Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Kadın, çocuk cinayetleri devam ediyor, hayvanlara yönelik işkenceler hız kesmeden sürüyor. Katiller, psikopatlar içimizde kol geziyor. Bunların kime, ne zaman acı yaşatacağı belli olmuyor. Bazen bir evde, bazen bir sokak ortasında, bazen izbe bir köşede, bazen bir okulda, bazen bir iş yerinde, bazen yolda evine doğru yürürken gelip bir masumu buluyorlar.
İstanbul’da Can Göktuğ Boz isimli psikopat bir katil tarafından samuray kılıcıyla öldürülen Başak Cengiz isimli genç kız ise en son acımız oldu. Can Göktuğ Boz isimli katil günlerce kendine öldürmek için hedef seçiyor ve hepsinden kendisine karşı koyma potansiyeli olduğu için vazgeçiyor ancak son olarak Başak Cengiz’in kendisine karşı koyamayacağını düşündüğü için ona arkasından gelip samuray kılıcıyla darbeler savurarak öldürüyor. Başak Cengiz tam da psikopat katilin düşündüğü gibi hiç karşı koyamadan oracıkta yere yığılıyor ve hayatını kaybediyor. Bir genç kız daha psikopatların zevkleri, beyinlerinde kurguladıkları kanlı oyun yüzünden hayatını kaybetti. Türkiye gençliğinin baharında hayatını kaybeden Başak Cengiz’e üzülüp olaya öfke duyarken, Kocaeli’de 12 Temmuz günü Afganistan uyruklu bir sapığın cinsel istismar girişiminde bulunduktan sonra yaraladığı Ayşegül Aydın’ın tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdiği haberi geldi.
Bu arada Mersin’de Yörük ailesinin çadırının önünde bisikletiyle oynarken kaybolduğu iddia edilen ve 10 gün sonra ailesinin çadırının 7 kilometre uzağında ölü olarak bulunan 3 yaşındaki Müslüme Yağal isimli çocuğun acısı da bu acılara eklenmiş durumdadır. Cansız bedeni ailesinin çadırının 7 kilometre uzağında bulunan bu yavrunun ölümü tamamen şüpheli durumdadır. Müslüme Yağal’ı bulan çoban Ayşe Bacak’ın “Kıyafetleri üzerinde değildi. Ayakkabıları ve kıyafetleri bulunduğu yerin uzağındaydı. Bir çocuğun buraya yürümesi çok zor...” ifadeleri bu şüpheyi kat kat artırmış durumdadır. Yarınlarda bu yavrunun yine bir sapık tarafından öldürüldüğünü duyarsak hiçbirimiz şaşırmayacağız. Çünkü geçmişte yaşanan yüzlerce buna benzer örnekler vardır. Yaşanan her kadın, çocuk cinayetleri sonrasında Türkiye gündemine gelen “sapık katillere en ağır cezaların verilmesi” tartışmasında henüz yasal bir adım atılmış değildir. Ağır cezalar tartışılıyor, konuşuluyor ve daha sonra benzeri bir olay yaşanana kadar ağır ceza verme tartışmaları soğumaya bırakılıyor. Caydırıcılık olmazsa eğer bu tür katliamların sonu gelmeyecek, kadın ve çocuk cinayetlerine yenileri eklenecektir.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Çocuk istismarı, kadın cinayetleri, tecavüz suçlarında caydırıcı, kalıcı ve kapsayıcı sonuçlar alabilmek için gerekirse idam cezası bile tartışmaya açılmalıdır” çağrısı karşısında iktidar ve muhalefet birleşmelidir. Acıların dinmesi, kanlı olayların azalması, toplum vicdanının rahata ermesi için bu şart ve mecburidir.