İstanbul Aydın Üniversitesi'nce düzenlenen "Biden Döneminde Türk-Amerikan İlişkilerinin Geleceği" başlıklı webinarda yeni Başkan Joe Biden döneminde Türkiye-ABD ilişkilerini bekleyen olgular ele alındı. Webinar'da, sorunların çözümü için diyaloğun şart olduğu dile getirildi.
İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Lisansüstü Eğitim Enstitüsü ve Diplomasi Araştırmaları Derneği'nin iş birliği ile düzenlenen 'Biden Döneminde Türk-Amerikan İlişkilerinin Geleceği' (The Future of Turkish - American Relations in the Biden Era) adlı webinar, İAÜ resmi YouTube hesabından canlı olarak yayınlandı.
Açılış konuşmasını İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın'ın yaptığı webinarın moderatörlüğünü ise İstanbul Aydın Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca üstlendi. Webinarda Emekli büyükelçi Matthew Bryza, İAÜ Öğretim Görevlisi ve ABD-Türkiye İlişkileri Dış Politika Uzmanı Ali Çınar, The Heritage Foundation Dış Politika Merkezi Direktörü Luke Coffey, TRT World Editörü Yusuf Erim, Hudson Enstitüsünden kıdemli araştırmacı Michael Doran ve Bahçeşehir Üniversitesi Amerikan Araştırmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. Burak Kuntay da konuşmacı olarak yer aldı.
Aydın: Türkiye ile ABD ayrılmaz bağlarla bağlı
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren İAÜ Mütevelli Heyet Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın, 18. Yüzyıl'da deniz ticaretiyle başlayan Türkiye-ABD ilişkilerinin II. Dünya Savaşı sonrası NATO ile zirveye ulaştığını ve inişli çıkışlı ilerleyen ilişkilerin bugün yeni bir boyut kazandığına dikkat çekti. Doç. Dr. Aydın, "Bugün Türkiye-ABD ilişkilerinde Suriye, Irak, Libya, S-400 füzeleri, F-35 projesi ve FETÖ elebaşının hala ABD'de ikamet etmesi gibi ciddi anlaşmazlıklar içeren sorunlar bulunuyor. Ancak ben Türkiye ve ABD gibi iki önemli NATO müttefikinin birbirine ayrılmaz bağlarla bağlı olduğuna inanıyorum. Bu ilişkilerin bugünkü webinar ile detaylı bir şekilde ele alınacağına inanıyor, çözüm önerilerinin de değerlendirileceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Bryza: PKK'yı PYD/YPG'den ayırmak mümkün değil
İlk konuşmacı olarak söz alan ABD'nin emekli Azerbaycan büyükelçisi Matthew Bryza, Biden döneminde, eski Başkan Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında oluşan ikili ilişkinin ve "arka kapı diplomasisi"nin sona ereceğini düşündüğünü söyledi.
Bryza, "Kurumlar arası ilişkilerden doğan diplomatik faaliyetlerin artacağını tahmin ediyorum. Bu durum kısa vadede ikili ilişkilere zarar veriyormuş gibi gözükse de uzun dönemde ilişkilerin güçlenmesine yol açacaktır" dedi.
Bryza'nın en dikkat çeken açıklaması ise "Nasıl bir insanın kendini kendinden ayrılması mümkün değil ise, PKK'yı PYD/YPG'den ayırmak mümkün olamayacaktır" oldu.
Kuntay: Politikalar değil yaklaşımlar değişecek
Bryza'dan sonra söz alan Bahçeşehir Üniversitesi Amerikan Araştırmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. Burak Kuntay, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Bölgede büyük bir kargaşa olmadıkça ilişkilerde dramatik bir değişiklik beklemiyorum. Değişen, politikalardan ziyade yaklaşımlar olacaktır. Türkiye ABD ile S-400, Doğu Avrupa Enerji meselesi dahil olmak üzere her konuda müzakereye açıktır. Ancak PKK/YPG sorunu Türkiye için bir kırmızı çizgidir, bu konu müzakere dışı olmalıdır."
Doran: Diyalog ve empati gerekli
Hudson Enstitüsünden kıdemli araştırmacı Michael Doran ise, "Dünya artık Obama dönemindeki dünya değil. Bu sebeple de Türkiye-ABD arası ikili ilişkilerde Obama dönemindeki zemine dönüş olacağı görüşüne katılmamaktayım. Özellikle S-400 sorununun çözümünde diyalog ve empati gerekli. Uzman bir ekip kurulması ve sorunun tüm boyutlarıyla tanımlanması halinde çözüm mümkün olacaktır" diye konuştu.
Yeni dönemde Soğuk Savaş dönemindeki güvenlik merkezli yaklaşımlardan çıkılması gerektiğini ifade eden TRT World Editörü Yusuf Erim, "Türkiye-ABD arası ikili ilişkilerde yeni parametreler tanımlanmalı. S-400'ler için Kuzey Kıbrıs'a konumlandırma seçeneği düşünülebilir. Böyle bir durumda AB ile sorun yaşama ihtimali söz konusu olsa da, füzelerin KKTC'ye yerleştirilmesi ABD ile sorunları ve Türkiye'nin ulusal güvenlik endişesini azaltacaktır. Türkiye ile ilişkiler ABD'nin devlet politikasının bir parçası haline gelmeli. Çünkü ABD'nin bölgedeki çıkarlarına uygun başka bir aktör mevcut değil" şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Coffey: Ortak çıkar noktaları tespit edilmeli
The Heritage Foundation Dış Politika Merkezi Direktörü Luke Coffey konuşmasında; Türkiye-ABD ilişkilerinin 70 yıldır inişli çıkışlı bir seyir izlemekte olduğunun altını çizerek "Son 7 yılı aşkın süredir anlaşmazlıklar had safhada. Taraflar ortak çıkar noktalarını tespit etmeli ve bu konularda masaya oturmalı. Örneğin; NATO'nun genişleme fikri, Ukrayna, enerji güvenliği gibi konular her iki tarafın da çıkarları etrafında müzakere edilebilir. S-400 sorununda ise Türkiye'nin hava savunma sistemlerini Azerbaycan'a gönderdiği bir model düşünülebilir" açıklamalarında bulundu.
Çınar: Önce karşılıklı güven sorunu aşılmalı
ABD-Türkiye İlişkileri Dış Politika Uzmanı ve İAÜ Öğretim Görevlisi Ali Çınar ise "Taraflar öncelikli olarak karşılıklı güven sorununu aşmalı. Bunu sağlamanın tek yolu da hem politik, hem de askeri kanalları kullanarak iletişim kurmak olacaktır. Orta Doğu'da Türkiye olmadan çözüm mümkün değildir. Türkiye, PKK/YPG konusunda kararlı duruşunu sürdürmeli. ABD'nin bu husustaki tavrı değişmeden ise çözüm mümkün olmayacaktır" diye konuştu.