YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Cumhur ittifakının ruhuna, misyonuna ve gelecek tasarımına uygun bir şekilde Türk dünyasındaki dayanışma ve iş birliği son surat devam ediyor. Türk dünyasının birlik ve beraberlik içinde olmasına yönelik yıllar önce ekilen tohumlar, bugün meyvesini vermeye başlamıştır. Cumhur ittifakı kurulduktan sonra Türk dünyasına mensup devletler içinde çok somut dayanışma adımları atılmıştır. Bu dayanışma ve birlikteliğin adına “Türk Devletleri Teşkilatı” denilmesi bile bu konuda kararlılığın, ciddiyetin ve inanmışlığın göstergesi olmuştur.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) veya eski adıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler İş Birliği Konseyi (Türk Konseyi); Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye'nin üye; Macaristan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkmenistan'ın gözlemci statüsünde yer aldığı bir kuruluştur. Türk devletlerinden oluşan uluslararası bu kuruluşun varlığı, Türk dünyası içindeki devletlere büyük bir özgüven meydana getirmiştir.
Türk dünyasının büyük düşünce adamı Gaspıralı İsmail Beğ’in zamanında “Dilde, fikirde, işte birlik” şeklinde ifade ettiği bu birliktelik, bugün Türk dünyasına hâkim olmaya başlamıştır. Her alanda dayanışma, güçlenme, bir ve beraber olma programları düzenlenmektedir. Mesela önümüzdeki günlerde Türk Devletleri Teşkilatı Çok Modlu Ulaştırma ve Lojistik Forumu ve Türk Devletleri Teşkilatı Ekonomi ve Ticaretten Sorumlu Bakanlar 12. Toplantısı ve Türk Dünyası İş Forumu İstanbul’da gerçekleşecektir. Geçtiğimiz haftada Bakü'de Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Afet ve Acil Durum Yönetiminden Sorumlu Bakanları 2. Toplantısı gerçekleşmiştir. Daha önce de eğitimde, ekonomide, sporda, kültürde, yargıda, emniyette, askeri tatbikatta velhasıl birçok alanda Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde dayanışma-şuurlandırma toplantıları yapılmıştır.
Türk Devletleri Teşkilatı’nın bu faaliyetleri, Türk milletinin geleceğine ve varlığına yapılmış en büyük hizmettir. Türk Dünyasındaki dağınıklık yavaş yavaş kalkmış ve tek vücut olmaya doğru ilerlemektedir. Milli davamız Azerbaycan konusunda Türk Devletleri Teşkilatı’nın tek ses, tek yürek olması, bu birliğin faziletini ve önemini göstermektedir.
Yine Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev’in, Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) geçtiğimiz günlerde Bakü’de düzenlenen doğal afetler yönetimi toplantısında, “Etkinliğimizde KKTC bayrağı dalgalanmalıdır ve dalgalanacaktır” sözlerini kullanması artık Kıbrıs’a Türk Dünyası olarak daha güçlü sahip çıkılacağının işareti olmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da "Bir millet, üç devlet olgusuyla Doğu Akdeniz'deki bir Türk devleti olan KKTC, varlığını bu anlayışla sürdürürken, Azerbaycan ile aramızdaki gönül birliğinin, değerlerin ve aynı milletin kopmaz bir parçası olarak münasebetimizin giderek artması en büyük temennimdir." açıklamasıyla İlham Aliyev’e yaptığı teşekkür konuşması gönlümüze Türklüğün dayanışma ferahını yaşatmıştır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin, geçtiğimiz yıllarda yapmış olduğu “Türk halklarının ortak tarihi, dili, kültürü, gelenekleri ve değerleri temelinde, Türk Devletleri Teşkilatı’nın çok taraflı iş birliğini daha da derinleştirme ve genişletme kararlılığı takdire şayandır.
Cumhuriyeti’mizin yeni yüzyılı hem Türkiye yüzyılı hem de Türk yüzyılı olacaktır.
Issık Gölü’nün kutlu hatıraları etrafında Türk halkları kenetlenecektir.
Tanrı Dağı’nın eteklerinden dünyaya, adalet, barış, huzur ve istikrar yayılacaktır.
Buradan Özbekistan’a, Azerbaycan’a, Kazakistan’a, Kırgızistan’a, Türkmenistan’a, Macaristan’a, KKTC’ye selamlarımı iletiyor, bu ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarını Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte ayrı ayrı tebrik ediyorum.
Bizim için vatan büyük ve müebbet bir ülkedir, onun adı da Turan’dır.
Selam olsun Turan coğrafyasına.” şeklindeki konuşması Türk dünyasının hedefini, birlikteliğini ve dayanışmasını özetleyen ve geleceğe dair planların olduğunu anlatan anlamlı cümleler olmuştu. Türk milleti adına ne mutlu… Türk dünyası var çünkü…