP, topyekûn "İlk Evim, İlk İş Yerim" projesine de karşı çıkmaya başladı. Başta Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesi sürekli projeyi kötüleyen, halkın yoğun ilgisine gölge düşürmeye çalışan propagandalara başladılar. “Başvurmayın yapmazlar, başvurmayın zamlanır…” ve buna benzer ne kadar kara propaganda varsa yapıyorlar. Çünkü halkın yoğun ilgisi bunları seçimler sonuçları için de ürkütmüştür. Ortada seçim de olmasa CHP’nin felsefesini zaten CHP Grup Başkanvekili Engin Altay “Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok. Milletin bize verdiği görev bu” sözleriyle ortaya koymuştu. CHP’nin her olaydaki politikası budur. “Halkın yararına ne yapılacaksa engelle, kötüle” siyaseti CHP’nin genetiği haline gelmiştir. Zaten "İlk Evim, İlk İş Yerim" projesini CHP engellemeye ve kötülemeye çalışmasa kendi varlığını inkâr eder. CHP’nin siyasi cibiliyeti budur.
Aklı başında herkes de CHP’nin bu halini görüyor ve değerlendiriyor. O yüzden kimse itibar etmiyor. CHP’nin yerel seçim iktidarını 3 yıl içinde herkes gördü. İmamoğlu İstanbul’da herkesin dalga konusu, Yavaş Ankara’da çapsızlığın kitabını yazıyor, yandaşa ihalelerle meşgul oluyor… İzmir’in, Adana’nın, Antalya’nın, Mersin’in hali ortada… Koltukları boş kalsa bu şehirlere inanın hizmet daha çok olurdu.
CHP’nin siyaset fitneliği ortadadır ve bu mantıkla hiçbir yeri yönetemeyecekleri anlaşılmıştır.
O yüzden "İlk Evim, İlk İş Yerim" projesinde hiçbir vatandaşımız CHP’yi dikkate almadan, hükümet üzerinde “barınma sorununa” geniş çaplı çözüm getirtecek baskıyı oluşturmalı ve alacağı hizmete odaklanmalıdır. CHP zaman kaybı, CHP boş beleş işlerin işgüzarıdır.
"İlk Evim, İlk İş Yerim" projesi halkımızın barınma sıkıntısına büyük ölçüde çözüm olup, halkımızı rahatlatacaktır. Bu projede hükümetin eksiği de varsa, halkın kendi fazla talebi de varsa bunu takip edecek halkın kendi iradesi olmalıdır. CHP ve ittifak kuyrukları gibi istismarcıları hizmet konularına bulaştırmak inanın gereksizdir. Çünkü karşınızda hastalıklı bir yapı vardır.
"İlk Evim, İlk İş Yerim" dar gelirli vatandaşlarımıza inşallah huzur getirir. Devlet-millet dayanışması umarım bu projeyi zafere taşır.