Dünya günlerdir nefesini tutmuş Rusya-Ukrayna gerilimini izliyor. Moskova Ukrayna sınırına yaptığı yaklaşık 100 binlik askeri yığınağı her geçen gün genişletirken Avrupa ve ABD'den peş peşe uyarı açıklamalar geliyor.
En sonuncusu dün yapılan bürokratik girişimler beklenen sonucu vermedi. Yapılan her toplantı sonrası Rusya'nın işgale girişmesi durumunda ağır bedeller ödeyeceğine dair uyarılar yapılsa da Batı'nın Rusya'ya karşı yol haritası hala netleşmiş değil.
BİDEN'IN GAFI ORTALIĞI KARIŞTIRDI
Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Joe Biden iki ülke arasındaki gerilimi değerlendirirken "Rusya'nın küçük bir alanı işgal edeceğini düşünüyorum" ifadesini kullanması hem Ukrayna hem de Batı cephesinin tepkisini çekmişti.
Ukrayna Devlet Başkanı yaptığı açıklamada, "Büyük güçlere küçük çaplı işgal diye bir şey olmadığını, 'küçük milletler' diye bir şeyin de olmadığını hatırlatmak isteriz. Küçük çaplı kayıp da yoktur, kaybettiğimiz sevdiklerimizin arkasından minik bir yas tutmak diye bir şey de yoktur. Bunu Ukrayna gibi büyük bir gücün cumhurbaşkanı olarak söylüyorum" derken Batı ise Biden'in açıklamasını işgale yeşil ışık olarak yorumlamıştı.
ABD Başkanı Joe Biden'ın, "küçük bir alanın işgali" gafıyla başlayan tartışmada Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelensky'nin çıkışı sonrası Biden'dan sözlerine düzeltme geldi. Beyaz Saray, Biden tartışmaya neden olan sözlerine açıklık getirdi ve "sınırı geçecek herhangi bir Rus birliğin" işgal anlamına geleceğini söyledi ve bunun büyük ekonomik karşılıkları olacağını savundu. Ancak yapılan açıklama tartışmaları dindirmeye yaramadı.
AVRUPALI MÜTTEFİKLERİN KAFASI KARIŞIK
Avrupalı müttefikler, Putin'in Ukrayna topraklarına daha fazla girmemesini talep ederek ve yaparsa sert bir yanıt verme sözü vererek büyük ölçüde ABD ile birleşti. Ancak müttefikler, hangi siyasi ve mali cezaların uygulanacağı ve hatta neyin bir tepkiyi tetikleyeceği konusunda bile birleşmişe benzemiyor.
PUTİN KRİZİ FIRSATA ÇEVİRİYOR
AP geçtiğimiz günlerde Ukrayna'ya gerçekleştirilen siber saldırıdaki tutum ve bir yaptırım uygulanmamasını örnek vererek, "Moskova'ya uygulanacak ekonomik yaptırımların türü ve ciddiyeti ve Kiev'e desteği artırmanın yolları ABD ve Avrupa'yı ikiye bölebilir" uyarısında bulundu.
Aynı haberde Putin'in bu görüş ayrılığından faydalanarak topyekün bir istila dışında, müttefiklerinin yanıtını büyük ölçüde karmaşıklaştıracak daha az dramatik eylemlerde bulunabileceği iddia edildi.
AVRUPA, MOSKOVA'YI UYARDI
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'la Cenevre buluşmasından önce Kiev'i ziyaret etti ve oradan Berlin'e geçerek Fransa, Almanya ve İngiltere dışişleri bakanlarıyla buluştu. Blinken, ABD ve Avrupalı müttefiklerinin Rusya'ya karşı birleşik bir cephe oluşturacaklarını vurgularken, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Moskova'ya "Ukrayna'daki gerilimi tırmandırmaya son verme çağrısı" yaptı, "Daha fazla agresif adımlar atmak ciddi sonuçlar doğuracaktır. Bu bizim için varlık sorunudur" dedi.
Wall Street Journal'ın haberine göre, geçen hafta da CIA Direktörü Bill Burns Avrupa'da görüşmelerde bulundu.
CENEVRE'DEN 1 HAFTA SÜRE ÇIKTI
Blinken, dün de Cenevre'ye geçerek Lavrov'la görüştü. Bu açıklamaların gölgesinde gerçekleşen görüşmeden sonra konuşan Lavrov, Rusya'nın Ukrayna halkını hiçbir zaman tehdit etmediğini savunarak, Rusya'nın güvenlik talepleriyle ilgili olarak ABD'den gelecek hafta yazılı bir cevap beklediklerini söyledi.
Blinken da, "Rusya'nın önünde iki yol bulunuyor; ya diplomasi yolunu seçer ya da çatışmayı tercih edebilir. Rusya'nın endişelerine karşılık vermeye hazırız, Rusya'nın da bizim endişelerimizi anlamasını istiyoruz" dedi.
Gelinen noktada, Ukrayna üzerinden başlayan Batı-Rusya krizinin bir hafta bekleme konumuna geçtiği yorumları yapılırken, Rusya'nın ABD tarafından cevap gelene kadar bir işgal girişiminde bulunmasından da endişe ediliyor.
KIRIM'DA ETKİLİ OLMAMIŞTI
ABD ve Batılı ülkeler ekonomik yaptırımlarla Rusya'nın mali piyasalarını hedefliyor. ABD Senatosu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de bulunduğu üst düzey yöneticilere ve Rus bankacılık kurumlarına karşı bir dizi yaptırım öngören yasa tasarısı sundu. Öneriler arasında, Rusya'nın küresel bankalar arası para transferi SWIFT sisteminden çıkarılması, Rus bankaları ve şirketlerine doğrudan yaptırım, çip satışının engellenmesi, Rus tahvil piyasasına erişimin daha da kısıtlanması ve Almanya ile ortak yapılan Kuzey Akım 2 Doğalgaz Boru Hattı dahil Rusya'ya gelir getirecek eylemlerin engellenmesi de bulunuyor.
Ancak bir kısmı Rusya'nın Kırım'ı ilhaki nedeniyle uygulamaya konan yaptırımların etkisiz kalması nedeniyle, bu yaptırım tehditlerinin de istenilen etkiyi yapmayacağı endişesi var. Özellikle Almanya'ya doğalgaz akışının kesilmesinin, Berlin'i Rusya'ya karşı 'Batı Bloku'nda isteksiz hale getirileceği değerlendiriliyor.
Öte yandan, başta Türkiye olmak üzere Karadeniz'e kıyısı bulunan AB ülkeleri de, dünyadaki en sorunsuz deniz sahası olan Karadeniz'in Rusya'ya yönelik askeri bir girişimle karşı karşıya kalmasını istemiyor.
ERDOĞAN'IN GİRİŞİMİ KRİTİK
Bu aşamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın planladığı Kiev ziyareti ve Putin'le görüşmesi önem kazanıyor.
Erdoğan, "Putin'le, Zelenskiy'i bir araya getirmek istiyoruz" demiş, Kremlin Sözcüsü Peskov da, sorunun çözümüne yardımcı olabilecek herhangi bir ülkenin çabalarını memnuniyetle karşılayacaklarını açıklamıştı.
Reuters da, Erdoğan'ın arabuluculuk girişimine Ukrayna ve Rusya taraflarının sıcak baktığını duyurmuştu.